·  ANASAYFA  
·  AVRUPA HABER  
·  MEDYA  
·  EKONOMI  
·  FIRMALAR  
·  SPOR  
·  YAZARLAR  
·  BASIN ÖZETLERI  
·  COCUKLAR  
·  KADIN & YASAM  
·  BEDAVA POST  
·  DOWNLOAD  
·  TREIBER  
   
   


  FİKİR MEYDANI

              Orhan Aras 

 

ORARAS@aol.com


BİR TÜRK ALPERENİ: İBRAHİM BOZYEL

Küçük boylu, ince, zayıf ve esmer yüzlü, canlı bakışları olan, çok hareketli, zihni sürekli açık bir insan olan İbrahim Bozyel, Türkiye’ nin en uç bölgelerinden Iğdır’ da yaşayıp çalışmasına rağmen, gönlüyle, fikirleriyle, çalışmaları ve hitap ettiği alanlarla tüm Türk dünyasına ait  biriydi. Yazının başlığında da yazdığım gibi, bir edebiyatçı, bir hukukçu, bir eylem adamlığının yanısıra, hayret edilecek enerjisi, sabrı ve fedakarlıklarıyla tam bir alperendi. Iğdır gibi Türkiye’ nin en yoksul kentlerinden birinde mütevazi bir avukatken, Türk dünyasının çeşitli bölgelerinden davet ettiği aydınları, Türkiye’ yi tanıtma ve bir asra yakın sürmüş ayrılıktan doğan hasretleri dindirme adına, Türkiye ve Kuzey Kıbrıs’ ta,  kendi cebinden ödediği paralarla gezdirmesi, ailesini çoğu zaman ihmal ederek bütün imkanlarını bu uğurda seferber etmesi onun alperenliğinin en bariz örneklerinden biridir.

Daha 1982 yılında Yavuz Akpınar gibi akademisyenlerle elele vererek Türkiye ve Türk dünyası için gerçekten bir ilk sayılan ‘Kardaş Edebiyatlar’ isimli derginin en ağır yükünü de kendi omuzlarında taşıması onun fikirleri ve inançları konusunda ne kadar atılgan ve fedakar olduğunu göstermesi açısından çok önemlidir.

İbrahim Bozyel 1952 yılında doğmuş. Türkiye’ de, 1950’ li yıllarda doğmuş insanların çoğu İkinci Dünya Savaşı sonrası ortaya çıkmış biraz demokratik, biraz isyankar, biraz da şüpheci fikirlerden bolca etkilenmişlerdir. İbrahim Bozyel’ in karekterinde de bu izleri bariz bir şekilde görmek mümkündü. Iğdır gibi muhafazakar ve ‘uç’ bir şehirde moderniteyi temsil eden insanlardan biri de İbrahim Bozyel’ di. Hayatı, davranışları ve fikirleriyle Türkiye’ nin ilerici fikirlerinin bir temsilcisiydi. Şüphesiz bunda İstanbul Kabataş Lisesi ve istanbul Hukuk Fakültesi gibi en ilerici fikirlerle yoğrulmuş okullarda okumasının da tesiri vardı.

Onun , 1970’ lı ve 1980’ li yılların Iğdır’ ında veya Türkiye’ sinde farklı bir çizgi izlemesi bazen yadırgansa da çoğunluk tarafından da belli belirsiz bir şekilde takdir ediliyordu. Kurduğu ilişkiler, toplumun her kesimine yönelik yaptığı çalışmalar ve açılımlar ona bazen ‘solcudur’ yaftası yapışıtırlmasına yol açsa da, sağın en militan gençlerinin mahkeme davalarına girmesi (Çoğu zaman bir ücret talep etmeden) de onun ‘sağcıdır’ suçlamasına maruz kalmasına yol açıyordu.

Aslında o ideolojilerin esiri olamıyacak kadar hareketli ve fikirlerde şüpheci bir yapıya sahipti. Zaten hukukçu olmasına rağmen Iğdır Lisesi’ inde tam 17 yıl felsefe dersleri vermesi de bunun örneği idi.

Bir hukukçu olarak mahkemeden mahkemeye koşan bu yorulmaz insanı, Iğdır’ ın çeşitli kahvelerinde bazen bir din hocasıyla, bazen de meraklı bir felsefe talebesiyle kıyasıya tartıştığını da görebilirdiniz. Kahveyi tartışma ve düşünme mekanı haline getirenlerden sadece biri değil, birincisi de İbrahim Bozyel’ di.

Halk kültürüne hem hayrandı hem de halk kültürünü bir uzman derecesinde bilen ve öğreten biriydi. Iğdır’ da ilk kez folklör ekibini İbrahim Bozyel kurmuştu. Bu ekip sonradan Fransa’ da yapılan halk oyunları yarışmasında birinci gelmiş ve o dönemin başbakanı Turgut Özal tarafından Ankara’ da kabul edilerek ayrıca ödüllendirilmişti. İbrahim Bozyel’ in halk kültürü alanındaki çalışmaları sadece oyun ekibi kurmakla ve yönetmekle de sınırlı değildi. Iğdır ve çevresinin aşıkları,’nağıl’ anlatıcıları, şifahi edebiyatın temsilcileri onun en yakın dostlarıydılar.

Iğdır’ da ilk tiyatro çalışmalarını da o başlatmıştı. Hiç tiyatro eğitimi almayan insanlarla öyle bir ekip oluşturmuştu ki, bu ekip Azerbaycan’ a bir temsile gittiğinde en profösyenel oyuncular, bu halk içinden çıkmış oyuncuların rollerini ifa etmekteki ustalıkların hayran kalmışlardı.

Tiyatronun oyun yazarlığından, eğitiminden, yönetmenliğinden,kostüm seçiminden hepsinden İbrahim Bozyel sorumluydu. Hala zihinlerden silinmeyen ’Evimize Gelin Gelir’ ve 1990 yılı 20 Ocak faciası üzerine yazılmış ‘Karanfiller Ağlamasın’ oyunları onun ne kadar usta bir oyun yazarı olduğunun da ispatıdır.

Iğdır’ da, Bakü 20 Ocak  katliamına karşı ilk mitingi düzenleyen, Iğdır’ da ilk Azerbyacan Derneği’ ni kuran da İbrahim Bozyel’ di.

Türkiye’ de daha Nevruz bayramı tartışmaları başlamadan çok önceleri o bu bayramın özelliklerini çok güzel anlatan bir makale ele almıştı.’ Iğdır, Nahçıvan ve Tebriz Üçgeninde Nevruz Gelenekleri’ isimli makale, bir halk kültürü uzmanını kıskandıracak kadar ustaca yazılmıştı.

1982 yılında bütün Türk dünyasının edebiyatını ve edebiyat haberlerini üç ayda bir Türkiye okuyucusuna ulaştıran mütevazi ama çok etkin  ‘Kardaş Edebiyatlar’ dergisi çıkmadan çok önceleri İbrahim Bozyel Iğdır’ da Türk Dünyası edebiyatının en iyi bilicilerinden ve tebliğcilerinden biriydi. Çolpan, Abay, Çokay, M. Hüseyin Şehriyar, Sehend, Samed Behrengi, Bahtiyar Vahpzade, Nebi Hezri, Neriman Hesenzade, Memmed Araz, Mehmed Aslan gibi şair ve yazarların isimleri sık sık onun sohbetlerinin içinde yer alırdı.

1984 yılında dostu Memmed Aslan’ ın davetiyle Azerbaycan’ a gidişi onun için bir dönüm noktasıydı. O ziyarette gördükleri ve duyguları üzerine bina edilmiş ‘Azerbaycan Diyarından’ isimli kitabı, bence Türkiye Türkçesinde Azerbaycan üzerine yazılmış, en tatlı, en malumatlı, en samimi eserlerden biridir. O kitapta Azerbaycan’ ın insanından tabiatına, şiirinden, halk efsanelerine kadar herşey en samimi bir şekilde yer almıştır.

İbrahim Bozyel sadece fikir adamı değildi. O aynı zamanda da bir eylem adamıydı. Ermenilerin Iğdır’ da gerçekleştirdikleri hem maddi hem de manevi katliamları Türkiye gündemine taşıyanlardan biri de oydu. Bu yüzden bir ayağı Ankara’ da, bir ayağı Avrupa’ da olurdu. Hiç bir sempozyum ve toplantı İbrahim Bozyel’ siz olmazdı.

’Ermeni Kültür Terörü’ onun Caferi Qiyasi ile birlikte yazdıkları çok ses getiren bir eserdi. O eserde, şimdi Ermenistan olarak bilinen araziler ve işgal edilmiş arazilerde yer adlarının nasıl değiştirildiğini ve nasıl  sahte bir tarih yaratılmak istendiğini belgelerle ortaya koymuştur.

Eylem adamlığının diğer bir göstergesi de, Ermeni katliamlarının en yoğun yaşandığı ve bu katliamın görgü şahitlerini hala bağrından yaşatan Iğdır’ a bir Ermeni Katliamı anıtı dikilmesi sahasında gösterdiği cesaret ve yaptığı fedakarlıklardır. Iğdır’ ın sembolü haline gelen ve Ermenistan’ dan da apaçık görülebilen bu anıtın fikir babalarından biri İbrahim Bozyel’ dir.

1998 yılında elim bir trafik kazasında hayatını yitirdiği 46 yaşına kadar durmak , dinlenmek bilmeyen bu yiğit fikir adamının çabaları sonucu Iğdır ve Türkiye’ nin büyük bir kesimi Azerbaycan’ ı, Azerbaycan’ ın edebiyatını, Azerbaycan’ ın tarihini tanıdı. Hatta ölümünden sonra bile Iğdır bu meselelerin merkezine çevrildi ve 1999 yılında  Iğdır’ da, Ermeni konusunda dünyanın en önde gelen, Erich Feigl, Prof. Dr. Ramazan Mirzaoğlu, Prof. Dr. C.A. Gıyasi, Prof. Dr. Cevat Başaran’ın, Doç. Dr. İsmail Hacıyev, Prof. Dr. Stefano Trınchese, Dr. Erdal İlter, Prof. Dr. Enver Konukcu, Prof. Dr. Mehmet Saray, Prof. Dr. Azmi Süslü gibi fikir adamlarının katıldığı bir sempozyum düzenlendi.

İbrahim Bozyel, merkez Iğdır olmak üzere, kah Istanbul’ da, kah Amsterdam’ da, kah Frankfurt’ da hiç yorulmadan, şikayet etmeden, Azerbaycan’ ı, Türk dünyasını, Türkün insanını, kültürünü anlattı. Her anlatışından sonra kabuğuna çekilerek ‘yoruldum’ demeden çevresine toplanan gençlere sadece bir fikir adamı olmadığını aynı zamanda da bir alperen, bir gönül adamı olduğunu da gösterdi. Ama Türk dünyası ve öncelikle de onun herşeyine vurulduğu Azerbaycan ona hala ne gereken ilgiyi gösterebildi ne de borcunu ödedi. Azerbaycan için parmağını bile oynatmayan bazı insanlar mükafatlar alırken, övgülere boğulurken, İbrahim Bozyel’ in adı bile anılmadı. Onu sadece Azerbaycan değil Azerbaycan’ lı candan dostları bile nedense zor hatırlar hale geldiler.

Ama onun küçücük adımlarıyla Iğdır’ dan başlattığı hareket, onun yetiştirdiği isimsiz gençlerin fikirlerinde gün geçtikçe daha da tazelenmekte ve gelişmektedir. Bu da, yalancı şöhretlerin, samimiyetsiz dostlukların, sahte vatanseverliklerin birgün mutlaka öleceğini ama gerçek alperenlerin asla ölmeyeceklerini göstermektedir.

SAYFA BAŞI

Yazarın diğer yazıları:

Bir Türk Alpereni: İbrahim Bozyel
Türk Don Juan'ı
Dedem Korkut  yom verecek
Dinle küçük adam!
Azerbaycan’da savaş edebiyatı
Tuna nehri akmam, diyor
Gül döksem yollarına
Bir dostun ölümü
Onlar söyledi biz de inandık!!!
Bir roman, bir tesbit ve "Sarı Muallimler"
Bizi Hangi Dünyada Öldürüyorlar Kardeşler
Çok acıtıyor değil mi?
Ağlama Ne Olursun?
İnsanlık öldü mü?
Balık Adam
Yüreği Yaralı Şair, Tofig Abidin
Aman da beyler kavgadan geldim yorgunum...
Ali ile Nino hala yaşıyor
Necla Kelek´in "Yabancı Gelini"
Juan Goytisolo
Ayna Dergisi´nin (Der Spiegel) aynası sadece cin ve şeytan mı gösterir?
Susmak mı bağırmak mı?

   
SAYFA BASI

| Ana Sayfa | Haberler| Gazeteler | Ekonomi | Firmalar | Spor | Yazarlar 

Copyright © Mima Datentechnik / Jülicherstr.20 / 52070 Aachen / Deutschland
Tel:
+49 (241) 900 57 50 (pbx)  Fax: +49 (241) 99 777 57  
e-posta:
info@Turkpartner.de
Bu site Mima Datentechnik Internet Servisi tarafýndan hazýrlanmaktadýr

Orhan Aras
Size yakışıyor mu bay Giordano?
Mahmut Aşkar
Seçim Ve Sonrası
Yakup Yurt
Kem küm, lam lum!
Nuran Yelkenci
İlk Müslüman İş Kadını Hz. Hatice
Ayten Kılıçarslan
Yeni bir skandal!
Hidayet Kayaalp
Düşünmek farz mıdır?
Üzeyir Lokman Çaycı
Şehirlerleşme ve etkinleşmeler
Haldun Çancı
Gizlenen Gerçek Atatürkçülük ve Savunucularına Ödettirilen Bedeller
Hasan Kayıhan
Bizim "Diaspora" Show
Prof. Dr. İbrahim Ortaş
Üniversite: Girmek mi, çıkmak mi zor
Şefik Kantar
Bayrak
Osman Seçmez
Herşey çok iyiye gidiyor derken...
Prof. Dr. Mehmet Ali KÖRPINAR
Ülkemiz Sorunları ve TRT
Prof. Dr. Ümit Özdağ
Atatürk-Türkeş ve Ülkücü Gençlik
Sebahattin Çelebi
Hüznümü, limanlara akıttım da geldim...
Yılmaz Kuzucu
İçimdeki Notlar
Ozan Yusuf Polatoğlu
Vicdan Testi
Hidayet Kayaalp
Eşeklerin Gizemli Dünyası
Halil Gülel
Kim ateşliyor bu fitili
Mustafa Can
Ben Uyumdan Yanayım, Ya siz..........
Yakup Tufan
Fransa’nın İmajı
M. Ali Aladağ
Sarık-Cübbe ve Takım-Kravat
Ali Kılıçarslan
Yeni meclis, eski kafa
Veli Kalli
Gurbette Vatan Sevgisi
Betül Parlar
Hey du...
Fikret Ekin
Türkiye’nin “Sorunu”
Şensel Aşkın
Bilginin/Doğruların Etkinliği
İsmail Tüysüz
Son İki büyük Revulusyonda İstanbul`un Önemi
Serdar Çelebi
ETU (Europaische Türkische Union)  ne yapıyor?
Muhsin Ceylan
Berlin’e hayali bir soru
Dr. Nebil Bozdoğan
Botox zehir mi ilaç mı?
Alperen Çelik
Yeni Vietnam IRAK
İsmail Altıntaş
İslâm Dininin Engellilere Sağladığı Kolaylıklar
Latif Çelik
Aynı acıyı duyanlar en samimi olanlardır
Fazlı Arabacı
Yaralı bir bilinç