·  ANASAYFA  
·  AVRUPA HABER  
·  MEDYA  
·  EKONOMI  
·  FIRMALAR  
·  SPOR  
·  YAZARLAR  
·  BASIN ÖZETLERI  
·  COCUKLAR  
·  KADIN & YASAM  
·  BEDAVA POST  
·  DOWNLOAD  
·  TREIBER  
   
   


  BAKIŞ

               Mahmut Aşkar

 

askar@turkpartner.de


Divan Sohbetleri
Her Cumartesi
 -Canlı Yayın-
Saat: 20.00-21.45
"türkshow'da"


Yine Geldiler...


     Mümkünse yer yüzündeki her müslüman, değilse her Türk, ama mutlaka her Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı Çanakkale’yi ziyaret etmeli!...Çünkü Çanakkale, Osmanlı’nın şahsında dünya müslümanlığına ve Osmanlı Türkü’nün şahsında dünya Türklüğüne karşı açılmış bir savaşın vuku bulduğu yerin adıdır. Tarihimizde devletler kuran, imparatorluklar yıkan, çağ değiştiren savaşlar vardır. Fakat bunların hiçbirisi Çanakkale’ye, Çanakkale de bunların hiçbirisine benzemez.

     Tarihimizi, Cumhuriyetin ilk yıllarından itibaren yetişen nesillere dikta yoluyla öğreten resmî ideolojinin kısır, yanlı, eksik ve önyargılı hâkimiyetini Türk aydını kısmen de olsa kırmayı başarmıştır. Zaman ilerledikçe geçmişimiz mercek altına alınmakta, tarih, ilmî çerçevesinde yeniden kahramanlar, zaferler, hezimetler ve hainler tesbit ve tarife çalışılmaktadır. Başka bir ifadeyle; tarihimizle yeniden yüzleşiyoruz. Bunun en güzel örneklerineden birisi, son yıllarda Çanakkale üzerine yapılan sualtı ve topraküstü-alan araştırmaları, neşredilen yazılı ve  dökümantar veya sinema, televizyon filimi türünden görüntülü eserlerdir.

     Çanakkale (deniz, kara ve hava) savaşlarında namüsait şartlara rağmen Türk askerinin destanlaşan kahramanlıkları, silah arkadaşlarıyla beraber Mustafa Kemal’in ortaya koyduğu askeri başarıları ayrı bir gurur kaynağımızdır. Birçok tarihi hadisede olduğu gibi, burada da sorulması ve sorgulanması gereken yönler vardır. Genç bir (ulusalcı) aydınımızdan duyduğum bu eleştiri de hem sevindirici, hem de düşündürücü cinstendir: “Çanakkale, Batı emperyalizmine karşı başlattığımız savaşta elitimizle birlikte 250 bin insanımızı kaybettiğimiz yerin adı ise, Ankara da, bundan kısa bir süre sonra, vatan topraklarından kovduğumuz düşmanın kültürel değerlerine davetiye çıkardığımız yerin adıdır.”

     Bir başka açıdan yapılan tesbitte ise; “Ve nihayet 1914’te dokuz cephede hovardaca Mehmed harcadığımız Birinci Dünya Savaşı’na merhaba demişizdir. Askere aldığımız 2.850.000 askerimizin 2 milyon 229 binini kayıp olarak vermişizdir.” (İlhan Bardakçı, Vahdeddin’den Mustafa kemal’e, s.24). Merhum Bardakçı, aynı eserinde dünkü ve bugünkü sömürgeci zihniyetin bize karşı değişmeyen tutumunu da yine kendi ağızlarından şöyle belegeliyor: “1881 yılında Tunus’u kaybetmişizdir. Fransa’nın o zamanki dışişleri bakanı Barthelmy Saint Hilare o yılın 5 Ocak günü yayınladığı ve büyük devletlere gönderdiği notada, Tunus’u geri kalmış Osmanlı Devleti’nin elinden almak, medeni dünyaya karşı Fransa’nın tarihi borcudur, diyebilecek kadar küstah ve acımasız olabilmiştir.”.

     Hayret!... Bunda bilenler için hayret edilecek birşey yok ama ben yine de hayret demekten kendimi alamıyorum. A.B.D. Başkanı Georg (dabulyu) Bush da Irak’a saldırıya geçerken benzeri şeyleri söylemişti. Osmanlı’nın Ortadoğu’dan çekilmesiyle bölgeyi işgal eden İngilizlerin kumandanı da, Selahaddin-i Eyyubi’nin mezarı başına dikilerek, “Ey bizim bundan bin sene önceki Haçlı Seferlerimizi geri püskürten Selahaddin!...Biz yine geldik!” dediği rivayet edilmektedir. Demek istiyorum ki, Çanakkale’ye kadar gelenler de, bu milleti dize getirmek, bir medeniyeti tarih sahnesinden silmek veya şairin dediği gibi bizi tarihe gömmek için gelmişlerdi ama Çanakkale’nin sularına gömüldüler.

     Bütün bunlar bir kenara, Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı her insan, hele hele genç nesil için kayıtsız şartsız Çanakkale ziyaret edilmelidir. Orada her etnik kökenden olan Anadolu insanının, vatan savunmasındaki birliğini görerek, bugün ayrılık marşları söyleyenleri lanetleyeceksiniz. Bugün göğsümüzü gererek dolaştığımız, hürriyetimize pranga vurdurmadan yaşadığımız vatan toprakları için ödenen bedeli ancak Çanakkale’de ve yerinde idrak etmek mümkündür. Çanakkale’de 250 bin vatan evladının, “hayasız akın”a karşı siper ettikleri canları karşılığında bir (askeri) zafer kazanılmıştır. Ya bunun arkasından gelen kültürel savaş?... Çanakkale’yi geçemeyenler, ne yazık ki çok geçmeden ruhumuzun derinliklerine, düşüncelerimizin en ücra köşelerine kadar manen sirayet ettiler. Acaba şehitlerimiz rahat uyurlar mı dersiniz?

YAZARIN DİĞER YAZILARI:

   
SAYFA BASI

| Ana Sayfa | Haberler| Gazeteler | Ekonomi | Firmalar | Spor | Yazarlar 

Copyright © Mima Datentechnik / Jülicherstr.20 / 52070 Aachen / Deutschland
Tel:
+49 (241) 900 57 50 (pbx)  Fax: +49 (241) 99 777 57  
e-posta:
info@Turkpartner.de
Bu site Mima Datentechnik Internet Servisi tarafýndan hazýrlanmaktadýr

Mahmut Aşkar
Yine Geldiler...
Orhan Aras
Gül döksem yollarına
Üzeyir Lokman  Çaycı
Şehirlerleşme ve etkinleşmeler
Yılmaz Kuzucu
Bir proje yarışması
Ozan Yusuf Polatoğlu
Beyaz Saray
Bembeyaz (!)
Ayten Kılıçarslan
Buna hakkınız yok!
Haldun Çancı
Gizlenen Gerçek Atatürkçülük ve Savunucularına Ödettirilen Bedeller
Hasan Kayıhan
Bizim "Diaspora" Show
Nuran Yelkenci
Utangaçlığın yeni adı sosyal fobi
Ali Kılıçarslan
Oy hakkı sözü ne oldu?
Yakup Yurt
Yılbaşı gecesi yaklaşırken
Hidayet Kayaalp
Demokrasinin çişimi geliyor
Hayrettin Çakmak
İmralı’daki Serçe
Muhsin Ceylan
Öfke’ye öfkelenmemek kolay mı?
İbrahim Selamet
Uludağ Zirve notları (II)
Osman Seçmez
Hayatın gerçek adı: SU
Şefik Kantar
Papa radikallere koz verdi
M. Ali Aladağ
İki Zirve Arasında
Prof. Dr. Mehmet Ali KÖRPINAR
Nasıl bir cumhurbaşkanı
Fikret Ekin
Yine İnsan
Prof. Dr. Ümit Özdağ
Türkiye'nin En Büyük Sorununa Cevap
Prof. Dr. Berhan Yılmaz
Peygamberi Doğru Anlamak
Prof. Dr. İbrahim Ortaş
Şiddet ve Eğitim Sitemimiz 1
Sebahattin Çelebi
Şimdi....
Veli Kalli
Sorunumuz Kuş Gribi Değil
Mustafa Can
Bayram Gelince Bir Şeyler Olur Bana Canım....
İsmail Tüysüz
”Avrupa’nın Anası Anadolu” Konferansına İlgi Büyüktü
Erhan Türbedar
Kosova’ya İki Yeni Bakanlık Devrediliyor (?)
Serdar Çelebi
Fransa olayları ve Avrupa’da ‘Yeni Irkçılık’
Yakup Tufan
Fransa’nın İmajı
Betül Parlar
Hey du...
Şensel Aşkın
Bilginin/Doğruların Etkinliği
Halil Gülel
Gerçek Güzellik
Dr. Nebil Bozdoğan
Botox zehir mi ilaç mı?
Sizden Biri
Sen neymişsin be abi?
Alperen Çelik
Yeni Vietnam IRAK
İsmail Altıntaş
İslâm Dininin Engellilere Sağladığı Kolaylıklar
Latif Çelik
Aynı acıyı duyanlar en samimi olanlardır
Dr. Nebil Bozdoğan
Kozmetik cilt tedavisi amaçlı lazer uygulamaları
Fazlı Arabacı
Yaralı bir bilinç