DÜN ve BUGÜN
Leman
Kuzu
|
|
lemankuzu@windowslive.com
|
YURTSEVERLER, SÖZÜM SİZE!
Son
zamanlarda ülkemizde yaşanan olayları ne şekilde kaleme
alacağımı şaşırmış durumdayım ve hatta yazmaya başladıkça
içim yanmaktan öteye geçiyor ve ağlıyorum... Düğüm üstüne
düğüm atılmış çözmek ne mümkün! Şu günlerde güzel konulardan
bahsetmek, yazmak, çizmek olur şey değil! Ciddi manada
düşünüyorum, Kurtuluş Savaş'ında tüm dünya üzerimize geldi
yeterli malzeme, teçhizat, silah ve askerimiz yoktu
kağnılarla savaşa gittik ama yine de ülkemizi düşmanlardan
temizledik öyle değil mi? Haksızsam haksızsın deyin lütfen!
Şimdi bunları anlatmak masal gibi geliyor insana! Hissetmek,
yaşamak ve görmek lazımdı! Gelin hep beraber bugüne gelelim,
ülkemiz 26 yıldır terörle ciddi anlamda mücadele içinde
değil mi? Acaba nereye kadar böyle gidecek ve daha ne kadar
can yanacak! Ayrıca üzüldüğüm bir başka konuysa bazı
insanları, bazı basın ve yayın kuruluşlarını daha duyarlı
olmaya davet ediyorum!
Nedir duyarlılık, gelişen olaylar karşısında haklı tavrı
göstermektir!
Örneğin son zamanlarda verdiğimiz şehitler için hangimiz
evimizin, işyerimizin ve hatta arabamızın camına Türk
bayrağını astık, amaaan bayrak asmakla ne olur demeyin,
inanın çok şey oluyor uyumadığımızı anlıyorlar, sizce
yeterli değil mi? Dedik ya; bazı basın ve yayın
kuruluşlarını haklıdan yana olmaya, şehit verdiğimiz şu
günlerde sıradan bir günmüş gibi yazmaya ve program yapmaya
değil de, gazete ve televizyon köşelerine en azından bir
Türk bayrağı, siyah kurdela vb.sembollerin bulundurulmasını
önemle vurguluyoruz! Açıkcası, günde bir saatten fazla
televizyon seyretmeyen bir insan olarak, seyrettiğim sadece
haberlerde de bu yaklaşımı göremedim! Oysa ki, uyumadığımızı
ve tepkimizi belirtmek adına herkes üstüne düşeni az veya
çok yapmalı!
Hep bananecilik ve umursamazlık olursa durum elbette vahim
ötesi olacaktır!
İşte o zaman gerçeklerden kaçamazsınız! Hatırlarsanız
2000-2003 yılına kadar ülkemizde terör hemen hemen hiç yok
gibiydi nasıl ki, ABD'nin Irak'a müdahale etmesi ve
hükümetin "Açılım Politikası" süreci gündeme geldi terör
yeniden baş gösterdi hemde tüm hızıyla...Yanılıyor muyum?
Açılıma destek verenler neye kanıp, kimin peşine ne amaçla
düştünüz anlamadık ki! Yahu bunların amaçları belli
(Toprak), biz sizi çözemedik! Bunlara bu kadar taviz neyin
nesi, neyin fesi! Dağdan terörist'i indirdik Habur'da
davullarla zurnalarla karşıladık, işe aldık ve daha neler
neler... Hele şu "Sayın Apo" kelimesi beni yedi bitirdi...
Ya Türk olduklarını kabul etmeyip, TBMM'de Türk Milleti'nin
ödediği vergilerden maaşlarını alıp oturanlara ne
buyurursunuz. Durum vahim hem de çok! Terör ve destekçileri
bayrağımız'ın, cumhuriyet'imizin ve asker'imizin katilidir,
bu böyle biline...Gerçekten, yaşananlar anlaşılır ve kabul
edilir gibi değil! Şimdi daha mı iyi oldu hergün şehit,
hergün ağıt...
Eee ne yapacağız elimiz kolumuz bağlı seyredecek, vatan
sağolsun, Allah yakınlarına sabır versin, terör'ü
lanetliyoruz deyip işin içinden mi çıkacağız. Artık bunları
söylemenin zamanı çoktan geçmiştir, derhal hızlı önlemler
alınmalı, daha fazla şehit verilmeden yaşananların önüne set
konulmalıdır.
En üstten en alta kadar kiminle konuşsam aynı duygu söz
konusu, kendini bilen herkes sukuneti korumakla birlikte
feryat figan içinde, olmaz böyle bir gidişat deyip lanet
yağdırıyorlar! Vicdan sahibi insanlarız, elbette vicdanımız
ayaklanıyor...Lafı fazla uzatmadan ve daha nice
yazamadıklarımı geride bırakarak, yaklaşık bir hafta önce
sabah çalan ilk telefonumun ucundaki değerli arkadaşım
Öznur'un tek kelime ile Leman deyip duraksaması ve ardından
5 aylık asker olan amca oğlu Hakkari'de şehit oldu demesiyle
her ikimizde telefonun ucunda ağlıyor ancak ikimizde
birbirimize yardımcı olamıyorduk. Cümleler durdu ve sadece
ağlıyorduk sonrası yanına gitmek istedim ancak Öznur aynı
saatte Samsun'a gitmişti. Elbette şehit Selman Özay'ın
Samsun'daki baba evine ateş çoktan düşmüştü bile...Orada
yaşananlar anlatılır gibi değil, baba Rahim Özay: "Vatan
Sağolsun" diyor ama içinde isyanın, öfkenin biri bin
parça...Elbette vatan sağolsun ama bu gidişat, gidişat
değil! Elinizi vicdanınıza koyun, Selman Özay Hakkari'de
şehit oldu ve şehitlerimizden sadece bir tanesi, düşünün bir
kere ölen sadece Selman mıydı? Anne, baba, kardeşler ve tüm
yakınları bundan sonraki hayatlarında yaşayan ölü olmaktan
öteye geçecekler miydi? "Hayır" kısaca bir şehit değil,
onunla birlikte tüm aile fertleri ölüyor, beynimize
kazıyalım! Yazık emeklere, bir evlat kolay yetişmiyor ne
kahırla büyütülüyor sonra terör'ün zevki uğruna kör kurşuna
geliyorlar...Gel de isyan etme! Bakınız, iki ülke savaş
halinde olsa herkes savaşsın ve ölen ölsün kalan sağlar
bizimdir misali yapalım! Ancak ne var ki, şu durumda savaş
hali yok, fakat savaş varmış gibi şehit veriyoruz ya rabbi!
Bu devran böyle gelmiş, böyle mi gidecek diyorsunuz, vay
halimize vay!
Terör'ü lanetliyoruz! Bugün birşeyi daha vurgulamadan geçmek
vicdanımla eşleşmeyecek, dolayısıyla Deniz Gezmiş, Hüseyin
İnan ve Yusuf Aslan'ı anıyorum.
Her üçüde urtsever, insan haklarına saygılı ve emperyalizme
karşı dik duran üç gençti! Şu an aramızdan ayrılışlarının
38. yıldönümü ama onları hiç unutmadık! Hep içimizde
yaşadılar! Şehitlerimizde öyle! Peki, şimdi ki vatan
hainlerine, bölücülere, yıkıcılara ve yiyicilere hangi
durdurma stratejisi uygulanacak!
Elbette haklı merak konumuz! Bir Mustafa Kemal daha doğar mı
dersiniz? Bekliyoruz!.. Türkiye kolay kazanılmadı, kolay
kolay da üç-beş çapulcuyla yıkılmayacak! Mutlak, dersiniz
verilecek TSK'ya güvenimiz sonsuz devam ediyor! Halkımızın
sessiz ama derinden düşünmesi umuduyla, tüm şehitlerimize
Allah'tan rahmet, yakınlarına başsağlığı ve sabır diliyoruz!
YURTSEVERLERİN
BAŞI SAĞOLSUN!
Leman KUZU ©
İstanbul,
06/05/2010
kuzuleman@yahoo.com
SAYFA
BAŞI
Yazarın diğer yazıları:
YURTSEVERLER, SÖZÜM
SİZE!
SÖZDE
BAYRAK SAHİBİ DEĞİLİZ!..
KABUL
ETMİYORUZ!..
KADININ
SESİ
EY
DÜNYA, EY İNSAN HAKLARI NERDESİN?
SEVGİ
ZAMANI!..
YAŞAMDAKİ
BEŞ ÖNEMLİ DERS!..
2010
AVRUPA KÜLTÜR BAŞKENTİ İSTANBUL!.
MUTLULUĞUN
ADI 2010...
DÜNYA İNSAN
HAKLARI GÜNÜ / WORLD HUMAN RIGHTS DAY
SAYFA
BASI
|