VATAN
BİZİ
ÖZLEMEMİŞ
Arabaların tıka basa dolu olarak köye girişi, bavulların
açılıp hediyelerin dağıtılışı
eskidendi.
Avrupa malına rağbet de maziye karıştı.
Herşeyin kalitelisi şimdi Türkiye’de de var.
Arabanız da eskisi gibi dikkat çekmiyor, çünkü;
Japon’undan Alman’ına kadar ne ararsan var.. Euro
geleli paranın da bereketi kaçtığına göre,
sizin ne cazibeniz olabilirki?..
Hakikatın adını koyalım: Vatan bizi özlememiş,
biz vatanı özlemişiz. Kabul buyurun lütfen!
Vatanın bizi özlemesi için sevmesi, sevdiğini
ispat etmesi lazım. Sevmek: İyi ve kötü gününü
paylaşmak, sahip çıkmak, dayanışma içinde
olmak demektir. Onyıllardır Bulgar Polisi’nin eşkiyaca
tavırlarına karşı tedbir mi aldırttılar?
Her izin mevsiminde gümrüklerde uzayıp giden kuyruklara
çözüm mü buldular? Pasaport, evlenme-boşanma ve
askerlik gibi bürokratik işlerin dışında,
Avrupa Türkü’nün hangi
meselesini ilgili devletlerle karşılıklı
masaya oturup çatır çatır hallettiler?
Tam tersine; senede takriben bir milyon çoğalan Türkiye
nüfusundan yurtdışına giden her vatandaş
için, “oh..iyiki de gitti..hoş gitti!” türküsü söylenmediği
ne malum? Milli sınırlar içinde kalan her vatandaş,
devletten aş ve iş isteyeceğine, gitsin başının
çaresine baksın, mantığını bilmeyen
var mı? Hal böyle iken, vatan bizi niye özlesin?...
Vatanın toprağı toprak, gülü de gül kokar.
Vatanın havası sıcak, insanları da sıcaktır.
Soğuk olsa yine de sıcaktır. Gülmede, ağlamada,
hatta hiddetinde bile samimidir. Hele yaz ayları,
memleketin bolluk ve bereket dönemidir. Fakir;
domates-ekmekle karın doyurur, çocuğu ayakkabı
boyar, simit satar, şükreder. Halivakti yerinde olan;
yazın yazlığında, kışın kışlığında
naşükürdür; üç kazanır, beş harcar.
Memlekette, memleketliyle, memleketi konuşuyoruz: Gelen
giden çayın haddi hesabı yok! Memleketliye
memleketi anlatırken, memleketlinin ağzı açık
kalıyor. Memleketlinin bilgisi, dedikodu gazeteleri ve
televole televizyonları seviyesinde, memleketli okumuyor!
Memletli uzun vadeli düşünemiyor çünkü; günlük yaşıyor.
Birçok konuda çok sabırsız ve aceleci görünsek
de, zaman su gibi akıp gitmiyor. Tam tersine; işler
de insanlar gibi, ağırdaan ağırdaan yürüyor,
memlekette. Herkes herşeyi bilir(!), bizim memlekette.
“Kendine iyi bak!”, veya “Kendine mukayyet ol!”,
temenni mi uyarı mı olduğunu, doktora ve
akabinde hastahaneye gidince daha iyi anlıyorsunuz. Allah
kimseyi –vatanda- hastaheneye gitmek mecburiyetinde bırakmasın!
Bütün bunlara rağmen, vatanın seçeneği (alternatifi)
yok! Cenab-ı Allah’ın, tabii güzelliklerin tamamına
yakınını verdiği ender ülkelerden biridir,
TÜRKİYE.
Gurbetçi’yi vatanda huzurlu kılan –belki de- tek
sebep; Öz yurdunda, elini kolunu sallayarak dolaşmanın
verdiği keyifli gururdur. O sebepten dolayı, vatan
bizi özlemese de, unutsa da, biz, vatanı sevmeğe,
onun hasretiyle her yıl yollara dökülmeğe devam
edeceğiz.
YAZARIN
DİĞER
YAZILARI:
SAYFA
BASI
|