BRÜKSEL
MEKTUBU
Yakup
YURT
|
|
yurtyakup@gmail.com
|
MR aradığı kahramanı bulabilecek mi ?
13 Haziran 2010 erken genel seçimleri ortaya son derece
ilginç bir tabloyu gözler önüne serdi. Kuzeyde oturan Flaman
halkı milliyetçi sağın temsilcisi NV-A’da buluşurken,
Güneyde oturan Valon halkı ile Brükselli Fransızca
konuşanlar kısa adı PS olan sosyalist partide toplandılar.
Ve bunun dışında birkaç orta boy parti daha varlıklarını
devam ettirdiler tabir caizse... Kısaltması olan MR
harfleriyle anılan liberal reformcu hareketin ayağının
altındaki halı kaydı, parti tam bir türbülansa girdi.
Partide başkanlık topa tutuldu ve başkanlık yarışı alevlendi.
Çalkantılar duracağa benzemiyor. Her tarafta güvensizlik diz
boyu ve çatlak sesler susmak bilmiyor. İşin garibi o
beklenen kurtarıcı/kahraman başkan adayı ufukta görünmüyor...
Küçük krizciklerden sonra, büyük kriz geldi çattı. Resmi
olarak herşey yolunda. Fakat hükümeti kurma görevi ezeli
rakip PS başkanı Elio Di Rupo’ya verildi. Köprülerin
altından çok sular aktı. Federal hükümete katılma şansı yok
gibi bir şey. Kaç yıl süreceği bilinmeyen muhalefet yılları
MR’i bekliyor. Halbuki MR doğası icabı muhalefete hiç alışık
değil. Dışarıya karşı durum küçümsenerek geçiştirilmeye
çalışılıyor. Hiç kolay değil. Zira dünün dost görünen
ideolojik düşmanları bugün birbirini uzun süre yok etme
uğraşı veriyorlar. Kapitalist sistemi kesinlikle
eleştirmeyen PS geçmişin sosyal kazanımlarını savunuyor ve
her seçimde özellikle Brüksel’de yabancı kökenli yeni
Belçikalıların oylarının neredeyse tekelini elinde
bulundurmayı başarıyor. PS’in Brüksel’deki seçim başarısı
akademik bir araştırma konusu olacak kadar çok kapsamlı.
Zira bu satırların yazarının şahsi gözlemleri sonucu gönül
rahatlığıyla yapabileceği saptamaya göre ilgili partinin
Türk kökenli seçilmişlerinin veya seçilmemiş adaylarının
çoğunluğu – istisnalar hariç – kesinlikle sosyalist değiller,
hatta sosyalizm karşıtı insanlardan oluşuyor. Seçmen kitlesi
ise genellikle muhafazakar tabir edilen ve Türkiye ölçeğinde
AKP, MHP, SP, vs... gibi sağ partilere oy verecek kişilerden
oluşuyor. MR’deki hoşnutsuzluğun kökleri çok derinlerde.
Partinin bazı ağır topları Brüksel’deki başarısızlıklarını
yabancı kökenli seçmenleri oylarını alamamakla açıklıyor.
Partinin yabancı kökenlilere karşı tavrıyla stratejik bir
hata işlediğini söylüyor ve yönetimi Brüksel’in demografik
ve sosyolojik gelişmesini doğru okuyamamakla suçluyorlar.
Ufak tefek makyajla açtlaklar eskiden olduğu gibi kapanmıyor.
MR partisi 2002 den beri yapay olarak bir araya gelmiş olan
PRL, FDF ve MCC olmak üzere ikisi büyük, biri küçük üç
kanattan oluşuyor. Çoğu zaman çatışan bu çıkar gruplarını
bir arada tutmak kolay birşey olmasa gerek. O nedenle pilotu
(pilotları) suçlamak çok anlamlı değil.
Hoşa gitmek için her fikri barındıran fakat gelişmesini
tamamlayamamış bu toplama partide genel bir güvensizlik
duygusu hakim. Brüksel bir türlü fethedilemediği için
Frankofon camiada bir yalnızlık söz konusu. Partinin Brüksel’e
egemen FDF kanadı bildiğini okuyor... O nedenle sanki
dümende iki kaptan pilot var gibi. Bazıları partiyi çok
solda bulurken, bazıları da çok sağcı diye nitelendiriyor.
Taban kararsızlık içinde. FDF partinin Valonya’daki tabanını
rahatsız ediyor, ama hiç kimse FDF’i MR bünyesinden atmaya
cesaret edemiyor. Çünkü attıkları takdirde, özellikle
Brüksel’de yok olacaklarını çok iyi biliyorlar.
PS’in yükselen genç değeri, bir zamanlar siyasetbilimci olan
Paul Magnette’e göre bu ittifak daha o zamanlar eşyanın
tabiyatına aykırı «şizofrenik» bir birliktelikti. « Zira
sağcılığı kabul etmeyen liberaller etik konularda hristiyan
demokratlardan daha ilerici görüşleri savunuyorlar, ve
sosyo-ekonomik konularda liberal gerçekçilik ile sosyal
liberalizm arasında bocalıyorlardı. »
Bu bağlamda, Olivier Maingain ile Gérard Deprez arasındaki
ağız dalaşları devede kulak kalır. Aynı birkaç ay önce « Rönesans »
grubunun sahnelediği nadasa bırakılmış intikam oyunu gibi...
Şimdi de kin, nefret, öfke ; birikmiş ne kadar olumsuzluk
varsa ortaya dökülmeye başlandı. Açık veya gizli, somut veya
imalı, bütün söylenenler bir noktada birleşiyor : Mevcut
başkan ve ekibi başarısız ve bir an önce değişmeli. Didier
Reynders ve Liège kökenli yakın koruma ekibinin sesi
kesilmeli. Her konuda acımasız bir eleştiri yağmuru var.
Düello kanlı ve heyecanlı geçeceğe benziyor.
Seçimler süresince kapatılan hoşnutsuzluk vanaları bugün
yeniden açıldı ve sular yükseldi. Kötü teşhise, acı reçete
yazılmalıydı. İyide yazılacak reçeteyi kim uygulayacaktı ?
Sözü geçmeyen ve vedaya hazırlanan mevcut başkan mı ? Onun
devri geçti denilen Louis Michel mi? Rakiplerinin tecrübesi
var ama, daha yumuşak dedikleri oğlu Charles Michel mi?
Kendisini sevmeyenlerin yeterince diplomat bulmadığı, katı
bir psikolojiye sahip olduğu öne sürülen bayan Sabine
Laruelle mi? Yoksa kendisini rüyasında « kurtarıcı » olarak
gören ve « Reyndersçi » olduğu için hiçbir şans tanınmayan
Daniel Bacquelaine mi ? Yoksa Valon liberallerin kesinlikle
kabul etmedikleri Olivier Maingain mi?
Çok zor günler geçiren parti çaresizlik içinde çırpınmaya
devam ederek karizmatik, vizyon sahibi ve birleştirici bir
lider arıyor. Dağılmış parçaları geçici olarak bir araya
getirecek bir tamirci değil. Tam aksine ince siyasetten iyi
anlayan sağlam karakterli, ufak tefek yeniliklerle zaman
kazanmaya çalışmayan gerçek bir devrimci. Yani şifa dağıtan
bir kurtarıcı. Bir kahraman. Kısacası, bulunmaz Hint kumaşı...
Yakup Yurt (c)
Umurbey, 01.08.2010
yurtyakup@gmail.com
YAZARIN
DİĞER
YAZILARI:
Seçtiklerimiz
bizi nereye götürüyor?
MR
aradığı kahramanı bulabilecek mi ?
BRÜKSEL
ADLİYESİ’NDE ÇİFTE CİNAYET…
FACEBOOK’TA
FİLOZOFİK ETKİLEŞİM…
19
MAYIS 1919 – 19 MAYIS 2010 : NE DEĞİŞTİ?
KİMLİK
Mİ ÖNEMLİ, KİŞİLİK Mİ ?
HALKIN
DERDİ SEÇİM DEĞİL, GEÇİM…
MARİANNE
THYSSEN BAŞBAKAN OLABİLİR Mİ ?
DURUM
KÖTÜ, AMA NABIZ ATIYOR…
Eski
Belçika bitti, yenisi yolda…
BUGÜN
23 NİSAN
2030’DA
BRÜKSEL …
BATI
SİSTEMİNİN İFLASI…
SUÇ
TERCÜMANDA…
YAZMA
NEDENLERİM
GÖÇ,
HAYALLER VE IRKÇILIK
TACİZ
Mİ, CİNSEL HACİZ Mİ ?
KADINLAR, ERKEKLER VE İNSANLIK…
14
ŞUBAT SEVGİLİLER GÜNÜ VE 3S KURALI…
İKTİDAR-MEDYA
İLİŞKİSİ BULANIKTIR…
FACEBOOK
FIRTINASI : FAYDA VE ZARARLAR…
MARANGOZLUK
HATASI MI?
YAŞAMINIZ
NE KADAR İNSANİ
MUTLULUĞUN
FORMÜLÜ VAR MIDIR ?
NÜKSEDEN
DERTLER
EVLİLİĞİN
RENGİ
NOBEL
Mİ, TEŞVİK PRİMİ Mİ ?
KARABİBERİM’DEN
YORGUN DEMOKRAT’A ÖZÜR…
ÇİKOLATADAN
MİNARE İNŞAATI…
PARA
SAÇMA, AVUÇ AÇMA…
AH
DUVAR, VAH DUVAR…
FRANSA
PARA İLE İMAN İLİŞKİSİNİ YARGILADI…
İSTİHDAM
“HARAM”, İHRACAT “HELAL”
BUGÜN
SÖYLENECEK ÇOK ŞEY VAR !
Gemlik’e
doğru “zeytin dalı” göreceksin, sakın şaşırma…
AVRUPA’NIN
GELECEĞİ NASIL OLACAK ?
FRANSA’NIN
HOROZU
DOĞRU
TEŞHİS, ERKEN TEDAVİ
SEÇİM
Mİ GEÇİM Mİ ?
İLKBAHAR-SONBAHAR
SOHBETİ
Nefret
dolu birliktelikler…
NAZARETH
DAVASI
YAŞASIN
DOSTLUK, KAHROLSUN BAĞNAZLIK
REZALETİN
BÖYLESİ…
ÇETİN
ALTAN’A KÜLTÜR VE SANAT BÜYÜK ÖDÜLÜ
SOĞUKLARDA
HAVADAN SUDAN DERTLEŞME…
AYDINLAR
VE DERİNLİKLER…
UMUDUMUZ
HERMAN…
BAYRAM,
NOEL, YILBAŞI: PAMUK ELLER CEBE !
KRAL
ÇIPLAK, YA DA PUJADİZMİN AYAK SESLERİ…
KURBAN
BAYRAMI DEYİNCE AKLIMA GELENLER!
AT
BİR E-POSTA, AL BİR E-BEBEK…
PARAYA TAPANLARIN EMEĞE SAYGISI OLUR MU ?
GÜNEŞ
DOĞMAK İÇİN BATAR ?
Obama
Matonge’nin Yıldızı
HEY
OBAMA OBAMA, ODUN LAZIM SOBAMA…
CUMHURİYET
NE DEMEK ?
24
Ekim 1967-24 Ekim 2008 : TAM 41 YIL OLDU BELÇİKA’YA GELELİ…
TÜRBÜLANSTAN
KORKMAYIN, UÇAĞIMIZ DÜŞMEYECEK…
BRÜKSEL’DE
BURUK BİR BAYRAM GÜNÜ…
27
Mayıs’tan 12 Eylül’e giden süreç ve sonrası
SIK
SIK SEÇİM, BELÇİKA’DA ZORLAŞTI GEÇİM…
DARBELERLE
DOLU 58 YIL
GEMİDE
KAPTAN VE PUSULA VAR MI ?
1968-
2008 : 40 YILDA NEREDEN NEREYE ?
24
NİSAN 1982 YANGINI VE “CEBELER”
“SİAMO
MOLTO ADDOLORATİ”
En
büyük terör ırkçılıktır
Doğum
günümde yaşamımdan kesitler
Güvenoyu
mu, mayınlı tarla mı
Tarihte
bugün...
Kaptan
Pilot Yves'in Ulusa Seslenişi
Irkçılık
umutsuzluktan besleniyor...
İnanc
düşmanı özgürlük havarisi
Seyir
devleti ve Sarkozy
Rehberlik
nedir, ne değildir
Yoğurt
tuttu mu, tutmadı mı, yakında görülecek…
Danke
Şön Dazlak
Brüksel’de
durum ne?
Medya
diktatörlüğü, gönül körlüğü
Sisli
havada siyaset
Kurban
Bayramı Arifesinde Bazı Görüşler!
07
Aralık dört iyi insanımızın öldüğü kötü bir gün…
Belçikalılaştıramadıklarımızdanmısınız?
İstanbul’a
gay belediye baskanı mı? Vay anasını…
Ah
Belçika, vah Belçika
Bayram
geldi neyime!
Bugün
19 Mayıs Gençlik Ve Spor Bayramı (mı)?
SARKOZY
VE SEÇİMLERE BİR AY KALA
BELÇİKA'DAKİ DURUMUMUZ...
Gerçek
tek, yorumlar farklı...
Kem
küm, lam lum!
MERİNOS
KOYUNU MU, GLOBAL SERMAYENİN OYUNU MU?
BRÜKSEL'E
KAR YAĞDI, GÖNLÜM ÜŞÜDÜ…
Yılbaşı
bahane, dostluk şahane
Yılbaşı
gecesi yaklaşırken
Küresel
Sessizlik
İmkansızı
olanaklı hale getiren devlet adamı: Bülent Ecevit
Korku
Bahçesinde Sevgi Yeşermez
Bugün
23 Nisan
Tarihte
ve gelecekte kadının yeri
Mösyö
Sarkozy kimdir?
Esti
Nesim'i Bahar, Ya da Nevruz Ateşi
Darbede
Doğan Deniz
Kısır
Döngü veya Kuyruğunu Isıran Yılan
Edison
lambaya püf dedi!
Her
şeye gülünür mü?
Mozart
Bugün 250 Yaşında
UĞUR’suz
bir günün düşündürdükleri!..
Kurban
Bayramı Arifesinde Bazı Görüşler
Epifani
Yortusu ve Kral Galetası
Düşünüyorum,
Öyleyse Varım
(Descartes)
Yılbaşı
Gecesi Yaklaşırken
Ankara-Brüksel
Diyaloğu...
BREL
en büyük Belçikalı seçildi
Çağdaş
Uygarlık
Yolları
Mayın
Döşeli
Adile
Naşit: Vazgeçilmez ve bir daha gelmez…
İntihar
Komondosu Belçikalı
Meryem
Dil
ve Aşağılık Duygusu
ÖEK
Üçlüsüne Ne Oldu?
Bayram
Geldi Neyime
Ramazan
Bayramınızı candan kutlarım!...
Ah
Mutluluk Ah!..
Değişim,
Gelişim ve İlerleme
Sınıftan Atılan "İnkarcı"...
Avrupa,
Avrupa, Duy Sesimizi...
La
Brabançonne ve İstiklâl Marşı
Darbelerle
Dolu 55 Yıl
Tükenen
Ömürler
Gurbetten
Gelmişim...
Lahey'de
Kısa Bir Günden İzlenimler
1950’den
Mektup Var…
Nereden
geldik, nereye gidiyoruz?
Tutarlılığa
Davet
Köprünün
altından daha çok sular akacak
SAYFA
BASI
|