·  ANASAYFA  
·  AVRUPA HABER  
·  MEDYA  
·  EKONOMI  
·  FIRMALAR  
·  SPOR  
·  YAZARLAR  
·  BASIN ÖZETLERI  
·  COCUKLAR  
·  KADIN & YASAM  
·  BEDAVA POST  
·  DOWNLOAD  
·  TREIBER  
   
   


PENCERE
                                                                                       Nuran Yelkenci
 
nuranyelkenci@yahoo.com


Türbanlı Türkiye

    
Son aylarda ülkemizde hızla tırmanan bir konu var: türban tartışmaları. Üniversiteye girebilsinler mi? Devlet memuru olabilsinler mi? Kuran’da türban var mı? Boyundan mı bağlamalı, çeneden mi? Türban simgedir, yok efendim simge değil Allah’ın emridir. Türban bir adımdır, sonra Cumhuriyet elden gider...vs.

     Aslında türbanı ölesiye savunanlar da, savunmayanlar da, herkes de çok iyi biliyor ki türbana tepki, hızla türbanlılaşan Türkiye’yi bu noktaya getiren bu kılığa sokan çalışmalara geç kalmış bir tepkidir.

     Türban konusunda fikir beyan etmek bu toz duman olmuş ortamda ne kadar doğru olur bilemiyorum ama bildiğim bir şey var ki; o da, kimseye “başını aç” denemez bu bir gerçek! Demokrasiye, temel hak ve özgürlüklere, din ve vicdan özgürlüğüne, insan haklarına aykırı.

     Peki vakt-i zamanında çiçeği burnunda bir genç kıza "başını kapa" denmesine, hatta telkinine zemin hazırlayan odaklara neden izin verildi?

     Hiçkimse anasının karnından türbanıyla doğmuyor. Hiçbir genç kız da kendi haline bırakılsa, ergenlik çağında normal psikolojik ve sosyal gelişim sürecinde  örtünmek istemez. Kendini ve karşı cinsi keşfettiği bir dönemde tepeden tırnağa kapanmayı, dünyayı, hayatı yeni tanıdığı bir dönemde dünyadaki bir çok renkten ve zevkten feragat etmeyi seçmez.

     İslam dini de 14 yıl önce değil, 14 asır önce geldiğine göre, Türkiye’de son 15-20 yıl içerisinde akan suların yönünü değiştiren bir şeyler oldu. Bu genç kızlarımız durup dururken kapanmadı. Kendi istekleriyle kapanmaları değil sorguladığım, onlarda bu isteği meydana getiren, bu fikri empoze eden itinalı bir eğitim ve telkin çalışmalarıdır. Elbette konu sadece türbanından ötürü gündem olan genç kızlarımız değil, henüz konu olmayan ama aynı görüşte olan erkekler için de aynı şey geçerlidir.

     Birinin inancına hukuki olarak müdahale etmek gerçekten de son derece nahoş bir durum. Ben türbanlı değilim ama bu konuda sonuna kadar türbanlı kızların arkasındayım. Ama gençlere “dini eğitim”, “tebliğ” adı altında yapılanlar da inanca müdahale değil midir? Henüz körpe beyinleri yoğurmak, tazecik hafızalarına gelecekte hayal ettikleri bir dünyaya ait fikirleri kazımak, bir bireyin özgür iradesini elinden almak da bir kabahat değil midir?

     Şimdi yüzlerce türbanlı kızı ve o görüşlere sahip erkeği meydana getiren bu tablonun ressamları üniversite kapılarında sürünen gençleri gördüklerinde neler hissediyorlar? Şimdi mutlular mı? Şimdi “Türbanlı Türkiye” nin çok daha rahatlıkla sömürülebileceğinin haklı mutluluğunu mu hissediyorlar yoksa? ...Yoksa, yoksa? Aslında sorulacak ne çok soru var. Yanıtlanmasa bile kendi başına soru olarak dahi son derece anlamlılar:

     Dünyada neden İslam hızla pompalanıyor?

Neden İslam’ın gözden geçirilmesinin lafı dahi edilmiyor?

Neden Müslüman ülkelerin neredeyse tamamı yoksul, mutsuz, sefil, aç ve çaresiz ama yine de sesi çıkmayan insanlarla dolu?

Neden sosyal uçurumlar bu ülkelerde hat safhada?

İslam ülkelerinde neden kadını sosyal hayattan izole ediyorlar? (Sorularımı yanıtlamaya niyetli arkadaşlara kadınların nüfusun %51’ini oluşturduğunu hatırlatmak isterim.)

     Yaratıcı düşünce, bilimsel yaklaşım, entellektüel gelişim, orijinal fikirler, üretkenlik, eleştirel bakış gibi kavramların sadece özgür iradenin olduğu baskısız bir ortamda hayat bulduğu bir gerçek.

     Mevcut gidişatın zeminini hazırlayanlar da inançlı bir toplumu sömürmenin; bilinçli, bağımsız, özgür iradesini kullanabilen, özgüven sahibi hatta dikbaşlı, hakkını arayan, bilime ve akla dayanan tespitlere güvenen bireylerden oluşan bir toplumu sömürmekten kat be kat zor olduğunu bal gibi biliyorlar.

Kübra Yelkenci

yelkencikubra@hotmail.com


SAYFA BAŞI

www.nuranyelkenci.com

Yazarın diğer yazıları:

Türbanlı Türkiye
Bugün Beyaz Çiçekler Sana Annem...
Peygamberler bugün yaşasaydılar
Hoş geldin Ya Ramazan!..
İyi ve Kötü Öğretmen Televizyon
Kahramanlar hep az olur
İnanç Sömürüsü
Sahte Peygamberler
Anne Sevgisi
Günümüzün bazı cemaat liderleri (Şeyhleri)
İlk Müslüman İş Kadını Hz. Hatice
Utangaçlığın yeni adı sosyal fobi
Her İşin Başı Eğitim Nedir?
Konuşamıyoruz Çünkü Okumuyoruz
Güçlünün Değil Haklının Sözü
Yaşama Sevinci
Mutfaktaki İsraf
Varoşlardan sosyeteye İstanbul
Sen de Haklısın, Sen de Haklısın, Sen de!
Benim Duam
Yasakları Yasaklamak
Filistin’in Göz Yaşları
Peygamberleri Rahat Bırakın
Noel ve Yilbaşı Kutlamaları
Hayal Gücü Sınırlarının Ötesinde...
Bin Aydan Daha Hayırlı Olan, Ramazan Ayı
İffetli Müslüman Türk Kadını ve Örtünme
İnsanın En Büyük Düşmanı Şeytan
Duada kararlı olmak
Kuran’da selamlaşmanın önemi
Allah, İnsanı hastalıkla da sınar
Haset ve Kıskançlık
Kilitli Kapıların Ardındaki Sonsuz Hayat , Cehennem  
Sahte Dünyanın Acıları
Tarihten Günümüze Sahte Dindarlar
Şeytan Detayda Gizlidir
İnançla Gelen Ruh Sağlığı ve Huzur
İnanca Çağıran Davetler
Hayırlarda Yarışmak
Zaman Tüketen Ev Hanımları
Sebeplerdeki sırlar
Herşeyde Hayır Görmek
Pişman Olmadan Önce
Örnek Müslüman Kadın Hz. Meryem
Tüm annelerin, anneler gününü kutluyorum
İnsanları sinsice kıskacına alan Adamlık dini
Derin Düşünmek
2005 Dünya Kadın Yürüyüşünde, Müslüman Türk Kadınının Yeri


   
SAYFA BASI

| Ana Sayfa | Haberler| Gazeteler | Ekonomi | Firmalar | Spor | Yazarlar 

Copyright © Mima Datentechnik / Jülicherstr.20 / 52070 Aachen / Deutschland
Tel:
+49 (241) 900 57 50 (pbx)  Fax: +49 (241) 99 777 57  
e-posta:
info@Turkpartner.de
Bu site Mima Datentechnik Internet Servisi tarafýndan hazýrlanmaktadýr

Nuran Yelkenci
Türbanlı Türkiye
Orhan Aras
Bir Türk Alpereni: İbrahim Bozyel
Ozan Yusuf Polatoğlu
Cumhuriyet Halk Partisi
Mahmut Aşkar
Savunma Hattındaki Türkler
Ayten Kılıçarslan
Almanya ‘artık vatan’ mı?
Yakup Yurt
Bugün 19 Mayıs Gençlik Ve Spor Bayramı (mı)?
Yılmaz Kuzucu
Örtün bir bayrağa bedel
Hayrettin Çakmak
1070 Rakımlı Tepe
M. Ali Aladağ
Alman Medyasındaki İslam
Hidayet Kayaalp
Düşünmek farz mıdır?
Hasan Kayıhan
Bizim "Diaspora" Show
Halil Gülel
ALM ANYA'DA KIRK YIL SONRA TÜRKÇEMİZ
Ali Kılıçarslan
Oy hakkı sözü ne oldu?
Üzeyir Lokman Çaycı
Yağmurdan faydalanma yerine zararlarına seyirci kalınıyor
İbrahim Selamet
Filistin
Haldun Çancı
Kırk Katır Mı, Yoksa, Satırları Paket Mi İstersiniz?
Prof. Dr. İbrahim Ortaş
Üniversite: Girmek mi, çıkmak mi zor
Şefik Kantar
Bayrak
Osman Seçmez
Herşey çok iyiye gidiyor derken...
Veli Kalli
Gurbet Çilesi
Prof. Dr. Berhan Yılmaz
Biri bana anlatsın
Prof. Dr. Ümit Özdağ
Yeltsin’in Rusyası ve Erdoğan’ın Türkiyesi
Prof. Dr. Mehmet Ali KÖRPINAR
Ülkemiz Sorunları ve TRT
Sebahattin Çelebi
Hüznümü, limanlara akıttım da geldim...
Dr. Nebil Bozdoğan
Ameliyatsız Yüz Gençleştirmede Son Nokta
Erhan Türbedar
Kosova’ya İki Yeni Bakanlık Devrediliyor (?)
Mustafa Can
Akıl...Gönül...Şüphe...
Sonra Hayatın Akışı...
Betül Parlar
Hey du...
Fikret Ekin
Türkiye’nin “Sorunu”
Şensel Aşkın
Bilginin/Doğruların Etkinliği
İsmail Tüysüz
Son İki büyük Revulusyonda İstanbul`un Önemi
Serdar Çelebi
Birlik yolunda ilk çabalar..
Muhsin Ceylan
Berlin’e hayali bir soru
Yakup Tufan
Uyum nedir?
Sizden Biri
Sen neymişsin be abi?
Alperen Çelik
Yeni Vietnam IRAK
İsmail Altıntaş
İslâm Dininin Engellilere Sağladığı Kolaylıklar
Latif Çelik
Ayný acýyý duyanlar en samimi olanlardýr
Fazlı Arabacı
Yaralı bir bilinç