A vitaminini unutmayın! Mevsim meyvesi gibisi yok. Strese son vermenin 15 yolu Kendinizi değil kilonuzu yakın
·  ANASAYFA  
·  AVRUPA HABER  
·  MEDYA  
·  EKONOMI  
·  FIRMALAR  
·  SPOR  
·  YAZARLAR  
·  BASIN ÖZETLERI  
·  COCUKLAR  
·  KADIN & YASAM  
·  BEDAVA POST  
·  DOWNLOAD  
·  TREIBER  
   
   


  BAKIŞ

               Mahmut Aşkar

 

mahmut.askar@t-online.de










Hâkim Medeniyetin Hâkimiyeti

Doğarken medeniyetimin kucağına doğdum. O kucak; ana kucağı, aile ocağımdı. Mektebimiz ‘okul’ olduktan sonra okullu olup ötekini öğrendik ve ona göre eğitildik.

Kabullenmenin ötesinde seçeneğim olmadığından, kabullendiğim günden beri de kültürel kodlarımla bire bir örtüşmeyen, kendimle özdeşleşmeyen medeniyetin millî bünyemizde meydana getirdiği yan etkileri tesbite, biraz da Batı’ya ayna tutan Batılı düşünürlerin verdikleri ipuçlarıyla hâkim medeniyetin taşıyıcılarını anlamaya çalışıyorum.

Arnold Toynbee; “Bana göre medeniyetler kurulduktan sonra tehditlere karşılık vererek büyürler (1)” diyor. Medeniyetler sadece askerî güçlerle tehditlere karşılık vermez... Üstünlük sağlamanın, rakip veya düşman olarak görülene karşılık vermenin, düşünce, sanat ve ideoloji gibi unsurları içinde barındıran kültürel boyutu da vardır. Vatan savunmasında gösterdiğimiz dirayeti ve kahramanlığı medeniyet cephesinde gösteremedik. Batı Medeniyeti, kendisi için yegane tehdit olarak gördüğü İslâm/Türk-İslâm Medeniyeti’ne asırlar boyu verdiği karşılıkların kendi lehine neticesini almaya başladığı noktadan itibaren büyüdü, büyüdü... Batı Medeniyeti’nin büyüme trendiyle, bizim ona intisab etmeğe başlamamız arasında paralellik var. O, büyüyerek neredeyse yerkürenin tamamını kapladı, bizse küçüle küçüle neredeyse yeryüzünden çekildik.

Batı medyasında futboldan sonra en fazla ilgi uyandıran, seyirciyi tv ekranlarına çeken şeyin İslâm veya İslâm’la bağlantılı konular olduğunu, bir kamuoyu araştırmasından biliyordum. Stefan Weidner, “Hiç şüphe yok ki, iklim değişimi ve malî krizle birlikte İslâm, uluslararası aciliyet sıralamasında en baştaki üç önemli konudan birisidir” diyor ve devam ediyor: “Tabiat, iktisat ve kültür gibi her üç sahada da, değişim süreçleri potensiyel kıyamet alâmetleri gibi algılanmaktadır.” (2)

Deyim yerindeyse, dünyanın kaderini tayin eden Batı için dünya çapında üç hayatî konu: Doğa, ekonomi ve kültür bağlamında İslâm! Ve uluslararası borsalardaki göstergelerin, dünya iklimindeki en ufak değişikliklerin olduğu gibi, İslâmî Cephe’deki her kıpırdama da titizlikle takip edilmektedir. “Bir toplum, düşmanı olan toplumu en iyi kendisine benzeterek mağlup edebilir (3)”i günümüz dünyasında, son gelişmeleri de gözönünde bulundurarak, medeniyetler düzeyinde değerlendirdiğimizde; Müslüman-Doğu, artık Hıristiyan-Batı’ya değil de, kendisine benzemek için hareketleniyor veya Batı artık Müslümanlara söz geçiremiyor yorumu yapılabilir. Bir başka ifadeyle; düne kadar Tanrı’sına sırtını dönmüşlere yönelirken, kendisine sırt çeviren Müslüman-Doğu’da bugün itibariyle yeniden kendi kıblesine dönüş var.

Bu medeniyetle ilk ihtilafımız; dünya kraldan ahiret Tanrı’dan sorulur, düsturuyla karşı karşı gelince başladı. Daha sonraları Nietzsche, “Tanrı öldü” dedi ve O’nun yerine, bazılarına göre ideal insan tipi, bazılarına göre ise, insanüstü bir insan, “Übermensch”i zihinlerde doğurduktan sonra, Zygmunt Bauman da, “Übermensch’in doğuşundan sonra Tanrı’ya ihtiyaç kalmadı (4)” diyor. Kapitalizm, yalın kültten dogmasız bir dindir, diyen Walter Benjamin, Nietzsche’nin yarattığı “İnsanüstü”nün ilk olarak kapitalizmi din olarak kabullenip hayata geçirdiğini söylüyor. (5)

Bir tarafta kendimizi kucağında bulduğumuz sistemin “din” yerine oturtulması, diğer taraftan ilahlaştırılan, Tanrı’nın yerinde kendini gören, insanüstü insan... Hıristiyan aydın kiliseye başkaldırmış, kendi “Tanrı”sına kafa tutmuşsa, benimle, bizimle ne alakası ve bağlantısı var bu Hıristiyanlar arası çatışmanın?... Artık, “Senin dinin sana, benim dinim bana” demenin, hem de yüksek sesle ve koro hâlinde, zamanı gelmiştir!

Dünyayı sömürmek için jandarmalığa soyunanlar da, İslam’a karşı “Medeniyet Savaşı”nı başlatanlar da muhtemeldir ki, Batı’nın “Adel”lerinden, “Lord”larından “Sir”lerinden ve “Monsieur”lerinden oluşan, soylu, asil, aristokrat, “İnsanüstü” varlıklardır. Batı, yakalamış olduğu refah seviyesini kaybetme ve güvenliğinin tehlikeye düşme korkusundan beslenen yeni bir siyasî güç oluşturdu. Bunun için müslüman coğrafyanın enerji kaynaklarını ve İslâm’ı kontrol altında tutmalıydı. Ulrich Beck’in de dediği gibi; ‘Risk Toplumu’ (sanayileşmiş Batılı toplum), en kötü tehlikeye karşı totaliter savunmaya “meşru” bir kılıf uydururken, insanlığı daha kötü sonuçlarla karşı karşıya bırakıyor. Bunu anlayabilmek için sadece Irak, Çeçenistan, Filistin ve Afganistan gibi ülkelere ve doğurduğu sonuçlara bakmak kâfidir.

Tehditlere karşılık vererek büyüyen medeniyet, şayet bu gücünü kaybederse akibeti nice olur? Cevabı yine meşhur tarihçi Toynbee versin: Üstesinden gelemedikleri bir tehditle karşılaştıklarında yıkılır ve parçalanırlar. Dün Türk-İslâm Medeniyeti’nin akibeti böyle olmuştu. Bugün olmazsa yarın, Batı Medeniyeti’nin de akibetinin böyle olmayacağını kim iddia edebilir?

(1): Arnold Toynbee, Medeniyet Yargılanıyor, s.56
(2) : Projektionsfläche Islam, Psychologie Heute, April 2011
(3): Metin Önal Mengüşoğlu
(4): Wir Lebenskünstler, s.143
(5): Kapitalismus als Religion, s.16


 YAZARIN DİĞER YAZILARI:

Hâkim Medeniyetin Hâkimiyeti
Gençlik Liderini Arıyor
Siyaseten ve Hakikaten Batı Avrupa Türkleri
Müslümanın Dirilişi
İnandığınız gibi misiniz, yoksa Yaşadığınız gibi mi?
Global Düşünebilmek, İnanabilmek ve Yaşayabilmek (3)
Global Düşünebilmek, İnanabilmek ve Yaşayabilmek (2)
Dostlar veya Muhsin Ceylan
Global Düşünebilmek, İnanabilmek ve Yaşayabilmek

 

   
SAYFA BASI

Mahmut Aşkar

Ya Bir Yol Bul, Ya Bir Yol Aç,
 Ya da...
Aileler, cemaatlar, kavimler veya milletler; nefislerinin, kaprislerinin ve şahsi menfaatlerinin esiri olmadan görevini ifa edenlerin omuzlarında yükselirler.Devam

Ali Kılıçarslan

“Müslümanı Avrupalılaştırmak”
Avrupa’nın mı islamlaştığını, bir başka deyişle müslümanlaşacağını öğrenmek isteyenler, özellikle Almanya Türkleri’nin geleceği hakkında fikir yürütenler, bu kitabı mutlaka okumalılar. Devam

Yakup Yurt

SUÇ TERCÜMANDA…
Sokağı kirletenler, işsizlik sigortasını meslek sanıyor ve namusuyla çalışan fikir çöpçülerine küfretmeyi marifet sanıyorlardı. Devam

Şefik Kantar

Batı cephesi bildiğiniz gibi
İçedönük Alman politikalarının temelinde; Almanlığı ve Alman İslamı’nı dayatma, ne şekilde olursa olsun kabul ettirme düşüncesi yatıyor.
Devam

Prof. Dr. Hacı Duran

Bürokratik Yargının Fanatikleri
Günümüzde Türkiye'nin yargı bürokrasisi arasında ortaya çıkan çatışmalar, birçok bakımdan kilisenin yaşadığı bu serüvene benzemektedir. Devam

Hidayet Kayaalp

LAMI CİMİ YOK
Çetelere sövmek, darbecileri lanetlemek belki insanı rahatlatır, ama gelecek nesillerin başına gelecek tehlikeyi ortadan kaldırmaz. Devam

Prof. Dr. Ramazan Demir

Ziya Gökalp’ın İstemediği “Boşolar”...
Etrafını aydınlatan ışık olarak anlam yüklenen “ziya” insan örneğinde en güzel şekilde Ziya Gökalp’ in şahsında anlam bulmuştur.  
Devam

Yakup Tufan

ALMANYA İSLAM KONFERANSI VE MÜSLÜMAN CEMAATLERİN DURUMU
Bu ülke müslümanların da ülkesidir!  Bu devlet müslümanların da devletidir ve onların hak ve hukukunu korumak ve kollamakla mükelleftir! Devam

Leman Kuzu

KABUL  ETMİYORUZ!..
Ey ABD, tüm dünya biliyor ki, sen emperyalist bir güçsün. Devam

Nuran Yelkenci

8 Mart Dünya Kadınlar Gününde Müslüman Türk Kadınının Yeri...
Ev ekonomisini en iyi şekilde yönetebilen akıllı, eğitimli bir kadın neden ülkeyi
 yönetemesin?
Devam

Ozan Yusuf Polatoğlu

Bitlis’de 5  Minare  İsviçre’de 4 Minare
İsviçre’nin Müslümanların yaşamadığı çok kenar çevrelerden yüksek oranda minareye hayır oyları çıkmış, yoksa minareyi çok başka bir şey mi sanıyorlar fıkradaki gibi… Devam

Muhsin Ceylan

Eğitim masallı uyum yalanları...
Günümüzdeki uyumla alakalı sıkıntıların sebeplerinin mevcut kanun ve uyugulamalar olduğunu Sayın Bakan bilmez mi? Devam

Umut Bulut

Kalıbınıza tüküreyim
İnsan olarak en çok da sevdiklerimizden darbe alınca yaralanırız ya, bu yara kolay kolay kabuk tutmaz. Devam

Orhan Aras

KIRMIZI GÜL
Ama hangimiz şimdiye kadar güzel öğütlere kulak vermişiz ki? Hangimiz bile bile hayatımızda pişmanlıklar yaşamamışız ki?
Devam

Mehmet Ali Aladağ

Kötüler ve İyiler
Adam doğan güneşe sırtını çevirdi, batacak güneşten yana yüzünü döndü. Devam

Üzeyir Lokman Çaycı

Bu adam senin baban
Ay yıldızlı bayraklar da yıllar sonra yine devletin asil güçleriyle birlikte bölgede yerlerini almışlardı. Devam

Ayten Kılıçarslan

Kadın Dindarlığına Hürriyet
Neticede kadınlar, başörtüsü ve meslek hayatı arasında tercih yapmak zorunda bırakılmaktadırlar.
Devam

Nurdoğan Aktaş

Türkçe Konuşulan Yerler İstanbul’dur

Tofiq Abidin

RAŞİT DEMİRTAŞ a  UĞURLU YOL
 

İsmail Tüysüz

BİZDEN ÖNCE MASALLARIMIZ GELMİŞ

Doğan Tufan

Bizans Oyunlarına dikkat