Çağdaş
Yobazlar
Geçmişte
her çağın kendine özgü yobazları olduğu
gibi, daha başında bulunduğumuz bu asrın
da çağın icaplarına uygun yobazları vardır.
Muhakkak ki her milletin sosyal-siyasî kültürel gelişmelerine
paralel olarak zuhur eden yobazlar zümresinden bizde de
fazlasıyla mevcuttur.
Bizim çağdaş yobazımızı herşeyden
önce dilinden, yani telafuz ettiği sözcük, deyim ve
kavramlardan tanırsınız: Hz. Ali’nin, “kişi
dilinin altında saklıdır”
dediği gibi o da konuşmaya başlayınca
daha iyi anlarsınız. Daha doğrusu, ağzından
dökülen kelimelere yüklenen mananın çoğunu
anlayamadığınız için, onu bu yönüyle
tanımış olursunuz. Kendisine bununla neyi
kastettiğini sorsanız, “size şöyle ifade
edeyim” diye başlayarak, bilmediğiniz dağlardan,
tepelerden, duymadığınız coğrafyalardan
dolaştırarak anlatmaya çalıştığını
ne siz anlarsınız ve ne de kendisi anlatabilir.
Ondan bunu da beklememelisiniz, çünkü biryerlerden arakladığı
kavramların çıkış noktasını ve
gerçek anlamını kendisi de bilmez. Onun derdi,
sizinle anlaşmaktan ziyade, anlaşmamaktır. Onun
lügatında ar, namus, iffet, ayıp, utanmak, haysiyet,
şeref, ahlâk, helâl veya haram gibi daha nice sözcüklere
yer yoktur. Onun için bütün bunlar bir kelimeyle ifade
edilir: Etik veya değil! O birşeyi ya etik bulur
veya bulmaz!
Çağdaş yobaz, mensubu olduğu milletin millî-dinî
değerlerine muhalif olmayı, halkıyla aynı
hayat tarzını paylaşmamayı çağdaşlık
zanneder. Meselâ ona göre, sağ elle çatal tutmak,
kadeh kaldırmamak, karıyla dans etmemek yobazlıktır.
Din deyince cin çarpmışa döner. Kurtuluş reçetesi
diye sunduğu, kendi beyin ürünü değil; avucuna sıkıştırılan,
beynine yerleştirilen, suyu çıkarılmış
kötü bir kopyadan ibarettir.
Shakespaere’in Romeo ve Jüliyet’i varken Fuzuli’nin
Leyla ile Mecnun’undan sözetmek, çam devirip Noel Babalı
yılbaşılar kutlamak dururken, Hicret’ten
bahsetmek; asrî yobaza göre en büyük yobazlıktır.
Ramazan’ı “Şeker Bayramı”, Kurban’ı
tenha köşelerde “Tatil Bayramı” olarak
anlamlandırmak, onun belli-başlı yobazlık
emarelerindendir.
Çağdaş yobazın demokratlığı;
kendisine dikta ettirilen kurallara itaatla, düşünce özgürlüğü;
savunduğu fikirlere muhalif olanlara hayat hakkı tanımamakla
sınırlıdır. Bazen insan sevgisiyle hayvan
sevgisini birbirine karıştırır, çünkü
kendi atalarının da hayvan neslinden geldiğine
inanır.
Medeniyetin Medine çıkışlılığına
itiraz, inkâr, Roma kaynaklı olanına ise kabul ve
itaat etmeği, hayranlık duymayı, medenilik
olarak görür, çağdaş yobaz!
Ağyara (başkası, el) ve ondan olana hayranlık,
öze ve özden gelene dudak bükmek, başımıza
efendi kesilirken, efendisine kulluk; onun en belirgin
maharetlerindendir.
Çağdaş yobazın hayatı taklit, bilgisi
ezberdir.
Çağa damgasını vuranlar ürettiklerini
satarken; o, kötü bir tüketici gibi her aldığını
satar.
Yazarın
diğer
yazıları:
Çağdaş
Yobazlar
Moderniteye
Direnen Değerlerimiz
Sarık-Cübbe
ve Takım-Kravat
Almanya
Seçimlerini Nasıl Okursunuz?
Türk
de Olmasa.....
Kendisiyle
Yüzleşmek
Bayrakla
Göbek Bir Arada Olunca...
Senden
Bana Yar Olmaz!
Cemil
Meriç’le Doğu’dan Batı’ya
Bizim
Diyalogcularımız
Dünyaya
Çekidüzenden
Önce...
Oyuna
Gelmemek
Cavanlık
Bir Uçar Kuştur
Kocalık Bir Naçar İştir
Varılmaz
menzile bu gidişle
Bomba
yağar başıma
Gurbet
düğünleri
ALSAK
MI, ALMASAK MI?
Terörizmle
kolonizm arasında
SAYFA
BASI
|