·  ANASAYFA  
·  AVRUPA HABER  
·  MEDYA  
·  EKONOMI  
·  FIRMALAR  
·  SPOR  
·  YAZARLAR  
·  BASIN ÖZETLERI  
·  COCUKLAR  
·  KADIN & YASAM  
·  BEDAVA POST  
·  DOWNLOAD  
·  TREIBER  
   
   


  GÖZCÜ

               Yakup Tufan

 

yakuptufan@hotmail.com



WİNNENDEN KATLİAMI ÜZERİNE DÜŞÜNCELER

    Çok korkunç! Henüz daha Erfurt’un acıları unutulmadan, Winnenden’den gelen yeni bir katliam  haberi, ülkede şok etkisi yaptı ve Almanya’yı yasa boğdu.  Kızgın ve gözü dönmüş (Amogläufer) bir genç, eskiden öğrencisi olduğu okulu (Albertville- Realschule) basarak, 16 insanı insafsızca katletti. Ve ayrıca, aralarında Türkler’inde bulunduğu söylenen onlarca insanı  yaraladı. Okulda tam bir can pazarı yaşandı. O gün Winnenden Kasabası, kuruluşundan bugüne kadar, belkide en acılı ve en dehşet verici, bir olaya sahne oldu. Yaşanan acıları tarif etmek ne kadar zor ise, olaya mana vermekte o kadar güç.

O günden bugüne basın ve yayın organlarında katliam enine boyuna tartışılıyor. Almanya’da ileri gelen uzmanlar, pedagoglar, psikologlar, sosyologlar, eğitimciler, idareciler,  siyaset, din ve devlet adamları bu okul katliamını konuşuyorlar. Her biri kendine göre kanaat belirtiyor ve yorum yapıyor. Günlerdir isabetli isabetsiz çok şeyler söyleniyor, yazılıyor çiziliyor. Fakat bir türlü, BW Eyaleti, Stuttgart şehri yakınında,  küçük bir kasaba Winnenden’de yapılan katliamın sır perdesi aralanamıyor! Varlıklı bir ailenin oğlu olan 17 yaşındaki Tim K.’nın yaptığı katliama bir türlü akıl erdirilemiyor. Herkesin kafasını meşgul eden „Neden?”, “Niçin?”, “Nasıl olur?”soruları uzayıp gidiyor.

Yalnız şurası bir gerçektir ve esas tartışılması ve cevap aranması gereken konunun da bu olması lazımdır: Maddeciliğin ve bencilliğin toplumda öne çıktığı, maneviyat ve sosyal anlayışın geri plana itildiği günümüz Almanya’sında önemli bir kesim  kendini yalnız ve çaresiz olarak görmektedir. Bu insanlar bu tür düşüncelerinde elbette haksız değillerdir. Zira toplum  geneline bir göz atıldığında, insanların çok çeşitli meselerle çedelleşdiği  görülmektedir.  Bununla birlikte,  bir takım insanların kalabalıklar içedisinde yalnız kaldıkları veya onların varlığından  kimselerin haberdar olmadıkları da, acı bir gerçek olarak ortaya çıkmaktadır. Aynı zamanda toplum içerisinde umutsuz  ve mutsuz olan insanların sayıları (göz ardı edilemeyecek kadar) günden güne artmaktadır!

Ayrıca Almanya’da aile hayatına bakıldığında, onun da büyük sıkıntılarla sarsıldığı görülmektedir. Aile içi geçimsizlik, çaresizlik, dargınlık ve soğukluk,  hayatı çekilmez bir yük haline getirmektedir. Karşılıklı sevgi ve saygıdan yoksun fertlerden oluşan aile, mutlu bir yuva olma yerine soğuk dört duvar haline gelmektedir. Hal böyle olunca evler, sıçak aile yuvası yerine, soğuk bir otel konumu almaktadır. Hani meşhur bir söz vardırya  ‘”Otel Ana”diye, yani Almanca tabiriyle “Hotel Mama”. Maalesef  bir çok hane  bu duruma düşmekle karşı karşıyadır!

Bugün bir çok aile ocağı sevinç ve kederin paylaşılmadığı, sevkat ve merhametin bulunmadığı, fertlerin bir birlerine güvenmediği ve bunun yanında sabır ve sevgin tükendiği  bir mekan durumundadır. Bu tür aile yapılarında, haliyle fertler  kendini yalnız  ve kimsesiz hissetmekteleler. Diğer aile fertlerinin onların varlığından haberdar olmadıklarını ve kendilerini ciddiye almadıklarını düşünmekteler. Özellikle de çocuk ve gençler bu olumsuz vaziyetten daha çok etkilenmekteler. Maalesef işin gerçeği bu ve sonuç malum!

Okullara gelince, onlar da öğrenim yerleri olmaları yanında, bir türlü bir eğitim merkezleri olamamaktalar. Niçin sualine ise, “eğitim ailenin işidir” diyerek, hazır cevap verilmektedir. Kimse elini taşın altına koymamaktadır. Zaten Almanya’da okul sisteminin de, eğitim anlayışının da derinden derine sorgulama zaman çoktan gelmiştir. Bilinmez ki, daha niçin ve ne kadar beklenir!

Peki çocuklar ve gençler aileden alamadıkları eğitimi nereden alacaklar? Şimdi edepsiz ve pervazsız, kuralsız ve kaidesiz yetişen ve “adab-ı muaşeret” kurallarından bihaber hayat süren bir neslin sonu ne olacak?

Madde zengini ve  mana fakiri, ahlaktan insanlıktan yoksun bir gençlik, geleceğin  teminatı nasıl olacak? Ömrünü içki, esrar ve fuhuş bataklığında eriten gençlere kim ve  nasıl sahip çıkılacak?

Bugün aile, okul ve toplumda dışlanan, varlıklarından haberdar bile olunamayan gençlerin, bu ülkeye maliyetinin ne olduğunu bir bilen varmı???

Sözün özü şu: Artık yetkililer, etkililer, psikologlar, pedagoglar din ve devlet adamları, cemaat ve cemiyet önderleri, siyasiler, araştırma ve soruşturma merkezleri, şuurlu anne ve babalar, hülasa tüm akıl sahipleri, işin özüne inmelidirler! Gençlere ve geleceğe sahip çıkmalıdırlar! El ele vererek, bu meseleye bir çözüm bulmalıdırlar!

Yoksa  Allah korusun! daha çok Robert Steinhäusler ve Tim K.lar çıkabilir!

Dinslaken, 15 Mart 2009


Yazarın diğer yazıları:

WİNNENDEN KATLİAMI ÜZERİNE DÜŞÜNCELER
BANGALDEŞ’DE MUSON YERİNE GÜL YAĞMURU
HACCA YOLCULUK HAKKA YOLCULUK
Fransa’nın İmajı
Uyum nedir?

   
SAYFA BASI

| Ana Sayfa | Haberler| Gazeteler | Ekonomi | Firmalar | Spor | Yazarlar 

Copyright © Mima Datentechnik / Jülicherstr.20 / 52070 Aachen / Deutschland
Tel:
+49 (241) 900 57 50 (pbx)  Fax: +49 (241) 99 777 57  
e-posta:
info@Turkpartner.de
Bu site Mima Datentechnik Internet Servisi tarafýndan hazýrlanmaktadýr

Yakup Tufan
WİNNENDEN KATLİAMI ÜZERİNE DÜŞÜNCELER
Mahmut Aşkar
Samimiyet lütfen!...
Muhsin Ceylan
Erbakan ve partisine psikolog değerlendirmesi
Şensel Aşkın
Eylül Akşamlarının -Yada Bir Kaybın- Ardından
Sebahattin Çelebi
O yağmurlar
Mustafa Can
Delilerle Arkadaşlık 1
Yılmaz Kuzucu
Herseye rağmen
Sizden Biri
Kan parası
Üzeyir Lokman Çaycı
Yorgun değiliz biz türküler varken...
Dr. Nebil Bozdoğan
Burun estetiğinde modern yaklaşım
Şefik Kantar
Almanya’da Türk Adası
Hidayet Kayaalp
Ne yoksuluyuz biz?
Alperen Çelik
Yeni Vietnam IRAK
Fikret Ekin
Bir Konuşmaya Notlar..
İsmail Altıntaş
İslâm Dininin Engellilere Sağladığı Kolaylıklar
Latif Çelik
Ayný acýyý duyanlar en samimi olanlardýr
Ali Kılıçarslan
Doðru yazalým, doðru konuþalým!
Ozan Yusuf Polatoğlu
Seçim Şakası
İsmail Tüysüz
Yılbaşı ve noel kutlamaları hakkında neler biliyoruz
Ayten Kılıçarslan
Azınlık Türk kadın hareketi var mı?
Fazlı Arabacı
Yaralı bir bili