·  ANASAYFA  
·  AVRUPA HABER  
·  MEDYA  
·  EKONOMI  
·  FIRMALAR  
·  SPOR  
·  YAZARLAR  
·  BASIN ÖZETLERI  
·  COCUKLAR  
·  KADIN & YASAM  
·  BEDAVA SMS  
·  BEDAVA POST  
·  DOWNLOAD  
·  TREIBER  
·  CHAT  
·  NETMEETING  
   
   


  BAKIŞ

               Mahmut Aşkar

 

askar@turkpartner.de

   
"DAVA  ADAMI"NIN  DAVASI

Yakın çevremdeki bazı dostların, "Allahaşkına, ikidebir 'dava' deyip duruyorsun, nedir senin 'dava'yla veya 'dava adamı'yla alıp veremiyeceğin?",  türünden, sitemle karışık bıkkınlıklarını duyar gibiyim.
Hemen arkasından da, "Hangi devirde yaşıyoruz, dava adamı kaldı mı sanki...", sorusunda yatan hayalkırıklığı ve sözde 'dava adamı' olanların bıraktıkları kötü intibayı da gözardı etmeden, davamıza devam ediyoruz:
Dava ve dava adamı?
Dava; bir ülkü, ideal, varılmak istenen en son hedef, insanın düşünce temelinde gerçekleşmesini arzu ettiği ve o uğurda mücadele verdiği değerler manzumesi, olarak da tarif edebiliriz.
Dava adamı; yukarıdaki tarife uygun hedefler doğrultusunda, inandıklarında samimi, şuurlu, onları yaşayarak yaşatmaya gayret sarf ederken, gerekirse 'bedel'ini de ödemeğe hazır olan insandır, diyebiliriz.
İnsanların fert olarak bir 'dava'sı olduğu gibi, milletlerin de 'dava'ları vardır. Fert, şahsi davasını ülke davasından ayrı, veya onun üstünde görmeğe kalkar, mensup olduğu milletin ortak menfaatlerini şahsi çıkarları uğruna istismar ederse; bu durum, o ülke veya milettin çöküşüne zemin hazırlayan başlıca sebeplerden biri olur.
Halbuki, ferdin dar çerçevede dava adamlığı, toplumun uzun vadeye yayılan milli-manevi-iktisadi menfaatlerine ortam hazırlayıcı, destek verici, mahiyette olmalıdır.

Bizim gibi henüz arayış içinde olan; sosyal-siyasi nizamını tam oturtamamış toplumların gündeminden 'dava'lar ve 'dava adamları' hiç düşmez. Bu, siyasi gelişmelerin topluma nasıl yansıdığına paralel olarak azalır veya çoğalır.
Gelişmiş toplumlarda ise, sosyal-siyasi nizamla beraber bu gibi ideolijik kavramlar ağızlarda sakız gibi çiğnenmekten ziyade, bir sistematiğe bağlı olarak devam eder. Devletin yüksek menfaatleriyle toplumun menfaatleri çakışmaz; biri diğerinin aleyhine gelişme göstermez. Fert, toplumuna ve devletine karşı sorumluluklarını bilir. Devlet ise, her kesimden vatandaşının refah, huzur ve mutluluğunu temin ve tesis etmekle yükümlü olduğunun farkında olduğu için, halkına karşı mesuliyetlerinin farkındadır.
Böyle bir devleti bu seviyeye getirenler ise, o millettin bağrından çıkan ehil, mesuliyet şuuruna sahip insanlardan oluşan, idareci ve yönetici mevkilerindeki kadrolardır.
Onlar; "biz dava adamıyız", diye reklam yapmaz, davamız, "şudur.. budur..", diyerek laf yapmazlar. Onlar, sorumlulukları ve vazifelerinin ehli insanlar olarak sadece icraat yaparlar. Çünkü, onlar dava adamlarıdır!
Teşhis'i koymak yetmiyor. Çaresini de hem bulup hem uygulamanız gerekir: Doktor, hastaya "kanser" teşhisini yerinde koyabilir. Bu hastalık için felan ilacı kullanırsanız iyileşbilirsiniz, diyerek, çaresini de söylemiş olabilir. Çare, olarak sunduğu ilacı kullandırarak hastalığın iyileştiğini yine aynı doktorun ispat etmesi lazım ki, koyulan teşhis müsbet netice versin.

Yüksek hedefler, güzel sloganlar, kurtarıcı reçetelerle halkın karşısına çıkarken, bir çırpıda yılların birikimi ve ümitlerini heba edenlere,
Halktan, hakikatlardan uzak, içi boş sloganlarla dava adamlığını ilan ederken, aslında 'kuru bir gürültüden ibaret' olduklarının hala farkına varamayanlara,
Dava adamıyım, demekle değil, dedirtecek noktaya gelebilmekle olunduğunu idrak edemeyenlere, sevemeyen, sevilemeyenlere ithaf olunur!
SAYFA BASI

Yazarın diğer yazıları:

"Dava adamı"nın davası
Paşadan emir Gelmiş
Ah benim Şarklı Kafam
Heykeller Devrilirken
Beklenen Son
Coniler kerbela Topraklarında
Akılsızın akıl hocası
Neronların Savaşı
Şiddete dayalı siyaset 2
Şiddete dayalı siyaset
Gönlüm bugün sohbet ister
Davamın adamları neredesiniz?
Az gelişmişliğin özellikleri
Bizim savaşımız
“Muhteşem Osmanlı Çadırı“
Ortadoğu liderini  arıyor
İrticacılar yine hortluyor
Yol ayrımındaki Türkiye
Avrupa şeffaflaşıyor mu?
AB ne kadar samimi?
Karl ödülünün düşündürdükleri
Ben değişiyorum, Türkiye değişiyor
Ayak bağı olmayın!
Bu bayrak rüzgar bekliyordu
Avrupalı olmak; niçin?
Türk siyasi tarihinde yeni bir dönem
 Bir millet kurtarıcısını arıyor
Aman ehliyetsizin elinden
Bir "Vassiyetname" ve Ben
AB üyeliği çıkmaz ayın başında
Almanya siyasi hayatında Türklerin yeri
Ülküler öldü mü
Ölmesini de bilmek
Kerbela yahut Filistin
Bize benzemiyorsun
Korkak
Modern zamanların vatanseverliği
Çıplak 

Tufan'daki "Tufan"
Hayatı yaşamak
İbret
Yolun neresindesiniz?
Tadını çıkarmak
Gençlerim eyvah!
Düşmansız Yaşamak
"Enternasyonal  terörizme  karşı  savaş"
Sahipsiz Toplum
Meydan Okumak
Afganistan bombalanıyor
Medeniyetler çatışması veya tekerrür eden tarih
Dünyanın gündemindeki İslam ve Müslümanlar
11 eylül ve sonrası
Gönlünüz rahat mı?
Dibe Vurmadan Düze Çıkmaz
Taşralılar 
Bizimkiler
Mülakat
"KUTLU DOĞUM" VE İNSANLIK 
Dilimiz - Dinimiz
Geleceğimiz--Teminatımız
Utanmak
"Kadına Özel"
Odak Noktamızdaki İnsan
Hasbihal - 2
Toplumun Aynası

Hasbihal
Okuyormusunuz?

   
SAYFA BASI

| Ana Sayfa | Haberler| Gazeteler | Ekonomi | Firmalar | Spor | Yazarlar 

Copyright © Mima Datentechnik / Jülicherstr.20 / 52070 Aachen / Deutschland
Tel:
+49 (241) 900 57 50 (pbx)  Fax: +49 (241) 99 777 57  
e-posta:
info@Turkpartner.de
Bu site Mima Datentechnik Internet Servisi tarafýndan hazýrlanmaktadýr

Mahmut Aşkar
"Dava adamı"nın davası
Muhsin Ceylan
Ayaktakımı arasında
Dr. Nebil Bozdoğan
Sars hastalığı ve bugünkü bilgilerimiz
İsmail Altıntaş
Akıl, Vahiy ve İslam Toplumları...
Sizden Biri
Nur Yüzlü Adam
Ali Kılıçarslan
Sömürge Medeniyeti
Üzeyir Lokman Çaycı
Karanlığa savaşla yazılanlar
Ozan Yusuf Polatoğlu
Bağdat Bağdat
Fikret Ekin
İki Olay ve Hasta Kafa
Sizden Biri
Sahipsiz
Fazlı Arabacı
Yaralı bir bilinç
Şefik Kantar
Son ziyaret üzerine
Ismail Tüysüz
Yeşilçamda bir emekci
Latif Çelik
İyi geceler Türkiyem. Rahat uyu…
Ali Kılıçarslan
40 yıl önce 40 yıl sonra
Ramazan Alp
Şiirin yalnızlığı