ONLAR SÖYLEDİ BİZ DE
İNANDIK!!!
Saddam Hüseyin tam da Kurban bayramı arafesinde idam
edildi.Günahıyla sevabıyla öbür aleme göçerken arkasında da
bir sürü efsane ve soru bıraktı.Saddam’ ın haklı mı haksız
mı olduğu veya idamının adalete uygun olup olmadığı ayrı bir
tartışma konusudur.Ama günlerdir Amerikan güdümlü medyanın
manipüle oyunları tabii ki akıllı müslümanların da
dikkatinden kaçmamıştır.
Nitekim bu konuda „Bugün” gazetesinde 7 Ocak tarihinde bir
makale yazan Prof.Toktamış Ateş de buna dikkati çekmiş,’Ne
hikmetse idam konusunda şiiler ön plana çekilmiş ama ceset
Amerikalılar tarafından Saddam’ ın yakınlarına verilmiştir,’
diye yazmıştır.
Bütün haber programlarında, sanki aynı eller tarafından
yazılmış intibası veren metinler okunmakta, aynı görüntüler
defalarca gösterilmekte ve sürekli ‘şii’ kavramı
vurgulanmaktadır.Güya Saddam’ ı sadece şiiler yargılamış ve
öldürdüğü 148 şii yüzünden idama mahkum etmiş ve bayram
arafesinde alelacele sadece intikam için, gözü dönmüş bir
şekilde sadece sünnilere gıcıklık olsun diye canice şiiler
tarafından idam edilmiştir!
Bu haberlere ancak, yüreği sadece mezhepçilik için atan,
mezhebi kavgaları müslümanlığın da üzerinde gören fanatikler
ve Irak’ dan hiç haberi olmayan safdiller inanabilir. Burada
apaçık bir provaksiyon olduğunu anlamamak için gerçekten ya
aptal ya da önyargılı olmak gerekmektedir.
Zalimliği ile ün salan ve acımasızca Irak’ da binlerce masum
insanı öldürten, iktidara geldiğinden beri İran’ a
saldırması, Küveyt’ i işgali gibi olaylarıyla adeta
Amerika’ nın Ortadoğu poltikalarına zemin hazırlayan Saddam
Hüseyin’ in bütün suçu 148 şiiyi idam etmesi miydi?
Daha 1979 yılında iktidara gelir gelmez ona karşı çıkan Baas
partisi üyelerini avlatarak öldürten, liderlerini ipte
sallandıran aynı Saddam değil miydi?
Bir yıl sonra Batı’ nın kışkırtması ve yardımıyla durduk
yerde İran’ a saldırarak tam bir milyon insanın ölümüne yol
açan kimdi? Savaş sırasında apaçık savaş suçları işleyen,
kimyasal silahlar kullandığı tarafsız gözlemciler tarafından
tarafından da teyit edilen aynı diktatör değil miydi?
1982 yılında Duceyl kentinde bir suikast girişimine maruz
kalınca 150 kişiyi yargısız idam ettiren hangi liderdi?
1988 yılında Kuzey Irak’ daki Halepçe kasabasına kimyasal
gaz attıran ve beş bin masum insanın ölümüne yol açan başka
bir insan mıydı acaba?
Amerika’ nın önce kışkırtıp sonra da karşı çıktığı akılsız
Küveyt işgalinin sonucunda 100 bin Irak’ lı asker ve 35 bin
Irak’ lı sivilin ölümüne kim yol açmıştı?
1996 yılında onun korkusundan Ürdün’ e kaçan iki damadını af
vaadiyle geriye getirten ve sonra da kurşuna dizdiren baba
hangi babaydı?
Bütün bu suçlar dururken, işi sadece
şiilere mal etmek ve saf, eğitimsiz Araplara şiileri hedef
olarak göstermek bir komplo değil de nedir? Eğer sünni
Araplar bütün bu komplo kokan haberlere değer veriyor ve şii
kardeşlerini kendilerine düşman olarak görüyorlarsa,
Amerika’ nın da istediği Irak’ ın kanlı bir şekilde
bölünmesi süreci gerçekleşecek demektir.
Saddam’ ın iktidarda olduğu yıllarda işlediği binlerce
insanlık suçu varken o suçlardan onu yargılamamak, sadece
148 şiinin katledilmesiyle suçlandırarak bütün dünyaya bu
şekilde ilan etmek bir mezhep çatışması çıkarmanın hesabı
olamaz mı acaba? Irak’ da başta Amerikalılar olmak üzere
Saddam Hüseyin’ e diş bileyen binlerce insan varken, onu
idam eden kar maskeli cellatların isimleri dünya medyasında
sanki alınlarına yazılıymış gibi sürekli ‘Şii cellatlar’
olarak sunulması bir oyun değil de nedir?
Biz müslümanlar gerçekten de bütün bu ayrıntıları atlayacak
ve herşeye inanacak kadar saf ve cahil insanlar mıyız? Irak’
da müslümanlar arasında kanla ayrılık tohumları ekildiğini
göremiyecek kadar zekadan yoksun mahluklar mıyız biz?
Irak’ da batağa battığı artık Amerikalı Cumhuriyeçiler
tarafından itiraf edilen Amerika’ nın kurtulmak için
müslümanı müslümana kırdırma poltikası eğer gerçekten
bizlerin beynine tesir etmeye başlamışsa vay bizlerin
haline!
Eğer bir Ehlibeyt İmamının makberine bomba koyan kişinin
‘Sünni’ olduğunu gerçekten bir şii müslüman inanabiliyorsa
ve bu eylemi ‘ sünnilik ‘ adına yaptığını düşünüyorsa vay o
şiinin haline!
Hangi mezhepten, hangi meşrepten olursak olalım gün
ayrılıkları körükleme, birbirimizi hain ve satılmış olarak
niteleme, kan dökme,düşmalıkları körükleme günü
değildir.Gün, çeşitli güçler tarafından sergilenen bütün bu
oyunlar karşısında sabır ve akıllılıkla olayları analiz etme
günüdür.
SAYFA
BAŞI
Yazarın
diğer
yazıları:
Onlar
söyledi biz de inandık!!!
Bir
roman, bir tesbit ve "Sarı Muallimler"
Bizi
Hangi Dünyada Öldürüyorlar Kardeşler
Çok
acıtıyor değil mi?
Ağlama
Ne Olursun?
İnsanlık
öldü mü?
Balık
Adam
Yüreği
Yaralı Şair, Tofig Abidin
Aman
da beyler kavgadan geldim yorgunum...
Ali
ile Nino hala yaşıyor
Necla
Kelek´in "Yabancı Gelini"
Juan
Goytisolo
Ayna
Dergisi´nin (Der Spiegel) aynası sadece cin ve şeytan
mı gösterir?
Susmak
mı bağırmak mı?
SAYFA
BASI
|