A vitaminini unutmayın! Mevsim meyvesi gibisi yok. Strese son vermenin 15 yolu

Kendinizi değil kilonuzu yakın

·  ANASAYFA  
·  AVRUPA HABER  
·  MEDYA  
·  EKONOMI  
·  FIRMALAR  
·  SPOR  
·  YAZARLAR  
·  BASIN ÖZETLERI  
·  COCUKLAR  
·  KADIN & YASAM  
·  BEDAVA POST  
·  DOWNLOAD  
·  TREIBER  
   
   


  BAKIŞ

               Mahmut Aşkar

 

askar@turkpartner.de




Bu Parantez Açılmalıdır


   
Çok ses çıkaran, kısa vadede ses de getiren bazı olaylar gibi, attığı her adım, ettiği her laf ile olay yaratan,  kendinden söz ettiren şahıslar da var. Hadiselerin dikkate değer oluşları çok gürültü çıkarmalarıyla ve insanların kıymetlilik derecesi de çok bağırmalarıyla bağlantılı değildir.

Hz. Musa’nın Firavuna, Hz. İsa’nın Roma Imparatoruna ve Hz. Muhammed’in Mekkeli güçlere rağmen başlattığı yeni dünya nizamı, tabiri caizse, ayaklarının ucuna basarak, sessizce geldi ve taht ve taç sahiplerinin silahlı orduların korumasındaki düzenini tarümar etti. Toplu tüfekli İngiliz mandacılığına başkaldıran Gandhi ve onunla birlikte hareket eden yığınlar sade yalın, çıplak ve sessiz idiler.

Geride bıraktığımız 20. yüzyılın ortalarından itibaren ülkemizde başlayan gençlik hareketlerinden ve özellikle son çeyreğinde ideolojileri adına çarpışarak çok ses getirenlerden bu gökkubbede geride sadece acı hatıralar kaldı.  Buna karşılık sessizce başlatılan bazı cemaat eksenli hareketler bugün itibariyle toplum hayatının her safhasında dinamik kadrolarıyla varlıklarından söz ettiriyorlar.

Anadolu topraklarındaki bin yılı aşkın mazimizde bizi Yunus kadar etkileyen, şekillendiren bir devlet adamı, padişah, kumandan gösteremezsiniz. İstiklâl Savaşı dönemininde milletin hissiyatına tercüman olan ve o ortak değerlerimizi şiirlerinde terennüm eden en etkileyici şahsiyetlerden birisi olan Mehmet Akif Ersoy, ömrünün son demlerini gözlerden de ırak yerlerde geçirdikten sonra ülkesine döndü ve sessizce bu dünyaya veda etti amma... Bu millet var oldukça, o varlığı ayakta tutanlardan birisi olarak Mehmet Akif hiç şüphesiz milletin ortak değeri, vicdanı ve istikamet belirleyeni olmaya devam edecektir.

Bazı şahsiyetlerin büyüklüğü, sade ve samimi oluşlarında aranmalıdır. Dayatılan, empoze edilen, propagandası yapılan büyüklükler günübirlik, konjöktürel büyüklüktür. Büyüklük keşfedilmeği bekler. Kadirşinaslık da, o hakkı teslim etmek; büyüğü keşfetmektir. Milletlerin büyüklüğü; kendi değerlerini keşfetmesi, sahiplenmesi ve bağrına basmasıyla orantılıdır. Bu manâda Türk Milleti büyük bir millettir.

Bazı değerlerin keşfedilmesi parantezi açmak gibidir: Üzerinde durulmaya, biraz düşünmeğe biraz dikkatlice incelenmeğe ve enine boyuna yorumlanmaya ihtiyaç vardır. Aşık Veysel de Yunus Emre gibi sade ve yalındır. Hepimizin kullandığı gündelik kelimelerle düşüncelerini bir şiir ahengi içerisinde dile getirdi. Nice Batılı dilleri konuşan, oralarda ve oraları okumuş veya ülkemizde nice üniversite diplomalı, akademisyen, meşhur olmuş, meşhur edilmiş yazarlarımız, şairlerimiz var. Veysel gibi sade bir dil kullanırken bizi zihnî derinliğe zorlayan ve aynı zamanda bizi en mükemmel bir tarzda anlatan yine Veysel’den başkası değildir. Aşık Veysel “parantez”ini henüz yeterince  açtığımızı söyleyemeyiz. “Benim sadık yarim kara topraktır” diyebilmek için, “karnını kazma ile bel ile yardığımız, el ile tırnak ile yüzünü yırtdığımız” bu toprağın insanı olmak gerek.

Bir başka insanî, tarihî ve irfanî derinliği olan bu topraklarda yoğrulmuş birisi daha varmış... O, Veysel’in kazma ile bel ile karnını yardığı topraklardan çıkmış, sadeliğin ve düzlüğün rağbet görmediği bir zamanda, istikametinden şaşmadan devam ettirdiği mücadelelerle dolu hayatı, İstiklâl Marşı’nın yazıldığı Tacettin Dergâhı’nda noktalandığında biz milletçe kaybettiğimiz değerin farkına vardık.

Merhum Muhsin Yazıcıoğlu’na ülke çapında, bu derece teveccühün birden fazla sebebi iyi okunmalıdır. Bizden sonraki nesiller için Muhsin Yazıcıoğlu mutlaka her yönüyle araştırılmaya, yorumlanmaya muhtaç bir konudur. Sadece; yiğitti, dürüsttü, dava adamıydı gibi sözlerle Muhsin Yazıcıoğlu “parantez”i açılamaz ve gerçek manâda anlaşılamaz. Özellikle onunla gönüldaş/fikirdaş olduklarını söyleyenler, bu “parantez”in açılımını iyi yapabilirlerse, bu misyonun devamına zemin hazırlamış olurlar. Aksi taktirde, bir devre damgasını vuranlar ahirete intikal ettikten sonra o “dava” da onlarla birlikte mezara gömülmüş olacak.

Muhsin Yazıcıoğlu’nun şahsında yenilenmiş, eski dar kalıplarını kırarak toplumun farklı kesimlerinden tasvip görmüş bir ülkü adamı numunesine milletçe tanıklık yaptık. Bu yeni durum, onun vefatıyla ortaya çıktı. Kutsal davalar Alperenlerini bekliyor...


 YAZARIN DİĞER YAZILARI:

Bu Parantez Açılmalıdır
Ebuzer: Sürgündeki Ülküdaşım
Kaybeden Kahramanlar  
Fikriyatı Ete Kemiğe Büründürmek
Aşk Medeniyeti’nin Ülkücüleri
Paradigma Değişimi ve Yeniden Ülkücülük
Ben Sana Hayran, Sen Bana Düşman...
IQ’su Düşükler ve Müslüman Avrupa
Savulun Türkler Geliyor...
Benden Sana “Düşman” Olmaz!
Gazze veya Kerbela
Kalabalıkların Yalnızlığı (2): Bizim Yalnızlığımız
Kalabalıkların Yalnızlığı
Hangi İnsanın Hakları?
Medeniyetin Utanç Tablosu
Dinine Değil Dindarlığına İtirazım Var (2)
Dinine Değil Dindarlığına İtirazım Var
Ana!
Batı’nın Şarklısı veya Şark’ın Batılısı
Ahlâkî Kodlarımız
“Globallaşmanın Pezevenkleri”
Modernizmle Gelen Devrimler (3)
Modernizmle Gelen Devrimler (2)
Modernizmle Gelen Devrimler
Derdimiz de var dermanımız da...
“Allahsız Komünizm” ile “Allahlı Kapitalizm” Arasında
“Türkiye sadece Türklerin değil”
 

   
SAYFA BASI
Mahmut Aşkar
Bu Parantez Açılmalıdır
Yakup Yurt
SIK SIK SEÇİM, BELÇİKA’DA ZORLAŞTI GEÇİM…
İbrahim Selamet
İHH İnsani Yardım Vakfı
Muhsin Ceylan
Zirveden görünenler
 ve bir istifa
Nuran Yelkenci
Ne Mutlu Türküm Diyene!..
Orhan Aras
Bir Türk Alpereni: İbrahim Bozyel
Ozan Yusuf Polatoğlu
Cumhuriyet Halk Partisi
Ayten Kılıçarslan
Almanya ‘artık vatan’ mı?
S. Semih Sedef
Yitik hayatlar...
Hidayet Kayaalp
Mumla eriyen umutlar
Hayrettin Çakmak
İkinci yirmiyedi, beşinci Cuma
Yılmaz Kuzucu
İyiye değişim ve beyinlerde haraket
M. Ali Aladağ
Alman Medyasındaki İslam
Üzeyir Lokman  Çaycı
Şehirlerleşme ve etkinleşmeler
Haldun Çancı
Gizlenen Gerçek Atatürkçülük ve Savunucularına Ödettirilen Bedeller
Hasan Kayıhan
Bizim "Diaspora" Show
Ali Kılıçarslan
Oy hakkı sözü ne oldu?
Prof. Dr. Mehmet Ali KÖRPINAR
Gelin TV kanallarımızın son durumunu birlikte irdeleyelim
İsmail Altıntaş
Diaspora ve Kimlik
Osman Seçmez
Hayatın gerçek adı: SU
Şefik Kantar
Papa radikallere koz verdi
Fikret Ekin
Yine İnsan
Prof. Dr. Ümit Özdağ
Türkiye'nin En Büyük Sorununa Cevap
Prof. Dr. Berhan Yılmaz
Peygamberi Doğru Anlamak
Prof. Dr. İbrahim Ortaş
Şiddet ve Eğitim Sitemimiz 1
Sebahattin Çelebi
Şimdi....
Veli Kalli
Sorunumuz Kuş Gribi Değil
Mustafa Can
Bayram Gelince Bir Şeyler Olur Bana Canım....
İsmail Tüysüz
”Avrupa’nın Anası Anadolu” Konferansına İlgi Büyüktü
Erhan Türbedar
Kosova’ya İki Yeni Bakanlık Devrediliyor (?)
Serdar Çelebi
Fransa olayları ve Avrupa’da ‘Yeni Irkçılık’
Yakup Tufan
Fransa’nın İmajı
Betül Parlar
Hey du...
Şensel Aşkın
Bilginin/Doğruların Etkinliği
Halil Gülel
Gerçek Güzellik
Dr. Nebil Bozdoğan
Botox zehir mi ilaç mı?
Sizden Biri
Sen neymişsin be abi?
Alperen Çelik
Yeni Vietnam IRAK
İsmail Altıntaş
İslâm Dininin Engellilere Sağladığı Kolaylıklar
Latif Çelik
Ayný acýyý duyanlar en samimi olanlardýr
Dr. Nebil Bozdoğan
Kozmetik cilt tedavisi amaçlı lazer uygulamaları
Fazlı Arabacı
Yaralı bir bilinç