·  ANASAYFA  
·  AVRUPA HABER  
·  MEDYA  
·  EKONOMI  
·  FIRMALAR  
·  SPOR  
·  YAZARLAR  
·  BASIN ÖZETLERI  
·  COCUKLAR  
·  KADIN & YASAM  
·  BEDAVA POST  
·  DOWNLOAD  
·  TREIBER  
   
   


  BAKIŞ

               Mahmut Aşkar

 

askar@turkpartner.de


Medeniyetler Buluşması Mı?

Günlerden beri gündemin en önemli ve değişmez maddesi, Türkiye-AB Müzakereleri’nin başlama veya başlamama tarihi olan “3 Ekim 2005” olunca, görüntülü ve yazılı basın mensupları, diplomatlar ve konunun uzmanları hep “uzun ince bir yol” diyerek giriş yapıyorlardı. Çok konuşulan, yazılan-çizilen konular üzerine kalem oynatmayı severek yapmıyorum. Birçoğunun heyecanla, benimse (gelişmelerin seyri açısından) merakla beklediğim netice (!) nihayet açıklandı ve müzakerelerin başlaması için mütabakata varıldı.

Gün geçtikçe Türkiye, Avrupa’yı bu vesilelerle daha yakından ve inşallah objektif olarak tanıma fırsatını yakalamış durumdadır. AB’nin Türkiye ile müzakerelerin başlamasına epey bir zorlanmadan sonra onay vermesi, öteden beri Avrupa’yla ilgili düşüncelerimizde bir değişikliğe sebebiyet vermemektedir. Tam tersine, Avrupa’nın Türkiye’ye karşı öteden beri bilinen tutumu, peşinhükümlülüğü, sergiledikleri oyunlarla bir kere daha teyid edilmiştir.

Bütün bunlar (benim için) geri planda kalan hususlardır. Sayın Başbakanımızın ağzından son zamanlarda sıkca duyduğumuz “Medeniyetler Buluşması”, dikkatimizi celbeden hususların başında gelmektedir. Bir taraftan, Batı  Medeniyeti’ne dahil olmak için neredeyse bütün millet olarak seferber olunurken; bu “Medeniyetler Buluşması” da nerden çıktı? Ha... demekki bizim de bir medeniyetimiz varmış, biz de medeniyet ehlindenmişiz. Peki bu medeniyetimizin adının ne olduğunu açıklayabilecek bir babayiğit var mı?... “Müslüman Doğu Medniyeti’nden veya Türk-İslam Medeniyeti’ndeniz” diyebilir misiniz? Diyemezsiniz, dedirtmezler! Yoksa bizim bilmediğimiz başka bir medeniyetimiz daha mı var?

Büyüklerimizin ne düşündüklerine aklımız ermez ama biz yine de medeniyetimizden bazı ipuçları verelim:
Belki en önemli husus, AB’ne giden yolun “uzun ince bir yol” olduğu/olacağı benzetmesidir. Aşık Veysel; “Uzun ince bir yoldayım/Gidiyorum gündüz gece” demeseydi, acaba bizim Beethovenci, Mozartcı aydınlarımız bu kadar veciz bir söz icat edebilirler miydi dersinizin? “Medeniyetler Buluşması”nda Şarkışlalı Veysel de var mı veya olacak  mı?.. Ben ona bakarım! Vesysel gibi, “Değilmiyiz hep bir kardaş” diyebilecek miyiz, yoksa milletimin bir kısmına “Alevi” bir kısmına “Sünni” dedirtmeğe ve birini “azınlık” gösterip diğerinden hak talep ettirmeğe devam mı edecekler? Bu “Medeniyetler Buluşması”nda, 72 milleti aynı gözle gören Derviş Yunus da var mı veya olacak mı? Yoksa, “Kürt Azınlık” senaryosu geçerliliğini korumaya devam mı edecek?...  Kendi coğrafyasında Bosnalı Müslümanlar katledilirken seyreden Avrupa, Avrupa Birliği içindeki milyonlarca müslüman göz hapsinde, camileri polis gözetiminde tutulurken, Türkiye’de “Hıristiyan Azınlık Hakları” adı altında 700 yıl geriye giderek, “Ekümenlik” talepleri yine “3 Ekim”den sonra devam mı edecek?

Bu “Medeniyetler Buluşması”nda, “İster Hıristiyan ol, ister putperest, ne olursan ol yine gel” diyen Mevlâna da olacak mı, yoksa “Önce Hıristiyan ol sonra gel” mi diyecekler?... Göreceğiz!

Bu “Medeniyetler Buluşması”nda, Nasreddin Hocamıza da yer var mı?... Ben ona bakarım! Gerisi?.. Gerisi; hikâye...

Müsade buyurun bu “hikâye”yi Nasreddin Hoca’yla noktalayalım:
Hoca’ya, “burnun ne tarafta?” diye sormuşlar, Hoca ensesini göstermiş. “Tam tersini gösteriyorsun” diyenlere Hoca; birşeyin tersi bilinmezse doğrusu anlaşılmaz, demiş.

Bilmem anlatabildik mi?...

YAZARIN DİĞER YAZILARI:

   
SAYFA BASI

| Ana Sayfa | Haberler| Gazeteler | Ekonomi | Firmalar | Spor | Yazarlar 

Copyright © Mima Datentechnik / Jülicherstr.20 / 52070 Aachen / Deutschland
Tel:
+49 (241) 900 57 50 (pbx)  Fax: +49 (241) 99 777 57  
e-posta:
info@Turkpartner.de
Bu site Mima Datentechnik Internet Servisi tarafýndan hazýrlanmaktadýr

Mahmut Aşkar
Medeniyetler Buluşması Mı?
Ayten Kılıçarslan
A’dan Z’ye plan olsanız ne yazar?
Sebahattin Çelebi
İstanbul ölüyor, bu gece ellerimde…
Hasan Kayıhan
3 Ekim Beyannamesi
Yakup Yurt
Avrupa, Avrupa,
Duy Sesimizi...
Orhan Aras
Balık Adam
Şefik Kantar
Türklerin ve AB’nin geleceği
Hidayet Kayaalp
Ertuğrul Gazi Ve Dursun Fakıh Ve...
Yılmaz Kuzucu
Müstesnalar
Betül Parlar
Hey du...
Fikret Ekin
Türkiye’nin “Sorunu”
M. Ali Aladağ
Almanya Seçimlerini Nasıl Okursunuz?
Şensel Aşkın
Bilginin/Doğruların Etkinliği
Üzeyir Lokman  Çaycı
Siyah Çelişkiler
Nuran Yelkenci
İnsanın En Büyük Düşmanı Şeytan
Mustafa Can
Sen de Yalnızım mı Diyorsun....
İsmail Tüysüz
Son İki büyük Revulusyonda İstanbul`un Önemi
Ali Kılıçarslan
AB’nin hutbe rahatsızlığı
Halil Gülel
Gerçek Güzellik
Serdar Çelebi
Birlik yolunda ilk çabalar..
Muhsin Ceylan
Berlin’e hayali bir soru
Ozan Yusuf Polatoğlu
Bir taraf ‘şan’ (!) alıyor
Bir taraf ‘perişan’ oluyor
Dr. Nebil Bozdoğan
Botox zehir mi ilaç mı?
Sizden Biri
Sen neymişsin be abi?
Alperen Çelik
Yeni Vietnam IRAK
İsmail Altıntaş
İslâm Dininin Engellilere Sağladığı Kolaylıklar
Latif Çelik
Aynı acıyı duyanlar en samimi olanlardır
Dr. Nebil Bozdoğan
Kozmetik cilt tedavisi amaçlı lazer uygulamaları
Fazlı Arabacı
Yaralı bir bilinç