Kazıktan
yakınan kazıkcı!
Aslında bu tür konulara temas etmeyi çok sevmiyoruz.
Ama Türkiye´nin seçim sath-ı mahline girmesiyle ortalığa
bir yığın dürüstlük abidesi (!?) zatı
muhteremlerin çıkmasıyla ilgili düşüncelerimizi
sizlerle paylaşma ihtiyacı duyduk.
Bulundukları veya yeni geçtikleri (sanki yolun bir kenarından
diğerine geçiyormuş gibi basitce) partilerde seçilme
şanslarının ya olmadığından veya
çok zayıf olmasından kamuoyunun önüne çıkıp,
dürüstlük, ahlaklılık ve hizmet aşklarını
anlatma takiyesi yapmıyorlar mı, bu en sakin insanı
bile çileden çıkarıyor. Bu beyler kendilerini çok
akıllı, milletide (afedersiniz) aptal sanıyorlar.
Yurtdışında Yaşayan Türklerin
Meselelerinden Sorumlu Devlet Bakanlığı döneminden
çok iyi tanıdığımız "Baba"sının
has adamlarından biri olan çiçeği burnunda YTP'li
Rifat Serdaroğlu, yeni partisine
değil de CHP'ye kapağı atan Kemal
Derviş'in eski yenilerin oluşturduğu
partisi YTP´nin genel başkanı (lideri demek yanlış
olur. Zira, liderlik öyle bir partiden ayrılıp yeni
bir parti kurup onun başına kurulmakla olmayacak
kadarciddi ve zor bir iştir) İsmail Cem'i kazıkladığından,
aldattığından yakınıyor.
Serdaroğlu´nun
genel başkanı veya lideri kazıklamadan bahsettiğini
duyunca dudaklarımızdan hemen, " Hadi ordan!
" sözleri dökülüverdi.
Rifat Serdaroğlu öyle konuşuyor ki, hani onu tanımayan
bilmeyenler, "memlekette böylesine dürüst
ve ilkeli adamlar varmş da biz görmemiş dumamışız.
Bunlara yol ve hizmet imkanları açılmalı"
demeden kendilerini alamazlar. Türkiye´nin önünü tıkayan
işte bu yanıltıcı, aldatıcı
siyasi ahlak(sızlık).
Sayın Serdaroğlu hangi "kazık"tan
bahsediyor acaba?
Derviş´in Cem´e kazığından bahsedip yakınan
Rifat
Bey, zatı şahanelerinin attığı
kazıkları ne çabuk unutmuşa benziyor...
Rifat Serdaroğlu´nun
bu hareketinin ardından aklımıza geçtiğimiz
senelerde bir günde üç parti ve lider değiştirmesiyle
"Fırıldak Kubi" diye anılmaya başlayan
Kubilay Uygun geldi. Hafıza
bu. Engel olamıyorsunuz. Her yeni olayda eskiden birşeyler
hatırlıyorsunuz.
Bu hazreti tanıyanlarınız vardır mutlaka.
Bizler tanımayanlar için yazı mevzuu edelim dedik. Serdaroğlu,
bir dönem "Baba'sının
hasoğullarındandı. O´nun şak dediğini
tak diye yerine getirirdi. Yani, bir dediğini iki ettiğini
ne gördük, nede duyduk. Merhum Özal'ın
ani ve bugüne kadar sırrı çözülememiş veya
çözülmemiş ölümünün ardından Çankaya
Sakinliğine yükselen
Baba'nın ardından DYP'de
"Baba" adına yeni genel başkan Tansu
Çiller´i gölgesiyle
koruyacak kadar yakındı Rifat Serdaroğlu. O
zamanlar 1993 yazında yaşıyorduk. Bu gölge
korumacılık Çiller´in başta medya olmak üzere
sermaye gibi birçok çevrelerce destekleri çekilinceye kadar
sürdü.
Ve bugün ortada verilmiş net bir söz olmamasına rağmen
YTP´ye değil de CHP´ye
yönelen Derviş´i
"kazık" atmakla suçlayan Serdaroğlu
yaşanmış ilk "kazık" eylemini "canı
gibi sevdiği, gözü gibi sakındığı
DYP´den ayrılmak pahasına merhum
Yavuz Gökmen´in tabiriyle sarışın
güzel Tansu Çiller'e atmış ve kurtuluşu
daha doğrusu Meclis´e yeniden girebilmek için soluğu
ANAP'ta almıştı.
Serdaroğlu meselesini daha fazla sündürmeyip saadete
geleelim:
ANAP´lı
Serdaroğlu herkes gibi
partisinin baraj problemi olduğunu çok iyi
biliyor. Onun için Derviş ile yeni bir ümit olarak doğan
veya doğurulan Yeni Türkiye´de
soluğu almıştı.
Derviş´in CHP´ye parketmesiyle baraj problemli YTP
tabii ki Rifat Serdaroğlu´nu tedirgin edecektir. Bunda
şaşılacak bir
yok.
Çiller´den sonra YTP´ye koşarak ikinci kazığını
Mesut Yılmaz´a atan Serdaroğlu´nun
Derviş'i ilkesizlikle suçlayıp kazıktan
bahsetmesi, ayıp ayıp olduğu kadar da abes. Kazık
ata ata bugünlere gelenlerin kazık yiyince yakınmaları,
insanın aklına fransız köselesi meselesini düşürüyor.
ANAP'tan ayrılıp YTP'ye geçen ama Derviş´siz
kalanlar, haklı(!?) olarak gelecekleri adına afallamış
gözüküyorlar. Şimdiye kadar milleti afallatanlar,
şimdi de biraz kendileri afallasınlar bakalım.
Seçimin başına birşey getirilmezse esas gürültü,
milletvekilliği kesin aday listeleri açıklandığında
kopacak. Bakın görün, daha neler olacak...
SAYFA
BASI
Yazarın
diğer
yazıları:
Kazıktan
yakınan kazıkcı!
İzin,
zorla evlilik ve boşanmalar
Sayın
Schily´e kim cevap vere(bile)cek?
Yaz
gazeteci yaz" demesi kolay!
Günümüzün
modası, değişmek ve dönüşmek!
"İmparator"ları
da oyuna getirirlermiş
Tiyatroyu
seven muhafazakarlar
Oylarımıza
sahip çıkalım
Vekâletle
yaşma alışkanlığı
Çay,
zeytin, helva, kurufasulye ve rakı
Esas
mesele samimiyet(sizlik)
Almanya
treni kalkıyor
Göç
Kanunu ve terör
Eğitim
mi dediniz, o da ne?
İzin
ve zorla evlilikler
Yok
saydığımız kadın sığınma
evleri
Sanal
dostları tanımak
Karelerin tamamladığı resim
SAYFA
BASI
|