·  ANASAYFA  
·  AVRUPA HABER  
·  MEDYA  
·  EKONOMI  
·  FIRMALAR  
·  SPOR  
·  YAZARLAR  
·  BASIN ÖZETLERI  
·  COCUKLAR  
·  KADIN & YASAM  
·  BEDAVA SMS  
·  BEDAVA POST  
·  DOWNLOAD  
·  TREIBER  
·  CHAT  
·  NETMEETING  
   
   


  BAKIŞ

                   Mahmut Aşkar

 

askar@turkpartner.de


MEYDAN  OKUMAK

Yazılarımı daha çok hangi yaş grubunun okuduğunu, ne kadarını benimle paylaştığını bilemiyorum. Bilmenizi arzu ettiğim bir noktaya parmak basmak isiyorum: Bir seneden fazla bir zamandan beri bu internet sayfasında sizlere, yorumlanmasına önem verdiğim konulara öncelik vererek, siz aziz okuyucumuzun ilgisine sunmaya çalışıyorum.


Sizin de dikkatinizi çektiği gibi, ağırlıklı "insan" ekseni etrafında düşündüklerimi sizlere arz etmeğe çalıştım. Fakat Amerika´da meydana gelen olay ve doğurduğu sonuçlar bizi, ister istemez, bu konuyla bağlantılı makaleler yazmaya zorladı. Biz, herşeyin insan ve insanlık için olması gerektiğine inanıyoruz. Dünya´ya nizam-intizam verme sevdamızı şimdilik rafa kaldırarak, öncelikle insan olan bizlere yani kendimize çeki-düzen verme noktasındaki hassasiyetimizi ilk hedef olarak seçtik.


İçinde bulunduğumuz çağdaki gelişmeler, bizim ilgimizin yine insan üzerinde toplanmasına vesile oluyor: Bütün güzellik ve çirkinliklerin baş sorumlusu insanın ta kendisidir. Eğer günümüzde en tehlikeli silâh atom bombası ise, bize göre, insan denilen varlık o bombadan daha tehlikeli bir patlayıcıdır. Çünkü, o silahı icad eden de nihayetinde insan denilen yaratıktır. Silâh teknolojisindeki gelişmelerle ilgili haberleri takip edenleriniz bazen ; önceden geliştirilmiş bir füzeyi, daha hedefine ulaşmadan, havada imha eden yeni bir karşı silâhın da icad edildiği haberini okuyor veya televizyon ekranlarında seyrediyorsunuzdur. Ya insan denilen sosyal varlığın kafasındaki sömürme, yok etme gibi imha planlarını nasıl görebilecek, ona karşı hangi tedbiri alabileceksiniz?


Ahlâki değerler konusunda birazcık hassasiyetinizden dolayı veya size sunulan bir kadeh içkiyi kibarca reddettiğinizden kaynaklanan, "çağdışı" damgasını her zaman yeme tehlikesiyle(!) karşı karşıyasınız. Yine, elinizdeki bira bardağını gören "dindar" tarafından "kafir" damgasını yeme tehlikesiyle de karşı karşıyasınız. Bırakın insanlar arasındaki dayanışmayı bir kenara; aile fertleri arasında bile herkes kendisine göre, kendisi için yaşamaya başladı. Çocuğunuzun aldığı egitim: Herkes kendisinden sorumludur, mantığına dayanıyor. Çevreden aldığı eğitimin özeti ise: Tüketim toplumunun en ön saflarında yerini almaktır.

Makinaların, bilgisayarların, televizyonlardaki reklâmların emrine amade olmak, sistemin kalıbı dışına çıkmamaktır. Aşkın, sevginin, muhabbetin, hissiyatın bile bir sisteme oturtulduğu, robotlaştırıldığı daha doğrusu sunileştirildiği bir çağda yaşadığımızı farkedemeyenler, 11 Eylül´de Amerika´daki terör eyleminden sonra farketmişlermiş. Amerikalılar arasında o günden sonra daha insani münasebetler kendini göstermeğe başlamış.


Bir tarafda gittikce globallaşan bir dünya, diğer tarafda monopollaşmaya giden bir medeniyetin doğurduğu  "medeniyetler kutuplaşması". Ve böyle bir ortamda insanlığını koruyabilecek olanlar...Böyle bir zaman ve ortamda insanlığını muhafaza edebilenlerin önünde saygıyla eğilmek gerekir. Onlar insanlığın yüz akı, gerçek temsilcisidirler. Onlara insanlık her zaman muhtaçtır. Onlar her millette, dinde ve ülkede vardır. Onlar, yerine göre, dünya nimetlerine  "eyvallah!" demezler. Onların kompleksleri yoktur. Doğru ve güzeli arar bulurlar. Yanlışa, çirkefe, yavşaklığa, şahsiyetsizliğe ve gösterişe meydan okurlar.


İşte, benim de muradım bu çizgide yürümeğe aday olanlara bir nebze de olsa katkıda bulunmak. Çorbada benim de tuzum olsun istiyorum. Hakikatları kitlelerin kavraması zordur, çünkü; kitleler devamlı baskı altındadır, yönlendiriliyor. Muhakeme kabiliyeti olan beyinler az olmasına rağmen, gerçekleri ancak onlar kavrayabilirler. Yalan ve propagandaya ancak onlar meydan okuma cesaretini gösterebilirler.


"2000``li yılların ikinci sanayi devrimini gerçekleştirmiş bu yeni toplumda şahsiyet mefhumu tamamen yok olacaktır.İnsan, kendi değerlerinden gittikçe uzaklaşacak, insan, maksimum üretim, maksimum tüketim ve minimum pürüzlü  (zararsız vatandaş) prensibine göre programlanacak, sıkıntıdan kurtulmanın yollarını; uyuşturucu ve seksin de dahil olduğu her türlü tüketimde arayacaktır.

...... bu tüketim insanlara mutluluk getirmeyecek, sadece monotonluğu(sıkıntıyı)

uyuşturacaktır."  Erich Fromm, Humanismus als reale Utopie (s.60-63)

Batı medeniyetinin ruh halini, toplum psikolojisini en iyi tahlil eden sosyologlardan birisi E.Fromm´dur. O`nun yukarıda adını da verdiğim kitabından aktardığım tesbitleri, düşüncelerime ve tesbitlerime referans olması için aldım. Yani biz, kehanette bulunmuyor, Batı toplumu içinde yaşayan insanlar olarak görüyor, şahit oluyoruz.


Bizden sonraki nesillerimizin de bunları görebilmesi için fikren ve zikren iyi donatılmış olmaları gerektiğine inanıyoruz. Ancak o zaman, dikta edilmek istenen "prensiplere" kafa tutabilir, meydan okuyabilir.

Yazarın diğer yazıları:

Medeniyetler çatışması veya tekerrür eden tarih
Dünyanın gündemindeki İslam ve Müslümanlar
11 eylül ve sonrası
Gönlünüz rahat mı?
Dibe Vurmadan Düze Çıkmaz
Taşralılar 
Bizimkiler
Mülakat
"KUTLU DOĞUM" VE İNSANLIK 
Dilimiz - Dinimiz
Geleceğimiz--Teminatımız
Utanmak
"Kadına Özel"
Odak Noktamızdaki İnsan
Hasbihal - 2
Toplumun Aynası

Hasbihal
Okuyormusunuz?

   

| Ana Sayfa | Haberler| Gazeteler | Ekonomi | Firmalar | Spor | Yazarlar 

Copyright © Mima Datentechnik / Jülicherstr.20 / 52070 Aachen / Deutschland
Tel:
+49 (241) 900 57 50 (pbx)  Fax: +49 (241) 99 777 57  
e-posta:
info@Turkpartner.de
Bu site Mima Datentechnik Internet Servisi tarafýndan hazýrlanmaktadýr

Editör'den

Selam

Mahmut Aşkar
Meydan Okumak
Muhsin Ceylan
Göç Kanunu ve terör
Şefik Kantar
ABD Hamburg’ u bombalar mı?
Ali Kılıçarslan
Uyum mu, Kıyım mı?
Ismail Tüysüz
Türkiye'nin orkideleri koruma altına alınmalı 
Euro Zerr
Fikirler Bayatlar mı?
Ramazan Alp
Şiirin yalnızlığı
Abdullah Güler
Toprak Ana