BİZDEN ÖNCE MASALLARIMIZ GELMİŞ
AACHEN Yok olmaya yüz tutmuş Osmanlı nakışlarından kendi
sanat eserlerini meydana getiren sanatçı
Elwira Geiselhard ve Prof. Dr.eşini evlerinde ziyaret
ettiğimizde bize sadece Osmanlı nakışları hakkında değil çok
daha değişik ve enteresan bir hikaye anlattılar.
Elwira Geiselhard 1984 yılında ki sergisini başka
sanatçılarla birlikte Krefeld şehrinde ortak sergi olarak
gerçekleştirmiş. Serginin açılış Galasında ziyaretçi bir
bayan Geiselhard’a yaklaşarak “Türk nakışlarına uygun bir
türk masalını burada anlatabilirmiyim?“ diye sormuş. Sergiyi
düzenleyenlerin evet demesiyle bayan, ziyaretciler ve
sanatçıların huzurunda Türk masalını anlatınca büyük
hayranlık ve alkış almış.
Elwira Geiselhard masal anlatan bayana defalarca Türkiye’ye
gittiğini, halkın arasına karıştığını ama böyle güzel bir
masalı almanca olarak ilk defa duyduğunu
söyleyerek “Siz bu masalı nereden ögrendiniz?“ diye sormuş.
Bayan 1950’li yıllarda gençliğinde bu masalları radyo
yayınlarından dinlediğini ezberlediğini, kendisi gibi daha
bir çok insanın hayranlıkla radyo yayınlarından Elsa
Sophia von Kamphoevener 'i dinlediğini söylemis.
Bir kere radyoda dinleyenin masalın içindeki büyülü
atmosfere kapıldığını, hipnotize
edilmiş gibi masalların kahramanlarından cinleri, beyleri,
fakir çobanı, zengin şeyhleri, kervanları, Anadolu
şehirlerini, kervansarayları unutamayacağını
anlatmış.
Bu kadar güçlü ve inandırıcı bir anlatımı olan Elsa Sophia
Kamphoevener 1878 yılında Hameln’de dünyaya gelmiş. Babasi
Louis von Kamphoevener Kaiser Wilhelm II tarafından
Abdulhamid Han’a İstanbula Askeri uzman olarak atanmış.
İstanbul`da büyüyen Elsa Sophia Boğaz’ın masalımsı havasında
8 lisan öğrenmiş. Ziyaretçi olarak
Harem’e girmiş. Büyük bir ihtimalle Sultan’ın kızlarından
biriyle de arkadaşlık kurmuş.
16. yaş gününde babasının “Sana ne hediye edebilirim?”
sorusuna, “Türkler akşamları toplanıyorlar. Masalcı’nın
anlattıklarını dinliyorlar. O masalları dinlemeyi o kadar
istiyorum ki” demiş.
Anlatan ve dinleyicilerin hepsinin erkek olduğu o günün
ortamında Büyükelçilikde çalışan bir Türkle beraber genç bir
erkek kıyafetinde masalları dinlemeye katılan Elsa Sophia bu
atmosfere kendini öylesine kaptırırki günün birinde masalcı
onu işaret ederek “O gördüğünüz delikanlı varya bunları
ezbere bilir” der ve kendine halef kıldığını söyler.
Radyo ve Televizyonun olmadığı o yıllarda belli aileler
kendilerine ait masalları anlatırlarmış. Yanlış bir şey
anlatana veya başkasının masalını çalana iyi gözle
bakılmazmış. Masallar aile malı olduğu için miras olarak
geride kalanlara kalırmış.
1945 yılında 67 yaşında parasız pulsuz sokakta kalan
Elsa Sophia Kamphoevener önce karın tokluğuna sonra
ödeyebilen halka daha sonraları Radyo mikrafonlarına
masallarını anlatır. Başlangıçta bu anlattıklarım benim
malım değil “acaba yazsam doğru bir haraket etmiş
olurmuyum?“ diye şüpheye düşsede yazar ve iki cilt kitap
halinde yayınlar. Kitabın ismi An Nachtfeuern der
Karawan-Serail Märchen und Geschichten Alttürkischer
Nomaden.
İyi ki
yazmış Almanya Türkleri olarak masallarımızı ondan
öğreneceğiz. Radyo yayınları geçtiğimiz günlerde tekrar
derlenerek CD’ler halinde Kamphoevener’in kendi sesinden
piyasaya sürüldü. E. Sophia Kamphoevener
1963 yılında 85 yaşında hayata gözlerini yumdu.
Ekte Konu ile ilgili resimler.
Yazarın diğer yazıları:
Bizden
önce masallarımız gelmiş
”Avrupa’nın
Anası Anadolu” Konferansına İlgi Büyüktü
Son
İki büyük Revulusyonda İstanbul`un Önemi
Yılbaşı
ve noel kutlamaları hakkında neler biliyoruz
Zamanı
saklamanın sihri
Yeşilçamda
bir emekci
Milli
kültürümüz de nevruz
Düşen
Ecyad kalesi ile birlikte aklıma düşenler
Türk
avcı Alman “av köpekleri” yetiştiriyor
Türkiye'nin
Orkideleri koruma altýna
alýnmalý
Dağcılık
Spor
kavga deðildir
Baþarýlý
olmak zor deðil
SAYFA
BASI
|