·  ANASAYFA  
·  AVRUPA HABER  
·  MEDYA  
·  EKONOMI  
·  FIRMALAR  
·  SPOR  
·  YAZARLAR  
·  BASIN ÖZETLERI  
·  COCUKLAR  
·  KADIN & YASAM  
·  BEDAVA SMS  
·  BEDAVA POST  
·  DOWNLOAD  
·  TREIBER  
·  CHAT  
·  NETMEETING  
   
   


  BİR DÜŞÜNCE

                 İsmail Altıntaş

 

Is.Altintas@gmx.de

                       
RAMAZAN AYI´NIN DÜŞÜNDÜRDÜKLERİ

Değerli dostlar !
Daha dün gibi geliyor insana „Merhaba Ya Şehr-i Ramazan“ deyişimiz. Hoş geldi safa geldi.

Ne de güzel coşkulu, huzur verici ve manevi bir gelişti o. Gelişi gönüllerimizi ferahlatmış, hayatımızı anlamlandırmıştı. Gündelik hayatın sıkıcı yanlarından rahmetiyle çekip almıştı bizi kendisine. Rahmet ayıydı Ramazan, yağmurun  adı da rahmetti, toprak yağmurla bayram ediyor, onunla kucaklaşıyor hasret sona eriyordu; ruh ve beden, gönüller ve kalpler ise Ramazanla. Ama zeval/sona erme, zaman dilimi ve insan için kaçınılmaz sonuçtu. Çok geçmeden müberek günleri geride bırakmanın burukluğu kapladı yüreğimizi ve gönlümüzü. Bu güzel rahmet ve mağfiret ayında iyi ve faydalı işler/salih amel yapmaya konsantre olmuştuk ki, bir de ne görelim elvada deme vaktimiz gelivermiş. Ramazan ayında ibadet ve taatlerle ruh dünyamızı ve idraklerimizi derinleştirmekle meşgul iken zamanın nasıl geçtiğini anlayamadık bile.

Bu ayda ibadetlerimizi artırmak yanlışlarımızı azaltmak yada terketmek başlıca amaçlarımız arasındaydı. „Oruç tutunuz umulur ki (günahlardan) korunasınız“ (Bakara Suresi/183) buyuruyordu Yüce Mevlamız. Ramazan yakmak anlamını da kapsıyordu; irtikap edilen günahları yakmak. Ramazanda içsel anlamda arındık, tevbe ettik, Allah´tan (c.c.) affımızı diledik, O´na dua ettik, yakardık. Geceleri namaz kılarak gündüzleri oruç tutarak Allah´a kulluk görevlerimizi yerine getirmeye çalıştık. Yalan dedi-kodu, gıybet gibi sevimsiz davranışlardan uzak durarak ahlakımızı güzelleşirmeye gayret ettik. „Sizin en hayırlınız ahlakı en güzel olanınızdır“  (Hadis-i Şerif) düsturuna layık olmak için çaba sarfettik.

Bu noktada keşke her saatimiz,  günümüz, ayımız Ramazan veya Ramazan gibi olsaydı demeden edemiyor insan. Fıtratımızdaki/doğamızdaki insani taraflarımızı ön plana çıkarmaya çalıştık. Oruç tutarak bir miktar aç kalışımız bize fakirleri/yoksulları hatırlattı. Sabrı öğretti. 

Egoizmimizi/Bencilliğimizi kırdı. Bizim gibi oruç tutan ama muhtaç olanların durumunu düşündürdü. Zekat, fitre, fidye, infak ve sadaka gibi İslam dininin sosyal yardım amaçlı emir ve tavsiyelerini yerine getirmek suretiyle yardımlaşma duygularımızı zirveye ulaştırdı. Allah Rasulünün „Komşusu aç iken kendisi tok yatan olgun bir mümin olamaz“ buyurduğu evrensel mesajını daha iyi anlamamıza vesile oldu. Sahur ve iftarlarla, teravih namazlarıyla, Itri´nin Segah makamında bestelediği yanık nameleri hala kulaklarımızda çınlayan salat-i ümmiyylerle, davetlerle içiçe müthiş bir hermoniyi, ibadet etmenin ve  paylaşmanın verdiği gönül huzuru ile erdemi tattık. Öyleki iç dünyamız tarif edilemez hoşluklarla doldu.

Bu ayı değerli kılan Kuran-ı Kerimi mukabele şekliyle okuduk. Çünkü mukabele sünnetti, Cebrail (a.s.) ile Hz. Muhammed´in (s.a.v.) karşılıklı Kur´an okumasıyla ritüel halini alıyordu. Böylece Kuran´ın muhatabının insan ve toplum olduğu bilincini yeniden düşünme firsatı ortaya cıkmış oldu.

Gücü yetenler anlamıyla da ilgileniyordu Kur´anın. O´nu doğru anlamaya çalışıyorlardı. Anladıklarını yaşamaya gayret ediyorlardı. Belki kimimiz Kur´anla daha fazla ilgilenmeye, o´nunla bağlarını daha da güçlendirmeye karar verdi. Kim bilir Kur´an´ın yol gösterici olduğunu anlayanlarımızın sayısı artmıştı. İslam´ın özünü ve o´nun entellektüel boyutunun da gözden uzak tutmamamız gerektiğini kavramaya yönelik motivasyonumuz beslenmişti bu manevi atmosferde.

İslam aleminin içinde bulunduğu acıklı durumu iftar saatlerinde televizyonlarından veya önündeki yayınlardan görerek iç çeken ve bu acıklı durumdan kurtulunması için  duaların kabul edildiği saatleri vesile bilerek Allah´a dua edenlerimiz de olmuştur herhalde.
Yine bu ayda Söz´le/kelam anlam bütünlüğü/yorum, anlamla /amel pratik birbirine çok yaklaşmıştı.

Hiç bir ümmete ve dine nasip olmayan bin aydan daha hayırlı bir gece olan Leyle-i Kadir=Kadir Gecesi Ramazan ayındaydı. Müslümanlar için büyük müjdelerle dolu bir geceydi. Müslümanlar bu geceyi güçleri nisbetinde dolu dolu ihya etmişlerdi.
Alemlere rahmet olarak gönderilen (Enbiya Suresi/107) Hz. Muhammed´in (sav) risalet/elçilik görevini Allah tarafından gönderilen Cibril-i Emin/ Cebrail´den Cebel-i Nurda/Nur Dağında aldığı aydı bu ay. İnsanlık tarihinde her insana nasip olan bir görev değildi bu görev. Şerefli ama bir o kadar da çetin, fedakarlık ve sorumluluk gerektiren bir görevdi. Rasulullah aldığı risalet görevini başarıyla yerine getirmişti. Bu arada O´nun hayatını her yönüyle kendimize örnek almamız gerektiğini belirtmeliyiz. Çünkü O´nun hayatında Üsve-i Hasene/güzel örnekler vardır. O´nun yolu mutluluk yoludur.

Kısaca nasiplendik, şarj olduk. Kalplerimiz yumuşadı, nurlandı. Karşılıklı hoşgörü sınırlarımız genişledi. Kendimizle ve birbirimizle barıştık. Bireysel ve toplumsal düzlemde huzur, iç aydınlığı ve esenlik bulduk.  Onbir aylık gıdamızı almaya çalıştık. Birlik ve beraberliğimizi güçlendirdik. Ruhumuz ve bedenimiz dinlenerek dinginleşti ve asli hüviyetine döndü. Ramazan ayında ruh ve bedenimiz gerçek ahengine kavuştu.

Sizlere kutlu zaman dilimi olan Ramazan ayından bir kesit sunmaya çalıştım. Umarım Ramazan ayında kazandığımız güzellikler Ramazandan sonra da devam eder. Güzel de olur o zaman. Bu konuda şu söz bize ışık tutabilir diye düşünüyorum: “İşlerin en güzeli az da olsa devamlı olanıdır.“

Hamd olsun bize kerem ve lutfuyla muamele eden Allahımıza!
Müjdeler olsun bu kutsal zaman dilimini hakkıyla değerlendirebilenlere !

Bu vesileyle bütün okuyucularımın Mübarek Ramazan Bayramlarını tebrik eder, milletimize, İslam Alemine ve tüm insanlığa barış, huzur ve mutluluk getirmesini Yüce Allah´tan temenni ederim.

Nice Ramazanlara ve Bayramlara!                                                      

E-Mail Is.Altintas@gmx.de

Yazarın diğer yazıları:

Ramazan ayının düşündürdükleri
Olgun Insan


SAYFA BASI

| Ana Sayfa | Haberler| Gazeteler | Ekonomi | Firmalar | Spor | Yazarlar 

Copyright © Mima Datentechnik / Jülicherstr.20 / 52070 Aachen / Deutschland
Tel:
+49 (241) 900 57 50 (pbx)  Fax: +49 (241) 99 777 57  
e-posta:
info@Turkpartner.de
Bu site Mima Datentechnik Internet Servisi tarafýndan hazýrlanmaktadýr

Editör'den

Selam

İsmail Altıntaş
Ramazan ayının düşündürdükleri
Mahmut Aşkar
Yolun neresindesiniz
Muhsin Ceylan
Göç Kanunu ve terör
Şefik Kantar
ABD Hamburg’ u bombalar mı?
Ali Kılıçarslan
Uyum mu, Kıyım mı?
Ismail Tüysüz
Türkiye'nin orkideleri koruma altına alınmalı 
Euro Zerr
Fikirler Bayatlar mı?
Ramazan Alp
Şiirin yalnızlığı
Abdullah Güler
Toprak Ana