Radikal!...
Çocukluğumuzda büyüklerimizden
dinlediğimiz masallar, ibret alınacak hikâyeler vardır,
bilirsiniz. Bunlardan birisi de, kurtla keçi hikâyesidir.
Keçinin yavrularını yemeyi kafaya koyan kurt, ana keçinin
yavrularını kurtun oyununa karşı uyarmasına rağmen, onların
söz dinlememesi neticesinde emeline ulaşır.
Amerika Birleşik Devletleri’nin öncülüğünde zamanın
Sovyetler Birliği’ne karşı diğer güç olan Batı, işgalci Rus
ordusuna karşı savaşan Afganistanlılara, “Mücahitler” veya
“Hürriyet Savaşcıları” diyordu. Belli bir zamana kadar aynı
sıfatları Çeçen savaşcıları için de kullandı. Bundan başka,
aynı Batı, kendi halkına karşı zalimce saltanatına sürdüren
İran Şahı Riza Pehlevi’yi, daha sonra bugün yargıladığı
Saddam’ı da yine hem Irak ve hem de İran halkına karşı
silahlandırarak destekledi.
Bunlar, sizlerin bilmediği şeyler değil. Sadece hatırlatmak
istedim. Çünkü biz unutkan bir hafızaya sahibiz. Şimdi
böylesi ikiyüzlü, kaypak ve yalancı bir Batı’ya siz ne kadar
inanırsınız? Türkiye-Yunanistan münasebetlerinde Kuzey
Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’ne karşı tutumuyla,
Ermenistan-Azerbaycan münasebetlerinde işgal altındaki
Karabağ meselesinde mevcut durumu onaylayıcı sessizliğiyle,
öteden beri Kürt faktörünü bölge istikrarına karşı maşa
olarak kullanan politikasıyla ve AB-Türkiye münasebetlerinde
her gün yeni birtakım dayatmalarıyla, siz bir Türk olarak
böylesi bir Batı’ya ne kadar inanır ve güvenebilirsiniz?
Cezayir’de gayet demokratik yollardan ezici çoğunlukla
seçimleri kazanan en büyük siyasî parti FİS’i eski sömürgeci
ve hâlâ bu ülke üzerinde efendiliğini devam ettiren
Fransa’nın baskısı ve desteğiyle nasıl yok edildiğini akl-ı
selim bir insan olarak unutmayın!
Yine halkın hür iradesiyle seçimlerden zaferle çıkan
Filistin’deki Hamas hareketine uygulanan ambargo, sindirme,
yıldırma ve İsrail’in, Amerika’nın onayıyla kaçırma, öldürme
eylemlerini de sakın unutmayın!
Lübnan’da İsrail’in kanlı saldırılarına karşı şanlı bir
direniş gösteren Hizbullah hareketini, eğer benim gibi
sıradan bir vatandaş değil de, anlı-şanlı yazar takımından,
hergün televizyon ekranlarından bize yol gösterenler,
öğütler verenler ve siyaset erbabından, devlet erkanından
olarak, destekleyin de göreyim sizi... Destekleyemezsiniz!
Sizde o hür vicdan ve hür kafa yoktur! Onlar olsa bile,
maddi varlığınızı, dünyalık şan-şöhretinizi efendilerinize
borçlusunuz. Beklentileriniz var: Biryerlere hoş görünmek,
emrine amade olmak, esen rüzgara göre yön değiştirmek gibi
birden fazla derdiniz var. Allah derdinizi daha da
artırsın!...
AB’nin buyruklarına boyun eğmezseniz, sizi “aşırı
milliyetçi”ler kategorisine dahil ederlerse, Amerikan
emperyalizmine karşı çıkarsanız, “radikal müslüman”lar
listesinde adınız geçerse, İsrail zulmüne itiraz ederseniz,
“antisemitist” damgasını yerseniz, sizin haliniz nice
olur?... Bunu düşünmek bile sizi ürkütüyor değil mi? Sizi
ürkek sizi.... Benim başıma aslan kesilen, sizi tilki
sizi...
Siz, dün “Mücahit”, “Hürriyet Savaşcısı” denilenlere bugün
“Radikal İslamcı” denildiğini unutabilirsiniz ama ben
unutmadım. Siz, dün İran İslam Cumhuriyeti’ne karşı Saddam
Hüseyin Diktatoryası “seküler” olduğu için modern Batı
silahlarıyla desteklenerek, yüzbinlerce insanın
öldürüldüğünü unutabilirsiniz ama ben unutmadım.
İran atom enerjisinden faydalanmak istediği için dünyayı
ayağa kaldıranların kendi ülkelerinde acaba enerji büyük
çapta ihtiyacı neyle karşılanıyor? Fikri yiğitliğinizi
gösterip de; Birleşmiş Milletler karanamelerini takmayan
İsrail’e niçin ses çıkarılmıyor da, İran’ı bir kaşık suda
boğmaya çalışyorsunuz, diyebilir misiniz?...
Diyemezsiniz!... Derseniz; korktuğunuz başınıza gelir ve
sizi de “Radikal Müslüman” ilân ederler.
Beyinlerimize düşünce sistemlerini, hayatımıza medeniyet
değerlerini sistematik olarak empoze edenler, kendi karanlık
geçmişlerinin mahsulü olan kavramlarını da günlük lisanımıza
sokmayı başarmışlardır. Tıpkı kolayı ve hamburgeri genç ve
yaşlı demeden midelerimize indirttikleri gibi.
Batı’nın bizimkileri en fazla korkutan kavramı; Radikal!
Onların uşaklarına hırsız, hain, ikiyüzlü, hatta Amerikan
Uşağı deseniz, fazla tınlamazlar. Yeterki onlara radikal
denmesin. Başımızın üstünde sallanan Batı’nın sihirli
kılıcının adı; “Radikal”dır. Önce teker teker
radikallaştıracak, sonra yiyecek. Çünkü, yemeği bir kere
kafaya koymuş. Bizim kafasızları uyarmak yine bize düştü.
YAZARIN
DİĞER
YAZILARI:
SAYFA
BASI
|