İMKANSIZI OLANAKLI HALE GETİREN DEVLET ADAMI : BÜLENT ECEVİT
Ne
söylesek boş bir anlamda. Kader tecelli etti. Ecel Ecevit'in
ömür cümlesine son noktayı koydu. Şair barış güvercinimizi
aldı bizden. Ufuklar ötesine doğru süzülen ve barış için
çarpan kanatlar şiirler saçtılar boşluğa!
Her geçen gün biraz daha fazla kirlenen
dünyamızdan, tertemiz ayrılmasını bildi Karaoğlan.
Dürüstlüğü ve cesareti miras bıraktı bizlere o güzel insan.
Eşi Rahşan hanımı, kedilerini, daktilosunu, demlenmeye
koyulmuş çayları, Türk tütününden mamûl duman olmayı
bekleyen sigaraları, kitapları, Sanskritçe çevirileri,
mükemmel konuştuğu Türkçe dilini ve hatta en çok inatlaştığı
akranı bir "bilen" Demirel'i boynu bükük, mahzun eyledi…
40 yılı aşkın bir süreden beri siyaset sahnesinin
olmazsa olmaz siması eski Başbakan Bülent Ecevit'in
"beklenen" ölümüyle birlikte Türk Cumhuriyet tarihinin
renkli bir sayfası daha kapanmış oldu. Geçen Mayıs ayında
geçirdiği beyin kanaması sonucu kaldırıldığı Gülhane Askeri
Tıp Akademisi'nde 5 Kasım 2006 Pazar akşamı gözlerini yumdu.
Tiklerinden bizi mahrum etti. Ebediyete intikal etti.
Çalışma Bakanı olduğu dönemde imzalanan işgücü alım
antlaşması ile göçün mimarlarından biri olan Bülent
Ecevit´in vefatı tüm Türkiye´yi olduğu gibi Avrupa´daki
Türkleri de yasa boğdu.
2002
Kasım ayında yapılan genel seçimlerde başkanlığını hiçbir
koşulda yanından ayırmadığı saygın eşi Rahşan hanımla
birlikte eşgüdümlü olarak yürüttüğü Demokratik Sol Parti'nin
(DSP) oyların % 1,2 sini alarak ağır bir hezimete
uğramasından sonra siyaset sahnesine "veda" etmişti. Halbuki
DSP 1999 seçimlerinde oyların % 22,1 ini almayı başarmıştı.
2001 yılında Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer ile yaşanan o
tatsız olaydan sonra köşe yazarlarından birisi onun için
"Karizmatik Ecevit şimdi krizmatik oldu" diye yazmıştı.
Sonradan yaşanan büyük ekonomik krizi ve bunun siyasal
yansımalarını ve hangi koşullarda AKP'nin ezici bir
çoğunlukla iktidara geldiğini herkesin en az benim kadar
görebildiğinden eminim. Türkiye bulunduğu coğrafya
itibarıyla sismik ve jeo-stratejik depremlere çok yatkın bir
ülke. Bunu en iyi bilenlerin başında ise uzaktan akıl
vermeyi çok seven AB yöneticileri gelir…
24 Temmuz 1974 Kıbrıs
Barış Harekatı'ndan sonra adı duvarlara, dağlara, taşlara
yazıldı. Nitelikli bir edebiyatçı, şair, çevirmen (Tagor) ve
gazeteciydi. Politikaya CHP'de
başladı. 1966 yılında Çalışma Bakanıydı ve önemli sosyal
yasaların savunuculuğunu yaptı. 1972 yılında parti
yönetimine, iki yıl sonra da başbakanlığa geldi. 5 Kasım
1972 tarihinde İsmet İnönü Cumhuriyet Halk
Partisi'nden istifa ettiğinde, Genel Başkan Bülent Ecevit
"İnönü'ye esenlik ve uzun ömür dilerim" demişti.
1974 yılı yeni bir dönemin başlangıcı olacaktı. O
tarihte Yunanistan'da faşist Albaylar Cuntası görev
başındaydı. Megalo İdea ve Enosis fikirleri Yunan
politikasının temek taşlarını oluşturmaktaydı.
Bağlantısızlar üyesi Kıbrıs devletinin başında Başpiskopos
Makarios vardı ve Kıbrıs devletinin bağımsızlığının
garantörleri Türkiye, Yunanistan ve İngiltere devletleriydi.
Türkiye'de "solcu" Ecevit afyon ekimi konusunda ABD ile
bilek güreşi halindeydi. Kasketli, kara bıyıklı ve mavi
gömlekli küçük adam boyuna posuna bakmadan koskoca ABD'ye
resmen kafa tutuyordu. Haddi bildirilmeliydi! Ama nasıl?
Yunanlılar Makarios'a karşı bir darbe yaptırılabilirlerdi.
Nasıl olsa İngiltere "ben karışmam, ne haliniz varsa görün
diyecek" ve Türkiye yalnız kalınca tek başına müdahale
etmeye cesaret edemezdi. Ve plan uygulamaya konuldu.
Makarios bir darbe ile devrildi. İngiltere ben karışman
dedi. İngilizlerle görüşmek üzere Londra'ya giden Dışişleri
Bakanı Turan Güneş, başarısız geçen görüşmelerden sonra,
telefonda Londra'da okumakta olan kızı Ayşe'yi ima ederek
"Ayşe tatile çıkabilir" şifresiyle 24 Temmuz 1974 Barış
Harekatının başlama sinyalini verecekti. Sanılanın aksine
Turkiye cesaret edecek ve TSK tarihinde ilk kez amfibik bir
çıkartma harekatı gerçekleştirerek Kıbrıs Türk Toplumunu
kurtaracak ve KKTC kurulacaktı.
1980 darbesinden sonra, eşi Rahşan hanımla
birlikte Anadolu'yu adım adım dolaşacak, askeri rejime kafa
tutacak, DSP'yi kuracaktı. Bağımsızlıktan ve hükümranlıktan
ödün vermeden soğuk savaş sonrasının globalleşen dünyasında
kendisine özgü onurlu çizgisini sürdürecekti. Bana göre
merhum Ecevit'in en büyük yanlışlarından birisi Kemal
Derviş'i hükümetine dahil edip bakan yapmasıydı. Böylece
ülkenin ekonomi politikasını, yani dümenlerini İMF ve Dünya
Bankası aracılığıyla 1974 yılında kafa tuttuğu ABD'ye teslim
etmiş olmuyor muydu? Ve o Kemal Derviş ki onun hakkında
"Ecevit'in en büyük kusuru kesinlikle hiçbir zaman ekonomi
ile ilgilenmemiş" olması diyecekti. Benim Kemal Derviş'e
cevabım ise çok kısa ve öz : Ekonomi muhakkak çok önemlidir
ama dürüstlüğün temeli ekonomik bağımsızlıktır.
Eminim ki sayın Derviş de Ecevit'in ölümüne
görevi başında katledilen Danıştay yargıcının cenaze
töreninden sonra geçirdiği bir beyin kanamasının sebep
olduğunu biliyordur! Artısıyla -eksisiyle,
doğrusuyla-yanlışıyla, sevabıyla-günahıyla, her fani gibi o
da dünya sahnesinden çekildi. Perde arkasında, kulislerde
sahne sırası bekleyen yaşam piyesinin aktörlerinden samimi
ve inandırıcı açıklamalar beklemek hakkımızdır sanırım.
Kimleri mi kastediyorum? Bir zamanlar gazetelere ona karşı
sayfa sayfa ilan veren TÜSİAD'dan ve son 40 yıllık siyasi
yaşamına damgasını vurmuş çok bildiği için çok yanılan ve
her seçimde biraz daha fazla küçülen siyasal partilerin
başkanlarından! Fırsatçı ve kariyerist siyasetçi ve
aydınlardan! O kadar çok ki, saymakla bitmez…
Nezaket formülleri ve timsah gözyaşları dışında
gerçeğe ışık tutacak açıklamalar bekleniyor!
Bülent Ecevit´e Tanrı´dan rahmet ve tüm Türk halkına ve eşi
Rahşan Ecevit´e sabır ve başsağlığı dilerim.
Yakup Yurt ©
Brüksel – 06
Kasım 2006
YAZARIN
DİĞER
YAZILARI:
İmkansızı
olanaklı hale getiren devlet adamı: Bülent Ecevit
Korku
Bahçesinde Sevgi Yeşermez
Bugün
23 Nisan
Tarihte
ve gelecekte kadının yeri
Mösyö
Sarkozy kimdir?
Esti
Nesim'i Bahar, Ya da Nevruz Ateşi
Darbede
Doğan Deniz
Kısır
Döngü veya Kuyruğunu Isıran Yılan
Edison
lambaya püf dedi!
Her
şeye gülünür mü?
Mozart
Bugün 250 Yaşında
UĞUR’suz
bir günün düşündürdükleri!..
Kurban
Bayramı Arifesinde Bazı Görüşler
Epifani
Yortusu ve Kral Galetası
Düşünüyorum,
Öyleyse Varım
(Descartes)
Yılbaşı
Gecesi Yaklaşırken
Ankara-Brüksel
Diyaloğu...
BREL
en büyük Belçikalı seçildi
Çağdaş
Uygarlık
Yolları
Mayın
Döşeli
Adile
Naşit: Vazgeçilmez ve bir daha gelmez…
İntihar
Komondosu Belçikalı
Meryem
Dil
ve Aşağılık
Duygusu
ÖEK
Üçlüsüne Ne Oldu?
Bayram
Geldi Neyime
Ramazan
Bayramınızı candan kutlarım!...
Ah
Mutluluk Ah!..
Değişim,
Gelişim ve İlerleme
Sınıftan Atılan "İnkarcı"...
Avrupa,
Avrupa, Duy Sesimizi...
La
Brabançonne ve İstiklâl Marşı
Darbelerle
Dolu 55 Yıl
Tükenen
Ömürler
Gurbetten
Gelmişim...
Lahey'de
Kısa Bir Günden İzlenimler
1950’den
Mektup Var…
Nereden
geldik, nereye gidiyoruz?
Tutarlılığa
Davet
Köprünün
altından daha çok sular akacak
SAYFA
BASI
|