·  ANASAYFA  
·  AVRUPA HABER  
·  MEDYA  
·  EKONOMI  
·  FIRMALAR  
·  SPOR  
·  YAZARLAR  
·  BASIN ÖZETLERI  
·  COCUKLAR  
·  KADIN & YASAM  
·  BEDAVA SMS  
·  BEDAVA POST  
·  DOWNLOAD  
·  TREIBER  
·  CHAT  
·  NETMEETING  
   
   


  RÖPORTAJ

            İsmail Tüysüz

 

Ismail@turkpartner.de


BİZDEN ÖNCE MASALLARIMIZ GELMİŞ

AACHEN Yok olmaya yüz tutmuş Osmanlı nakışlarından kendi sanat eserlerini meydana getiren sanatçı Elwira Geiselhard ve Prof. Dr.eşini evlerinde ziyaret ettiğimizde bize sadece Osmanlı nakışları hakkında değil çok daha değişik ve enteresan bir hikaye anlattılar.

     Elwira Geiselhard 1984 yılında ki sergisini başka sanatçılarla birlikte Krefeld şehrinde ortak sergi olarak gerçekleştirmiş. Serginin açılış Galasında ziyaretçi bir bayan Geiselhard’a yaklaşarak “Türk nakışlarına uygun bir türk masalını burada anlatabilirmiyim?“ diye sormuş. Sergiyi düzenleyenlerin evet demesiyle bayan, ziyaretciler ve sanatçıların huzurunda Türk masalını anlatınca büyük hayranlık ve alkış almış.
Elwira Geiselhard masal anlatan bayana defalarca Türkiye’ye gittiğini, halkın arasına karıştığını ama böyle güzel bir masalı almanca olarak ilk defa duyduğunu söyleyerek “Siz bu masalı nereden ögrendiniz?“ diye sormuş.
Bayan 1950’li yıllarda gençliğinde bu masalları  radyo yayınlarından dinlediğini ezberlediğini, kendisi gibi daha bir çok insanın hayranlıkla radyo yayınlarından Elsa Sophia von Kamphoevener 'i dinlediğini söylemis.

     Bir kere radyoda dinleyenin masalın içindeki büyülü atmosfere kapıldığını, hipnotize edilmiş gibi masalların kahramanlarından cinleri, beyleri, fakir çobanı, zengin şeyhleri, kervanları, Anadolu şehirlerini, kervansarayları unutamayacağını anlatmış.
Bu kadar güçlü ve inandırıcı bir anlatımı olan Elsa Sophia Kamphoevener 1878 yılında Hameln’de dünyaya gelmiş. Babasi Louis von Kamphoevener Kaiser Wilhelm II tarafından Abdulhamid Han’a İstanbula Askeri uzman olarak atanmış.
İstanbul`da büyüyen Elsa Sophia Boğaz’ın masalımsı havasında 8 lisan öğrenmiş. Ziyaretçi olarak Harem’e girmiş. Büyük bir ihtimalle Sultan’ın kızlarından biriyle de arkadaşlık kurmuş.
16. yaş gününde babasının “Sana ne hediye edebilirim?” sorusuna, “Türkler akşamları toplanıyorlar. Masalcı’nın anlattıklarını dinliyorlar. O masalları dinlemeyi o kadar istiyorum ki” demiş.

     Anlatan ve dinleyicilerin hepsinin erkek olduğu o günün ortamında Büyükelçilikde çalışan bir Türkle beraber genç bir erkek kıyafetinde masalları dinlemeye katılan Elsa Sophia bu atmosfere kendini öylesine kaptırırki günün birinde masalcı  onu işaret ederek “O gördüğünüz delikanlı varya bunları ezbere bilir” der ve kendine halef kıldığını söyler.
Radyo ve Televizyonun olmadığı o yıllarda belli aileler kendilerine ait masalları anlatırlarmış. Yanlış bir şey anlatana veya başkasının masalını çalana iyi gözle bakılmazmış. Masallar aile malı olduğu için miras olarak geride kalanlara kalırmış.

     1945 yılında 67 yaşında parasız pulsuz sokakta kalan Elsa Sophia Kamphoevener önce karın tokluğuna sonra ödeyebilen halka daha sonraları Radyo mikrafonlarına masallarını anlatır. Başlangıçta bu anlattıklarım benim malım değil “acaba yazsam doğru bir haraket etmiş olurmuyum?“ diye şüpheye düşsede yazar ve iki cilt kitap halinde yayınlar. Kitabın ismi An Nachtfeuern der Karawan-Serail Märchen und Geschichten Alttürkischer Nomaden.


   
İyi ki yazmış Almanya Türkleri olarak masallarımızı ondan öğreneceğiz. Radyo yayınları geçtiğimiz günlerde tekrar derlenerek  CD’ler halinde Kamphoevener’in kendi sesinden piyasaya sürüldü. E. Sophia Kamphoevener 1963 yılında 85 yaşında hayata gözlerini yumdu.
Ekte Konu ile ilgili resimler.


























Yaza
rın diğer yazıları:

Bizden önce masallarımız gelmiş
”Avrupa’nın Anası Anadolu” Konferansına İlgi Büyüktü
Son İki büyük Revulusyonda İstanbul`un Önemi
Yılbaşı ve noel kutlamaları hakkında neler biliyoruz
Zamanı saklamanın sihri
Yeşilçamda bir emekci
Milli kültürümüz de nevruz
Düşen Ecyad kalesi ile birlikte aklıma düşenler
Türk avcı Alman “av köpekleri” yetiştiriyor
Türkiye'nin Orkideleri koruma altýna alýnmalý
Dağcılık
Spor kavga deðildir
Baþarýlý olmak zor deðil



SAYFA BASI

| Ana Sayfa | Haberler| Gazeteler | Ekonomi | Firmalar | Spor | Yazarlar 

Copyright © Mima Datentechnik / Jülicherstr.20 / 52070 Aachen / Deutschland
Tel:
+49 (241) 900 57 50 (pbx)  Fax: +49 (241) 99 777 57  
e-posta:
info@Turkpartner.de
Bu site Mima Datentechnik Internet Servisi tarafýndan hazýrlanmaktadýr

Ismail Tüysüz
”Avrupa’nın Anası Anadolu” Konferansına İlgi Büyüktü
Mahmut Aşkar
“Yetiş Ya Muhammed, Yetiş Ya Ali”
Prof. Dr. Ümit Özdağ
2006'ya Girerken Kerkük-KKTC Hattı ya da Çağdaş Sakarya
Yakup Yurt
şünüyorum, Öyleyse Varım (Descartes)
Prof. Dr. Mehmet Ali KÖRPINAR
Enerjimizi Ulusal Sorunlarımızın Çözümüne Harcayalım
Ayten Kılıçarslan
Türkler şiddet kurbanı
Üzeyir Lokman Çaycı
Referandum ve halkın ortaya çıkan tepkisi
Orhan Aras
Aman da beyler kavgadan geldim yorgunum...
Fikret Ekin
Komplo Teorisi Yok-3
Yılmaz Kuzucu
Sanat, para, ahlak
Mustafa Can
Benzemek Aynısı Demek mi....
Nuran Yelkenci
Zaman Tüketen Ev Hanımları
Hidayet Kayaalp
Kendimizle İletişim
Ali Kılıçarslan
AB’nin hutbe rahatsızlığı
M. Ali Aladağ
Cemil Meriç’le Doğu’dan Batı’ya
Hasan Kayıhan
Avrupa Türkçesi veya Eurotürkisch
Halil Gülel
Gerçek Güzellik
Sebahattin Çelebi
İstanbul, hiçbir şeyim...
Şensel Aşkın
Küresel ruh krizi
Serdar Çelebi
ETU (Europaische Türkische Union)  ne yapıyor?
Betül Parlar
Sigara Bağımlılığı
Muhsin Ceylan
Berlin’e hayali bir soru
Ozan Yusuf Polatoğlu
Bir taraf ‘şan’ (!) alıyor
Bir taraf ‘perişan’ oluyor
Şefik Kantar
Bir Yürüyüşün Anotomisi
Yakup Tufan
Uyum nedir?
Latif Çelik
TİDAF rüşdünü ispat etti
Dr. Nebil Bozdoğan
Botox zehir mi ilaç mı?
İsmail Altıntaş
Akıl, Vahiy ve İslam Toplumları...
Fazlı Arabacı
Yaralı bir bilinç