·  ANASAYFA  
·  AVRUPA HABER  
·  MEDYA  
·  EKONOMI  
·  FIRMALAR  
·  SPOR  
·  YAZARLAR  
·  BASIN ÖZETLERI  
·  COCUKLAR  
·  KADIN & YASAM  
·  BEDAVA SMS  
·  BEDAVA POST  
·  DOWNLOAD  
·  TREIBER  
·  CHAT  
·  NETMEETING  
   
   


  BAKIŞ

               Mahmut Aşkar

 

askar@turkpartner.de

   
BİZİM SAVAŞIMIZ

Onların  savaşı

Bu savaş onların savaşı: Amerika ile Irak´ın savaşı, demekten ziyade, Bush yönetimiyle Saddam yönetiminin savaşı, demek daha yerinde olur. Başkan Bush, başkan Saddam´ı devirmeyi -anlaşılan odurki- çok daha öncelerden planlamış ve kararı vermiş.
Sözde, Saddam´ın kitle imha silahları varmış, El Kaide ile işbirliği yapıyormuş, felan...filan......
Irak halkını, Saddam Hüseyin´in despot rejiminden kurtarmak lazıummış. Amerika onun için Saddam´ı devirmek istiyormuş.  Ayrıca, müslüman ülkelere Amerika demokrasi getirecekmiş.
Aslında, Saddam´ın despotluğu dışında hepsi yalan! Dünyanın tek süper gücü A.B.D`nin Irak´ı vurma planının altında yatan gerçeği artık sokaktaki çocuk bile biliyor: Petrol!
Kötüye giden Amerika´n ekonomisinin tek kurtuluş yolu, dünyanın ikinci büyük petrol rezervlerine sahip olan Irak´ı işgal etmek, sömürmekten geçer.
Dünya kamuoyu şimdilik bu meseleye kilitlenmiş durumda: Gerek milli gazete ve televizyonlar, gerekse milletlerarası yazılı ve sözlü basın "Irak krizi" ile meşgul olduğu gibi, bizi de meşgul ediyor. Kendi derdimize, işimize bakamaz, kafa yoramaz olduk.
Ama, ben bugün bu enternasyonal savaşı (onların savaşını) burada bir kenara bırakıyor, kendi savaşımıza dönmek istiyorum.


Bizim savaşımız

Bizim savaşımızın tarihcesi epey eskidir fakat, hiçbir zaman eskimemiş, eksilmemiş ve eskitilmemiştir.
Bu savaş, klasik savaşlar gibi belli zaman dilimi içinde başlayıp bitmemiştir. Bazı tariçilere göre üçyüz seneden beri, bazılarına göre yüz seneden fazla bir zamandan beridir devam etmektedir.
1960´lı yılların ortasından itibaren bu savaşın içinde kendimi buldum. Bu savaşta, binlerce genç insanımız öldürüldü, onlarcası idam edildi, binlercesi de hapislerde süründürüldü.
Darbeler, ihtilaller, sürgünler, işkenceler peşpeşe geldi ve 1990´lı yıllardan itibaren bu sıcak dönem büyük çapta kapandı.
Fakat, savaş devam etti, devam ediyor...
Bu savaşın genel hatlarıyla iki cephesi vardı:
1- Batı cephesi: Avrupacı, Batıcı, laik, demokrat, ilerici, devrimci, liberal kapitalist v.s...
2- Doğu cephesi: İslamcı, muhafazakâr, milliyetçi v.s...
Karşılıklı yakıştırmalar: Gerici, kafir, komünist, faşist, din düşmanı, Atatürk düşmanı v.s...
Savaş; ideolojik savaşdı, olmaya da devam ediyor. Yer, zaman, ad ve metod farklı olsa da işin özü aynıdır.
Türkiye´de  devrim niteliğinde bir iktidar değişikliği yaşadık. Marksist terminolojideki adıyla, "ezilenler" seçim yoluyla iktidara getirildiler. Bu ezilmişlik sadece iktisaden değil, ondan daha beter olan fikren ezilmiş, horlanmış, hakları ellerinden (zaman zaman) alınmışlarınların düşünce bazındaki ezilmişlikleriydi.
Hakim sınıfın, toplumun bütün kesimleri üzerinde uygulamaya çalıştığı resmi ideoloji iflas etmişti. Dolayısıyla, yetmiş senelik "saltanat" da elden gitmek üzeredir.
"Elit" tabaka, "avam" karşısındaki bu yenilgiyi içine sindiremiyor, kabullenemiyor.
Üstelik, dünün alttakileri bugün üste çikınca öyle bir hücuma geçtilerki; entellüektimiz, aydınımız neye uğradığına şaşırmış durumda.
Ne şeriat, ne de ümmet, diyen var. Doludizgin Avrupa, Amerika, Ortadoğu`da kıyasıya mücadele veriyor, siyaset yapıyorlar. İşin ilginç tarafı; gittikleri yerde kabul görüyor, kaale alınıyorlar. Başarılı da oluyorlar.
İçerideki köstekçiler, dışarıdan destek beklerken hayal kırıklığına uğramaya başladılar:
Avrupalı, Amerikalı dostlar bizim "kötekçi"lerin hesaplarını altüst ettiler.
Fakat, yüzyıllık savaşı devam ettirmeğe kararlı görünüyorlar. Yenilgiyi öyle kolay kabullenecekleri sanılmasın.
Ellerinde hiçbir koz kalmasa da "Türban savaşı"nı elden bırakmayacaklardır.
SAYFA BASI

Yazarın diğer yazıları:
Bizim savaşımız
“Muhteşem Osmanlı Çadırı“
Ortadoğu liderini  arıyor
İrticacılar yine hortluyor
Yol ayrımındaki Türkiye
Avrupa şeffaflaşıyor mu?
AB ne kadar samimi?
Karl ödülünün düşündürdükleri
Ben değişiyorum, Türkiye değişiyor
Ayak bağı olmayın!
Bu bayrak rüzgar bekliyordu
Avrupalı olmak; niçin?
Türk siyasi tarihinde yeni bir dönem
 Bir millet kurtarıcısını arıyor
Aman ehliyetsizin elinden
Bir "Vassiyetname" ve Ben
AB üyeliği çıkmaz ayın başında
Almanya siyasi hayatında Türklerin yeri
Ülküler öldü mü
Ölmesini de bilmek
Kerbela yahut Filistin
Bize benzemiyorsun
Korkak
Modern zamanların vatanseverliği
Çıplak 

Tufan'daki "Tufan"
Hayatı yaşamak
İbret
Yolun neresindesiniz?
Tadını çıkarmak
Gençlerim eyvah!
Düşmansız Yaşamak
"Enternasyonal  terörizme  karşı  savaş"
Sahipsiz Toplum
Meydan Okumak
Afganistan bombalanıyor
Medeniyetler çatışması veya tekerrür eden tarih
Dünyanın gündemindeki İslam ve Müslümanlar
11 eylül ve sonrası
Gönlünüz rahat mı?
Dibe Vurmadan Düze Çıkmaz
Taşralılar 
Bizimkiler
Mülakat
"KUTLU DOĞUM" VE İNSANLIK 
Dilimiz - Dinimiz
Geleceğimiz--Teminatımız
Utanmak
"Kadına Özel"
Odak Noktamızdaki İnsan
Hasbihal - 2
Toplumun Aynası

Hasbihal
Okuyormusunuz?

   
SAYFA BASI

| Ana Sayfa | Haberler| Gazeteler | Ekonomi | Firmalar | Spor | Yazarlar 

Copyright © Mima Datentechnik / Jülicherstr.20 / 52070 Aachen / Deutschland
Tel:
+49 (241) 900 57 50 (pbx)  Fax: +49 (241) 99 777 57  
e-posta:
info@Turkpartner.de
Bu site Mima Datentechnik Internet Servisi tarafýndan hazýrlanmaktadýr

Mahmut Aşkar
Bizim savaşımız
Onların  savaşı
Muhsin Ceylan

Menfaat karşılığı susmak

Dr. Nebil Bozdoğan
Deri kanseri çok yaygınlaştı
Sizden Biri
Sahipsiz
İsmail Altıntaş
Yılbaşı ve İç Gözlem
Üzeyir Lokman Çaycı
Gurbet Çiçekleri
Fazlı Arabacı
Yaralı bir bilinç
Şefik Kantar
Son ziyaret üzerine
Fikret Ekin
İnsanlığa Kurulan Tuzak
Ismail Tüysüz
Yeşilçamda bir emekci
Latif Çelik
İyi geceler Türkiyem. Rahat uyu…
Ali Kılıçarslan
40 yıl önce 40 yıl sonra
Ramazan Alp
Şiirin yalnızlığı