A vitaminini unutmayın! Mevsim meyvesi gibisi yok. Strese son vermenin 15 yolu Kendinizi değil kilonuzu yakın
·  ANASAYFA  
·  AVRUPA HABER  
·  MEDYA  
·  EKONOMI  
·  FIRMALAR  
·  SPOR  
·  YAZARLAR  
·  BASIN ÖZETLERI  
·  COCUKLAR  
·  KADIN & YASAM  
·  BEDAVA POST  
·  DOWNLOAD  
·  TREIBER  
   
   


  BAKIŞ

               Mahmut Aşkar

 

mahmut.askar@t-online.de










Global Düşünebilmek, İnanabilmek ve Yaşayabilmek (3)

Global Yaşayabilmek


                                                                                
Bir ferdi veya toplumu diğerlerinden farklı kılan veya diğerleriyle benzeşleştiren şey;  onun inanç merkezli değer yargılardır. Doğru, yararlı, güzel, yerine göre kutsal kabul edilen adetleri, alışkanlıkları, zevkleri ve ibadet biçimlerini kapsayan bir değerler manzumesi...

Global çağın konjöktürel paradigması karşısında kendi değerleriyle yeterince donanmamış (Müslüman)-Türk, millî ve ahlâkî ölçülerin ötesine geçmesine rağmen, direnecek irade gösteremediği globalist kıstasların kıskacından kurtulamaz. Az veya çok inananı, hafif veya sert milliyetçisiyle Türkiye insanının mevcut genel manzarası; çalkantılı denizdeki geminin durumundan pek farklı değildir. Global yaşamak; okyanuslara yelken açmak demektir.

Daha yenice yokluktan kurtulmaya başlamış insan, varlık görünce, ömür hâyâl ettiği imkân ve nimetler ayağına gelince ne olur ve nasıl olursa, her sahada grafiği yükselen Türkiye’nin bugünkü insanı da öyle olmaktadır.

Dünyanın dört bir köşesinden herkesin birbirini gördüğü, gözetlediği, birbirinden haberdar olduğu bir çağa ister postmodern, ister küreselleşen çağ deyin; kendisi olamamış her insan veya toplum, bu çağın değerler türbülansında kaybolabilir. Başka bir ifadeyle; daha kendisi olamadan başkalarıyla olabilmeye kalkışmak, global aktörlerin dümen suyunda boğulma tehlikesiyle karşı karşıya kalmaktır.

Köydeki dindarlıkla şehirdeki dindarlık ve fakirin dindarlığıyla zenginin dindarlığı birbirinden epey farklı olur. Taşra milliyetçiliğiyle dünya görmüş insanın milliyetçiliği elbetteki birbirinden farklılıklar arz eder. Dünün ideolojik “Soğuk Savaş” şartlarındaki dünyasıyla, bugünün dünyasında yaşamanın farkı; kapalı toplumlarla açık toplumlar arasındaki fark gibidir. 

Cihanşümul düşünebilen ve inanabilenlerden, global bir hayat tarzını tercih etmeleri beklenir. Global bir hayat tarzı?... İdeolojik mahiyetteki dünya vatandaşlığı veya enternasyonalistlikle özdeşleşmeyen bir global hayat tarzından söz etmek istiyoruz.

Kimyadaki “doyum noktası” insan veya toplum hayatında da geçerlidir. O noktadan sonra en ufak bir ilave bile elde edilmek istenen neticeyi tamamıyla değiştirebilir, bambaşka bir madde ortaya çıkabilir. Toplumlar da ulaşmak istedikleri refah düzeyini yakaladıklarında doyum noktasına ulaşmış olurlar. Doymuş mideye ha bire yeni lokmalar indirmeye devam edilirse, kusma başlar.

“Hadaret (refahın en üst seviyesi), umranın gayesi ve ömrünün nihayeti olup onun çöküşünü haber verir. ” diyor İbni Haldun. Yani, gayesi kalkınmışlığı, toplum refahını en üst seviyeye çıkarmak olan medeniyetin bu noktodan sonra çöküşü başlar. Kuran’ı Kerim, bazı kavimlerin helak olma sebebini, ahlaki değerlerin çürümüşlüğüne bağlar. İbni Haldun da, gayesine ulaşan umran bozulma haline dönüşür ihtiyarlamaya başlar, dedikten sonra çağımız insanının da çok kolay anlayabileceği tesbitlerde bulunuyor: “Hadareti ifsat (düzeni bozma, arışıklık çıkarma) eden amillerden birisi de fazla refah sebebiyle şehvetlere (maddi hazlara ve cismani keyf ve zevklere) düşkün olmak ve bu sahada başıboş dolaşmaktır.” (Ibn Haldun, Mukaddime 2)

Bugünkü kadar olmasa da, demekki 12.-13. yüzyıllarda da zina, livata (homoseksüellik), lutilik (eşcinsellik) gibi eğilimler vardı ki;  İbni Haldun bu sıradışı temayüllerin toplum hayatında doğurabileceği vahim sonuçlara da işaret etmektedir. Aradan ortalama yedi asır geçmesine rağmen, refah seviyesinin doyum noktasına ulaştığı toplumlardaki arızaları, Erich Fromm, Ulrich Beck, Alain Touran ve Jean Ziegler gibi daha birçok Batılı entelektüelden duymak mümkündür. Gerçekten dünyanın birçok yerindeki haksızlık, sömürü, açlık ve adaletsizliğe karşı entelektüel bir mücadele sergileyen Prof. J. Ziegler; “Gürültülü bu medya dünyasında duyulabilmek için haykırmak gerek” diyor. Dünyanın bir tarafında insanlar açlıktan ölürken, diğer tarafında aşırı beslenmeden ölüyorlar.

Batılı düşünür 19. yüzyılda, “Tanrı’nın öldüğü”nü ilan ettikten sonra 20. yüzyılda da, “İnsanın öldüğü”ne kanaat getirdi. Dün öldürdüğü tanrının yerine kendisini koyan Batı tipi insan da öldükten sonra, geriye Tanrı’sına inanan ve henüz daha eşyalaşmadığı gibi insaniliğini de yitirmemiş insan kalıyor: Yaşadığı hayatı anlamlandıran; insan haysiyetini, evliliğin şerefini ve aile ocağının kutsiyetini globalleşmeye feda etmeyen, adil olan, adaleti savunan ve kendisini tükettirmeyen insan... Eğer dikte ettirilen, dayatılan bir hayat anlayışına alternatif olabilecek bir yaşama biçimi sergilenecekse, farklılığı ve haklılığıyla mevcut dünya şartları içinde kabul görmelidir.

Doğrularını küreselleşen dünyanın idrakine haykıracak cesarete, özgüvene ve birikime sahip, sadece kuru bir haykırışla yetinmeyip düşüncelerine hayatiyet kazandıranlar, global yaşamaya yeni bir boyut ve anlam kazandırabilirler. 


 YAZARIN DİĞER YAZILARI:

Global Düşünebilmek, İnanabilmek ve Yaşayabilmek (3)
Global Düşünebilmek, İnanabilmek ve Yaşayabilmek (2)
Dostlar veya Muhsin Ceylan
Global Düşünebilmek, İnanabilmek ve Yaşayabilmek
Kılıfına Uydurmak
Ezber Bozan Adam
İnsan Öldü mü?
Kültürel Aidiyat Farklılığı (2)
Kültürel Aidiyat Farklılığı (1)
Ötekine Göre İrade Beyanı
Sessiz Çoğunluğun Sesi Thilo
Avrupa’da Ramazanlaşmak
Nesillerin Kimlik Dili
Müslümana Karşı Müslüman!
Araftaki Nesil
Yunus M.’nin Sırtından ve Ardından
Kültürel Genetiği Değiştirilen Türk
Dinime Söven de Kalan Sağlar da Bizdendir
Su
Ya Bir Yol Bul, Ya Bir Yol Aç, Ya da...
Muhsin’in Nesli
Kendini İfade Edemeyen Müslümanın Tarifi?
İhtiyaç, İhtiras, Sapkınlık
Sen, Sana Emanet
Bu Vebal Kimin?
Vicdan Ayaklanması
Bir İnsan İnşa Etmek
İhanetlik Bizdedir
İmam Hüseyin
 

   
SAYFA BASI

Mahmut Aşkar

Ya Bir Yol Bul, Ya Bir Yol Aç,
 Ya da...
Aileler, cemaatlar, kavimler veya milletler; nefislerinin, kaprislerinin ve şahsi menfaatlerinin esiri olmadan görevini ifa edenlerin omuzlarında yükselirler.Devam

Ali Kılıçarslan

“Müslümanı Avrupalılaştırmak”
Avrupa’nın mı islamlaştığını, bir başka deyişle müslümanlaşacağını öğrenmek isteyenler, özellikle Almanya Türkleri’nin geleceği hakkında fikir yürütenler, bu kitabı mutlaka okumalılar. Devam

Yakup Yurt

SUÇ TERCÜMANDA…
Sokağı kirletenler, işsizlik sigortasını meslek sanıyor ve namusuyla çalışan fikir çöpçülerine küfretmeyi marifet sanıyorlardı. Devam

Şefik Kantar

Batı cephesi bildiğiniz gibi
İçedönük Alman politikalarının temelinde; Almanlığı ve Alman İslamı’nı dayatma, ne şekilde olursa olsun kabul ettirme düşüncesi yatıyor.
Devam

Prof. Dr. Hacı Duran

Bürokratik Yargının Fanatikleri
Günümüzde Türkiye'nin yargı bürokrasisi arasında ortaya çıkan çatışmalar, birçok bakımdan kilisenin yaşadığı bu serüvene benzemektedir. Devam

Hidayet Kayaalp

LAMI CİMİ YOK
Çetelere sövmek, darbecileri lanetlemek belki insanı rahatlatır, ama gelecek nesillerin başına gelecek tehlikeyi ortadan kaldırmaz. Devam

Prof. Dr. Ramazan Demir

Ziya Gökalp’ın İstemediği “Boşolar”...
Etrafını aydınlatan ışık olarak anlam yüklenen “ziya” insan örneğinde en güzel şekilde Ziya Gökalp’ in şahsında anlam bulmuştur.  
Devam

Yakup Tufan

ALMANYA İSLAM KONFERANSI VE MÜSLÜMAN CEMAATLERİN DURUMU
Bu ülke müslümanların da ülkesidir!  Bu devlet müslümanların da devletidir ve onların hak ve hukukunu korumak ve kollamakla mükelleftir! Devam

Leman Kuzu

KABUL  ETMİYORUZ!..
Ey ABD, tüm dünya biliyor ki, sen emperyalist bir güçsün. Devam

Nuran Yelkenci

8 Mart Dünya Kadınlar Gününde Müslüman Türk Kadınının Yeri...
Ev ekonomisini en iyi şekilde yönetebilen akıllı, eğitimli bir kadın neden ülkeyi
 yönetemesin?
Devam

Ozan Yusuf Polatoğlu

Bitlis’de 5  Minare  İsviçre’de 4 Minare
İsviçre’nin Müslümanların yaşamadığı çok kenar çevrelerden yüksek oranda minareye hayır oyları çıkmış, yoksa minareyi çok başka bir şey mi sanıyorlar fıkradaki gibi… Devam

Muhsin Ceylan

Eğitim masallı uyum yalanları...
Günümüzdeki uyumla alakalı sıkıntıların sebeplerinin mevcut kanun ve uyugulamalar olduğunu Sayın Bakan bilmez mi? Devam

Umut Bulut

Kalıbınıza tüküreyim
İnsan olarak en çok da sevdiklerimizden darbe alınca yaralanırız ya, bu yara kolay kolay kabuk tutmaz. Devam

Orhan Aras

KIRMIZI GÜL
Ama hangimiz şimdiye kadar güzel öğütlere kulak vermişiz ki? Hangimiz bile bile hayatımızda pişmanlıklar yaşamamışız ki?
Devam

Mehmet Ali Aladağ

Kötüler ve İyiler
Adam doğan güneşe sırtını çevirdi, batacak güneşten yana yüzünü döndü. Devam

Üzeyir Lokman Çaycı

Bu adam senin baban
Ay yıldızlı bayraklar da yıllar sonra yine devletin asil güçleriyle birlikte bölgede yerlerini almışlardı. Devam

Ayten Kılıçarslan

Kadın Dindarlığına Hürriyet
Neticede kadınlar, başörtüsü ve meslek hayatı arasında tercih yapmak zorunda bırakılmaktadırlar.
Devam

Nurdoğan Aktaş

Türkçe Konuşulan Yerler İstanbul’dur

Tofiq Abidin

RAŞİT DEMİRTAŞ a  UĞURLU YOL
 

İsmail Tüysüz

BİZDEN ÖNCE MASALLARIMIZ GELMİŞ

Doğan Tufan

Bizans Oyunlarına dikkat