SIK SIK SEÇİM, BELÇİKA’DA ZORLAŞTI GEÇİM…
“İstatistik rakamlara yalan söyletme sanatıdır”
derler ama, siz yine de inanmayın.
Yalana bilimsellik kamuflajı veya makyajı yapma daha
gerçekçi bir yaklaşım bence…
Ama az da olsa gerçek payı vardır herşeye rağmen.
Ateş olmayan yerden duman çıkmazmış.
Kamuoyu araştırma şirketleri % 2-3 gibi küçük bir yanılma
payı ile gerçeğin fotoğrafını sunuyorlar bizlere.
Yani kamuoyunun o anki nabzını ve tansiyonunu ölçüp siyasal
sağlık hakkında rapor sunuyorlar !
***
Cumartesi günü bir kamuoyu araştırmasının sonuçları
açıklandı.
Buna göre Flamanların % 49,7’si Belçika’nın parçalanmasına
olumlu bakıyorlar.
Flamanya’nın bağımsızlığını isteyenler hiç bu kadar yüksek
bir orana ulaşmamıştı.
Bildiğiniz gibi Flamanya 10,5 milyonluk Belçika nüfusunun %
60’ına sahip ve ülkenin en zengin bölgesi.
Zengin Flamanların bu tavrında fakir Valonlardan bıkmışlık,
usanmışlık, geçmişten intikam alma niyeti var gibi geliyor
bana ; bilmem yanılıyor muyum ?
Flamanlar dil sınırını bölge sınırı gibi değil, devlet
sınırı gibi görme eğilimindeler.
Varsa yoksa Flamanca dili ve Flaman kültürü…
Avrupa Konseyi, Avrupa Komisyonu, uluslararası hukuk, bütün
bunlar faso fiso…
***
Seçimler biteli tam 12 ay geçti.
Halkın öncelikle sosyo-ekonomik sorunlara çözüm beklerken,
belli başlı Flaman partileri özellikle istihdam ve sosyal
güvenlik alanlarında daha fazla yetki talep ediyorlar.
Frankofonlar ise bu yolun sonunu konfederalizm olarak
görüyorlar ve konfederal sistemin Valonya’yı ve Brüksel’i
daha fazla fakirleştirmesinden çekiniyorlar.
Yani Kuzey ile Güney ve Brüksel Bölgesi arasında beklentiler
tamamen farklı.
Halbuki insan her yerde insan : İş, aş, eş peşinde…
Ama anlayan kim, dinleyen kim ?
Bakın ne demiş eski Başbakan Jean-Luc Dehaene 6 Haziran 2008
günü De Standaard gazetesine verdiği demeçte : “Günümüzün
siyaset adamları Federal Devlet bünyesinde, ayrı kamuoyları
ile eğitildiler. Dil sınırının ötesindeki sorunları hesaba
katmayı öğrenmediler.”
Yani bölge adamı yetişiyor, devlet adamı yetişmiyor.
Belçika gerçeğini bu kadar güzel özetleyen bir cümleye az
rastladım desem yalan olmaz !
***
Başbakan Yves Leterme “yapılacak reformların,
Frankofonlar da dahil, herkesin lehine olacağını”
tekrarlayadursun, inandırıcı olamıyor bir türlü.
15 Temmuz’a kadar devlet reformu konusunda bir anlaşma
sağlanamazsa bu iş biter deniliyor.
Ortam psikolojik anlamda çok gergin : Efelenme, tehdit ve
şantaj salvosu yaşanıyor !
CD&V partisinin yeni seçilen başkanı bayan Marianne Thyssen
daha dün “Bu bizim son önerimiz. Buna da HAYIR diyen
ülkenin geleceği ile oynar. Başarılı olunmazsa, sistem
krizine girilir ve Flaman kamuoyu daha da radikalleşir”
uyarısında bulundu.
Başbakan Yardımcısı, Federal Çalışma ve İstihdam Bakanı ve
Frankofon kanadın sözcülerinden Hümanist Demokrat Merkez
parti CDH başkanı bayan Joëlle Milquet’nin yanıtı gecikmedi :
“Ülkeyi barıştırmak, ayrımcı baskıyı azaltmak ve yeniden
düzenlenmiş devlete istikrarlı bir gelecek sunmak için
dengeli çözümler bulmaya hazırız, fakat bütün Flaman
taleplerine EVET diyerek Frankofonların haklarını
çiğnetemeyiz”.
***
Haydaaa…ayıkla pirincin taşını.
Bölgelere yetki devrine evet ama, ulusal dayanışmadan ne
haber ?
Frankofonların hakları ne olacak ?
Ahh… bir inanabilsem iyi niyetli olduğuna !
Flamanya’da Fransızca dilinin hali ne olacak ?
İki dilli Brüksel-Hal-Vilvorde bölgesinde yaşayanlara ne
düşündükleri niçin sorulmuyor ?
Flamanlar yıllardan beri BHV’nin bölünmesini isterken,
Frankofonlar mevcut durumun mutlaka devamından yana tavır
koyuyor.
Peki neden ?
Tek neden şu : Mevcut durum başkent Brüksel’in Flaman
banliyösünde yaşayan yaklaşık 100.000 Frankofona Brüksel’in
Frankofon adaylarına oy verme ve Fransızca dilinde
yargılanma hakkı tanıyor da ondan…
***
Peki, 15 Temmuz tarihine kadar bir anlaşma hâlâ mümkün mü ?
Brüksel’de toplanan kordiplomatik huzurunda Başbakan Leterme
“Büyük bir ilerleme olacağı konusunda umudum büyük”
dedi.
Onun bu iyimserliğini paylaşan gözlemcilerin sayısı çok az
olsa da, yine de belli olmaz…
Qui vivra, verra…
Yani yaşayıp göreceğiz…
Hep birlikte inşallah !
Yakup YURT, Belexpresse.be
Brüksel, 09 Haziran 2008
YAZARIN
DİĞER
YAZILARI:
SIK
SIK SEÇİM, BELÇİKA’DA ZORLAŞTI GEÇİM…
DARBELERLE
DOLU 58 YIL
GEMİDE
KAPTAN VE PUSULA VAR MI ?
1968-
2008 : 40 YILDA NEREDEN NEREYE ?
24
NİSAN 1982 YANGINI VE “CEBELER”
“SİAMO
MOLTO ADDOLORATİ”
En
büyük terör ırkçılıktır
Doğum
günümde yaşamımdan kesitler
Güvenoyu
mu, mayınlı tarla mı
Tarihte
bugün...
Kaptan
Pilot Yves'in Ulusa Seslenişi
Irkçılık
umutsuzluktan besleniyor...
İnanc
düşmanı özgürlük havarisi
Seyir
devleti ve Sarkozy
Rehberlik
nedir, ne değildir
Yoğurt
tuttu mu, tutmadı mı, yakında görülecek…
Danke
Şön Dazlak
Brüksel’de
durum ne?
Medya
diktatörlüğü, gönül körlüğü
Sisli
havada siyaset
Kurban
Bayramı Arifesinde Bazı Görüşler!
07
Aralık dört iyi insanımızın öldüğü kötü bir gün…
Belçikalılaştıramadıklarımızdanmısınız?
İstanbul’a
gay belediye baskanı mı? Vay anasını…
Ah
Belçika, vah Belçika
Bayram
geldi neyime!
Bugün
19 Mayıs Gençlik Ve Spor Bayramı (mı)?
SARKOZY
VE SEÇİMLERE BİR AY KALA
BELÇİKA'DAKİ DURUMUMUZ...
Gerçek
tek, yorumlar farklı...
Kem
küm, lam lum!
MERİNOS
KOYUNU MU, GLOBAL SERMAYENİN OYUNU MU?
BRÜKSEL'E
KAR YAĞDI, GÖNLÜM ÜŞÜDÜ…
Yılbaşı
bahane, dostluk şahane
Yılbaşı
gecesi yaklaşırken
Küresel
Sessizlik
İmkansızı
olanaklı hale getiren devlet adamı: Bülent Ecevit
Korku
Bahçesinde Sevgi Yeşermez
Bugün
23 Nisan
Tarihte
ve gelecekte kadının yeri
Mösyö
Sarkozy kimdir?
Esti
Nesim'i Bahar, Ya da Nevruz Ateşi
Darbede
Doğan Deniz
Kısır
Döngü veya Kuyruğunu Isıran Yılan
Edison
lambaya püf dedi!
Her
şeye gülünür mü?
Mozart
Bugün 250 Yaşında
UĞUR’suz
bir günün düşündürdükleri!..
Kurban
Bayramı Arifesinde Bazı Görüşler
Epifani
Yortusu ve Kral Galetası
Düşünüyorum,
Öyleyse Varım
(Descartes)
Yılbaşı
Gecesi Yaklaşırken
Ankara-Brüksel
Diyaloğu...
BREL
en büyük Belçikalı seçildi
Çağdaş
Uygarlık
Yolları
Mayın
Döşeli
Adile
Naşit: Vazgeçilmez ve bir daha gelmez…
İntihar
Komondosu Belçikalı
Meryem
Dil
ve Aşağılık Duygusu
ÖEK
Üçlüsüne Ne Oldu?
Bayram
Geldi Neyime
Ramazan
Bayramınızı candan kutlarım!...
Ah
Mutluluk Ah!..
Değişim,
Gelişim ve İlerleme
Sınıftan Atılan "İnkarcı"...
Avrupa,
Avrupa, Duy Sesimizi...
La
Brabançonne ve İstiklâl Marşı
Darbelerle
Dolu 55 Yıl
Tükenen
Ömürler
Gurbetten
Gelmişim...
Lahey'de
Kısa Bir Günden İzlenimler
1950’den
Mektup Var…
Nereden
geldik, nereye gidiyoruz?
Tutarlılığa
Davet
Köprünün
altından daha çok sular akacak
SAYFA
BASI
|