A vitaminini unutmayın! Mevsim meyvesi gibisi yok. Strese son vermenin 15 yolu Kendinizi değil kilonuzu yakın
·  ANASAYFA  
·  AVRUPA HABER  
·  MEDYA  
·  EKONOMI  
·  FIRMALAR  
·  SPOR  
·  YAZARLAR  
·  BASIN ÖZETLERI  
·  COCUKLAR  
·  KADIN & YASAM  
·  BEDAVA POST  
·  DOWNLOAD  
·  TREIBER  
   
   


  BRÜKSEL MEKTUBU

               Yakup YURT

 

yurtyakup@gmail.com




ESİN ERGİN, BUİKA VE LA BOHEME...

Facebook’ta tanıştığım değerli dostum Esin Ergin hanımefendinin «BUİKA; onun için çok büyük bir parantez açmalı. Dinlemeyenler için bir eksiklik bence... Yorumu, ses rengi ve duruşu ile muhteşem bir sanatçı Buika...
Türkiye konserinde izlemeyi çok arzu ettim ama davetli olduğum halde gidememiştim...
Halâ üzülürüm büyük bir kayıp benim için.» notuyla birlikte La Bohème şarkısının videosunu izledim bugün
» notu ilgimi çekti.
Dinledim, titredim, mest oldum, isyanlardayım... diyerek tepki verdim.
Size yalnız değilsiniz diyebilirmiyim sevgili Yakup bey ? Aynı durumdayız ! diye yanıtladı.
Sebebin aynı olduğunu sanmıyorum Esin'cim... demek geldi içimden...
Açıklayabilirseniz ...vaktiniz varsa...mutlu olurum dedi Esin hanım !

***

Ve işte o açıklamam.
«İsyanlarda olmamın sebebi, sevgili Esin, odur ki hep sömürülen Üçüncü Dünyanın mağdur ve mağrur sanatçıları alkışlanıyor Batı Avrupa kentlerinde.
Sömürgeciler, sömürenler tarafindan.
Aşırı bir tüketim şımarıklığı içinde; şampanyalarını yudumlarken yanlarındaki hak etmedikleri güzel bayanlara hava atarken...
Muhteşem, lüks ve pahalı salonlarda!
Spor ve sanat Üçüncü Dünya için yegâne çıkış kapısı oldu adeta.
Şöyle bir bak sporculara, ses ve dans sanatçılarına.
Yüzde sekseni siyahi.
Milli takım düzeyinde bile.
Aynı anda Paris sokaklarını çalı süpürgesiyle temizleyenler de Afrikalı.
Senegalli, Malili...
Bulaşıkçılar da, banliyöde HLM’lerde oturanlar da.
Yani métro-boulot-dodo’cular (metroya bin-işe git-dön uyu) sistemine tabi göçmenler.
Irkçılık, yabancı düşmanlığı, dışlama, eziyet, tu kaka gırla sözümona medeni Avrupa'da.
Ama kimse yazmıyor bu gerçekleri ne yazık ki.
O kadar zor ki Batılılara kendini kabul ettirmek, bilemezsin Esin'cim...
Bu fikrimin sadece bir özeti.
Saatlerce konuşabilirim bu konuda.
Anlatırım zaman zaman...»

***

Ve küçük bir araştırma yaptım dinlediğim la Bohème şarkısının ne anlam ifade ettiğini anlamak için.
Bence en güzel şarkılar arasında birinci sırada yer alan  Charles Aznavour eseri.
Yaşınız kaç olursa olsun, bakarsınız elinize, elinizdekilere, birşeyler eksiktir, ararsınız kaybettiğiniz parçanızı, bulamazsınız, sonra fark edersiniz ki kaybettiğiniz aslında geçmiş zamanlardır.
Bilirsiniz, ne yaparsanız yapın, ne siz eski siz, ne eski arkadaşlarınız hala aynı insanlar, ne sevdiğiniz mekanlar o tanıdık, samimi ruhu barındıran yerlerdir artık.
Geçmişten bugüne, yanıbaşımıza alamadıklarımızın şarkısıdır La Bohème.
Kahretsin, her dinleyişinizde dokunsalar ağlarsınız.

***

Saplantı halinde dinlediğim ve bıkmadığım bıkamadığım harika şarkı.
Yirmi yaşın altındakilerin bilmeyeceği zamanlardı onlar, Montmarte'da leylakların pencerelerin altına dek tırmandığı zamanlar.
İki günde bir yemek yiyip, yarı aç yaşayıp, komşu kafede şöhreti beklemekti "La Bohème." yirmi yaşında olmaktı, Paris’i yaşamaktı.
Sefaleti yaşarken mutluluk yolunda yürüdüğünü sanmaktı.
Sefalet içinde mutluluğa ulaşma çabasıydı.
Sacré-Coeur’ün arkasında ressamların buluşma noktası la Place du Tertre meydanına bir uğrayın, kendi gözlerinizle görün...
Tokatlı kızımızın Fransız kocasının garsonluk yaptığı  kahvenin terasında yudumlayın şarabınızı, kara kalemleriyle sizi beyaz kağıda taşıyan sokak ressamlarını izlerken...
Geride ne çıplak poz verilmiş bir atöyle, ne de eski Montmarte kalsa da şimdi, Charles Aznavour her dinleyene hissettiriyor "La Bohème" in ne olduğunu.
Severek dinliyoruz.

***

Bohem, bohem,
Mutluyuz demekti...
Bohem, bohem,
Ancak iki günde bir yemekti.

---
Gönül isterdi ki şimdiki zamanda değil de o dönemlerin Monmartre'ında hatta 19. yüzyılın Monmartre'ında yaşayıp Oscar Wilde, Zola, Lautrec gibi insanlarla aynı havayı soluyabilseydik.
Ama ne yapalım şimdiki zamanda yaşamak mecburiyetindeyiz ve eldeki malzeme bu.

***

Bohem insanları vurdumduymaz, sorumsuz, günübirlik hayata özendirir.
Hiçbir şey yemesek de mutluyuz dedirten bir ruh halidir.
Bohem ''özgür ve özgün'' bir hayata sahip olanlara yani ''derbederlere'' denir.

***

Aznavour'un bu şansonunda geçmişine özlem duyan bir ressam anlatılır. Bir çevirisiye göre parçanın başında "size 20 yaşın altındakilerin bilemeyeceği zamanlardan bahsediyorum" der. O zamanlar resmini çizdiği sevgilisini hatırlar. "Şöhretli değildim, tuvale senin çıplak resmini yapardım, paramız yoktu ama şimdikinden çok daha mutluydum anasını satayım" diye devam eder.
Ve yıllar sonra gençliğinin geçtiği o eski atölyeye yolu düşer.

***

Hepimiz hayaller peşinde hazan yaprağı gibi savrulan bohemleriz aslında...
Az veya çok...
Şu veya bu şekilde...
Kim ne derse desin...

Yakup Yurt (c)
Brüksel, 20.10.2010
yurtyakup@gmail.com



 YAZARIN DİĞER YAZILARI:

ESİN ERGİN, BUİKA VE LA BOHEME...
BEN DE DARBE MAĞDURUYUM...
AYIKLA PİRİNCİN TAŞINI...
Liberal MR de müzakere masasına oturabilecek mi ?
UZLAŞAMAYAN BELÇİKALILAR ARASINDA SIKIŞMIŞ SESSİZ VE ÇARESİZ GÖÇMENLER...
Laeken komplosu gerçek mi ?
YURT’TAN KIRIKKANAT’A YANIT...
Rüya mı, Kabus mu? Dans mı, Düello mu?
Belçika’da Siyasi Akrobasi...
Seçtiklerimiz bizi nereye götürüyor?
BRÜKSEL ADLİYESİ’NDE ÇİFTE CİNAYET…
FACEBOOK’TA FİLOZOFİK ETKİLEŞİM…
19 MAYIS 1919 – 19 MAYIS 2010 : NE DEĞİŞTİ?
KİMLİK Mİ ÖNEMLİ, KİŞİLİK Mİ ?
HALKIN DERDİ SEÇİM DEĞİL, GEÇİM…
MARİANNE THYSSEN BAŞBAKAN OLABİLİR Mİ ?
DURUM KÖTÜ, AMA NABIZ ATIYOR…
Eski Belçika bitti, yenisi yolda…
BUGÜN 23 NİSAN
2030’DA BRÜKSEL …
BATI SİSTEMİNİN İFLASI…
SUÇ TERCÜMANDA…
YAZMA NEDENLERİM
GÖÇ, HAYALLER VE IRKÇILIK
TACİZ Mİ, CİNSEL HACİZ Mİ ?
KADINLAR, ERKEKLER VE İNSANLIK…
14 ŞUBAT SEVGİLİLER GÜNÜ VE 3S KURALI…
İKTİDAR-MEDYA İLİŞKİSİ BULANIKTIR…
FACEBOOK FIRTINASI : FAYDA VE ZARARLAR…
MARANGOZLUK HATASI MI?
YAŞAMINIZ NE KADAR İNSANİ 
MUTLULUĞUN FORMÜLÜ VAR MIDIR ?
NÜKSEDEN DERTLER
EVLİLİĞİN RENGİ
NOBEL Mİ, TEŞVİK PRİMİ Mİ ?
KARABİBERİM’DEN YORGUN DEMOKRAT’A ÖZÜR…
ÇİKOLATADAN MİNARE İNŞAATI…
PARA SAÇMA, AVUÇ AÇMA…
AH DUVAR, VAH DUVAR…
FRANSA PARA İLE İMAN İLİŞKİSİNİ YARGILADI…
İSTİHDAM “HARAM”, İHRACAT “HELAL”
BUGÜN SÖYLENECEK ÇOK ŞEY VAR !
Gemlik’e doğru “zeytin dalı” göreceksin, sakın şaşırma…
AVRUPA’NIN GELECEĞİ NASIL OLACAK ?
FRANSA’NIN HOROZU
DOĞRU TEŞHİS, ERKEN TEDAVİ
SEÇİM Mİ GEÇİM Mİ ?
İLKBAHAR-SONBAHAR SOHBETİ
Nefret dolu birliktelikler…
NAZARETH DAVASI
YAŞASIN DOSTLUK, KAHROLSUN BAĞNAZLIK
REZALETİN BÖYLESİ…
ÇETİN ALTAN’A KÜLTÜR VE SANAT BÜYÜK ÖDÜLÜ
SOĞUKLARDA HAVADAN SUDAN DERTLEŞME…
AYDINLAR VE DERİNLİKLER…
UMUDUMUZ HERMAN…
BAYRAM, NOEL, YILBAŞI: PAMUK ELLER CEBE !
KRAL ÇIPLAK, YA DA PUJADİZMİN AYAK SESLERİ…
KURBAN BAYRAMI DEYİNCE AKLIMA GELENLER!
AT BİR E-POSTA, AL BİR E-BEBEK…
PARAYA TAPANLARIN EMEĞE SAYGISI OLUR MU ?
GÜNEŞ DOĞMAK İÇİN BATAR ?
Obama Matonge’nin Yıldızı
HEY OBAMA OBAMA, ODUN LAZIM SOBAMA…
CUMHURİYET NE DEMEK ?
24 Ekim 1967-24 Ekim 2008 : TAM 41 YIL OLDU BELÇİKA’YA GELELİ…
TÜRBÜLANSTAN KORKMAYIN, UÇAĞIMIZ DÜŞMEYECEK…
BRÜKSEL’DE BURUK BİR BAYRAM GÜNÜ…
27 Mayıs’tan 12 Eylül’e giden süreç ve sonrası
SIK SIK SEÇİM, BELÇİKA’DA ZORLAŞTI GEÇİM…
DARBELERLE DOLU 58 YIL
GEMİDE KAPTAN VE PUSULA VAR MI ?
1968- 2008 : 40 YILDA NEREDEN NEREYE ?
24 NİSAN 1982 YANGINI VE “CEBELER”
“SİAMO MOLTO ADDOLORATİ”
En büyük terör ırkçılıktır
Doğum günümde yaşamımdan kesitler
Güvenoyu mu, mayınlı tarla mı
Tarihte bugün...
Kaptan Pilot Yves'in Ulusa Seslenişi
Irkçılık umutsuzluktan besleniyor...
İnanc düşmanı özgürlük havarisi
Seyir devleti ve Sarkozy
Rehberlik nedir, ne değildir
Yoğurt tuttu mu, tutmadı mı, yakında görülecek…
Danke Şön Dazlak
Brüksel’de durum ne?
Medya diktatörlüğü, gönül körlüğü
Sisli havada siyaset
Kurban Bayramı Arifesinde Bazı Görüşler!
07 Aralık dört iyi insanımızın öldüğü kötü bir gün…
Belçikalılaştıramadıklarımızdanmısınız?
İstanbul’a gay belediye baskanı mı? Vay anasını…
Ah Belçika, vah Belçika
Bayram geldi neyime!
Bugün 19 Mayıs Gençlik Ve Spor Bayramı (mı)?
SARKOZY VE SEÇİMLERE BİR AY KALA
BELÇİKA'DAKİ DURUMUMUZ...

Gerçek tek, yorumlar farklı...
Kem küm, lam lum!
MERİNOS KOYUNU MU, GLOBAL SERMAYENİN OYUNU MU?
BRÜKSEL'E KAR YAĞDI, GÖNLÜM ÜŞÜDÜ…
Yılbaşı bahane, dostluk şahane
Yılbaşı gecesi yaklaşırken
Küresel Sessizlik
İmkansızı olanaklı hale getiren devlet adamı: Bülent Ecevit
Korku Bahçesinde Sevgi Yeşermez
Bugün 23 Nisan
Tarihte ve gelecekte kadının yeri
Mösyö Sarkozy kimdir?
Esti Nesim'i Bahar, Ya da Nevruz Ateşi
Darbede Doğan Deniz
Kısır Döngü veya Kuyruğunu Isıran Yılan
Edison lambaya püf dedi!
Her şeye gülünür mü?
Mozart Bugün 250 Yaşında
UĞUR’suz bir günün düşündürdükleri!..
Kurban Bayramı Arifesinde Bazı Görüşler
Epifani Yortusu ve Kral Galetası
şünüyorum, Öyleyse Varım (Descartes)
Yılbaşı Gecesi Yaklaşırken
Ankara-Brüksel Diyaloğu...
BREL en büyük Belçikalı seçildi
Çağdaş Uygarlık Yolları Mayın Döşeli
Adile Naşit: Vazgeçilmez ve bir daha gelmez…
İntihar Komondosu Belçikalı Meryem
Dil ve Aşağılık Duygusu
ÖEK Üçlüsüne Ne Oldu?
Bayram Geldi Neyime
Ramazan Bayramınızı candan kutlarım!...
Ah Mutluluk Ah!..
Değişim, Gelişim ve İlerleme
Sınıftan Atılan "İnkarcı"...
Avrupa, Avrupa, Duy Sesimizi...
La Brabançonne ve İstiklâl Marşı
Darbelerle Dolu 55 Yıl
Tükenen Ömürler
Gurbetten Gelmişim...
Lahey'de Kısa Bir Günden İzlenimler
1950’den Mektup Var…
Nereden geldik, nereye gidiyoruz?
Tutarlılığa Davet
Köprünün altından daha çok sular akacak

   
SAYFA BASI

Mahmut Aşkar

Avrupa’da Ramazanlaşmak
Avrupa’da Ramazan’ı yaşamak, oruçlu olmak Türkiye’dekine benzemez: Orada oruçlu olmayan “öteki”, burada ise oruçlu olan...
 Devam

Yakup Yurt

Seçtiklerimiz bizi nereye götürüyor?
Halkın gerçek gündemini oluşturan sorunlar çözüm bekleyedursun, pek inanılmasa da sihirbazın şapkadan bir tavşan çıkarması umuluyor. 
Devam

Prof. Dr. Hacı Duran

Terör ve Etnik Kimlik
Ortada teknik olarak gizli bir şekilde örgütlenmiş olan ve kim tarafından yönetildiği belli olmayan bir şebeke var.  Devam

Ozan Yusuf Polatoğlu

YAZIKLAR İSRAİL’E
Korsan devlet ayıbı
Böyle vurdu sahile..

Devam

Prof. Dr. Ramazan Demir

“Açılım” Hukuku ve Sonuçları...
“Demokratik açılım” diye milleti uyutmaya çalıştıkları komediye artık Türk milleti “mizah konusu” yaptı.
Devam

Yakup Tufan

SALDIRGAN İSRAİL VE “MAVİ MARMARA” BASKINI
Artık yalnız kınamak yetmez! Artık ciddi adım atılması lazımdır! İsrail’in bu saldırgan,  pervazsız ve çılgın tutumuna bir son vermek lazımdır! Devam

Ayten Kılıçarslan

Hilal Sezgin’in Mihriban’ı
Almanca’yı bir edebiyat dili olarak en iyi kullanan kalem üstadlarından Hilal Sezgin; hem Almanca hem de Türkçe’ye doğmuş bir yazar. Devam

Leman Kuzu

AMAÇ DOĞRUYU BULMAK!
Hangi parti başa gelirse gelsin, halkın sorunlarını çözecek sistemler üretelim! 
Devam

Mehmet Ali Aladağ

Bizim Sofistike ve
Komplike Aydın
Eğer bu söylediklerini sen anladıysan, ben de senin gibi olayım... Kafası karışık, zihni bulanık, şaşkın herif! Devam

Nurdoğan Aktaş

‘’Beyaz Hüzün’’e ‘’Merhaba Olsun’’
Batı Avrupa ülkelerinde yaşayanlar Türkülerin gücünü en iyi bilen ve bilmesi gereken insanların başında gelirler.  Devam

Orhan Aras

BAĞIMSIZLIK RUHU
Proğram bittiğinde hepimiz Azerbaycan doluyduk. Dili dilimizde, sevinci yüreklerimizde, hasreti dudaklarımızda ve geleceğinin aydınlığı da gözlerimizdeydi. Devam

Hidayet Kayaalp

“ÜSTÜNÜZÜ GİYİNİN ÜŞÜRSÜNÜZ”
Artık iş bir “kahraman”a kalmıştı ve mendilden tavşan değil “Gandi Kemal” çıkıverdi... Devam

Ali Kılıçarslan

“Müslümanı Avrupalılaştırmak”
Avrupa’nın mı islamlaştığını, bir başka deyişle müslümanlaşacağını öğrenmek isteyenler, özellikle Almanya Türkleri’nin geleceği hakkında fikir yürütenler, bu kitabı mutlaka okumalılar. Devam

Şefik Kantar

Batı cephesi bildiğiniz gibi
İçedönük Alman politikalarının temelinde; Almanlığı ve Alman İslamı’nı dayatma, ne şekilde olursa olsun kabul ettirme düşüncesi yatıyor.
Devam

Nuran Yelkenci

8 Mart Dünya Kadınlar Gününde Müslüman Türk Kadınının Yeri...
Ev ekonomisini en iyi şekilde yönetebilen akıllı, eğitimli bir kadın neden ülkeyi
 yönetemesin?
Devam

Muhsin Ceylan

Eğitim masallı uyum yalanları...
Günümüzdeki uyumla alakalı sıkıntıların sebeplerinin mevcut kanun ve uyugulamalar olduğunu Sayın Bakan bilmez mi? Devam

Üzeyir Lokman Çaycı

Çocuklar bizim!
Gerekirse suç işlenen bölgelere psikologlar, spor öğretmenleri, antrönerler,  spor salonları, kütüphaneler,  götürülmelidir... Devam

Umut Bulut

Kalıbınıza tüküreyim

Tofiq Abidin

RAŞİT DEMİRTAŞ a  UĞURLU YOL
 

İsmail Tüysüz

BİZDEN ÖNCE MASALLARIMIZ GELMİŞ

Doğan Tufan

Bizans Oyunlarına dikkat