ÇEKİL YOLUMDAN!
“Bir toplumda zayıflar güçlüler karşısında dikilip, dili
sürçmeksizin, haklarını istemedikçe, o toplumun pak olması,
kusur, ayıp ve kötülüklerden kurtulabilmesi mümkün
olmayacaktır.” Hz. Ali
Ömrümüz sizi izlemek, dinlemek ve emrinize amade olmakla
geçti. Size itaat etmeği bazen millete, bazen de Allah’a
itaat etmekle eş değerli tuttuk. Saygıda, hürmette ve hele
hizmette kusur etmemek için birbirimizle yarıştık.
Gönül kapılarımızı sadece size açarken, beynimizi de size
teslim ettik. Kapınızda elpençe divan durduk. İşaret
buyurduğunuz istikamete doğru yürürken, gözlerimiz hedefe
kilitlenerek yürüdük. Ne sağımıza solumuza, ne de arkamıza
dönüp baktık.
Siz düşünürken (!) bize düşünmek ve siz konuşurken bize
konuşmak düşmezdi. Sizin yanlışınız olamazdı(!), çünkü;
“allâme-i cihan”dınız siz, bizim gözümüzde. Velevki bize
göre yanlışınız olsun; onda bile “bir hikmet vardır” diye
hayra yorumlardık. Neyi ve kimi sevip sevmeyeceğimizi siz
tayin eder, dostumuzu ve düşmanımızı siz belirlerdiniz.
Hakikatleri görmek, öğrenmek, duymak ve tesbit etmek için
hayli zaman harcamışız, geç fark ettik. El öpen, diz çöken,
hayhaycı, şakşakçılarınızla bir arpa boyu yol gittiğinizi
zaman tunelinde başbaşa kalınca; koşan-koşturanların yerinde
saydığını, konuşulanlardan da birşey anlaşılmadığını,
nihayet anladık.
Sizi, bitmez tükenmez tabularınız, ilahlarınız ve
kutsallarınızla başbaşa bırakıyorum. İstikbalimizi
ipotekleyenler, sizi maziye bekçi olarak tayin etmişler.
Görevinize devam edin!
Değişmemeyi, gördüğü, duyduğu ve bildiklerinden taviz
vermemek, olarak anlayanlar; değişimler ve gelişimler
karşısında gözünü, kulağını kapatanlar, düşünce üretmekten
yoksun olanlar, tedbir alamayanlar, teşhis koyamayanlardır.
Ufkumuzu daraltanlarla, düşüncelerimize set çekenlerle,
gelişerek değişemeyenlerle mesafeyi açtık. Peygamber’e,
Kuran’a, velhasılı Allah’a giden yolda
felancıları-filancıları gerilerde bırakarak, engelleri
aştık. Düşünürken hür, inanırken hür olmanın zevkine nail
olduk, elhamdülillah!
“Zulme uğrayanlar, zalimin karşısına dikilmedikçe hak
tezahür edemez”(Hz. Ali) Dayatmalara ve dayatmacılara fikir
ve inanç dünyamızda yer yokyur artık! Hak ararken, Hakk’a
giderken haykırıyoruz, çünkü biz haklıyız. Madem haklıyız; o
halde güçlüyüz!..
Güç; bilerek inanmaktan, gelişerek değişmekten, değişim ise;
kabile/töre/devlet/cemaat dininden Allah dinine doğru yol
almaktan geçer.
Bu geçiş; harabeliklerden, virana bağlardan, gül bahçesine
geçiş gibidir. Bu geçiş; küfürden hakikate, cehaletten
ilime, boyun bükmekten şahsiyetli bir duruşa, zalimin
karşısına dikilme geçişidir.
İstikbale giden bu yolda gittikçe karanlığa gömülen
insanlığa ışık tutacakların önünden çekilin artık!
YAZARIN
DİĞER
YAZILARI:
SAYFA
BASI
|