·  ANASAYFA  
·  AVRUPA HABER  
·  MEDYA  
·  EKONOMI  
·  FIRMALAR  
·  SPOR  
·  YAZARLAR  
·  BASIN ÖZETLERI  
·  COCUKLAR  
·  KADIN & YASAM  
·  BEDAVA SMS  
·  BEDAVA POST  
·  DOWNLOAD  
·  TREIBER  
·  CHAT  
·  NETMEETING  
   
   


  DUYGULAR

     Ayten Kılıçarslan

 


a.kilicarslan@t-online.de


A’dan Z’ye plan olsanız ne yazar?

Hükümet, 3 Ekim’de başlaması beklenen müzakerelerin Avusturya’nın tutumu yüzünden çıkmaza uğraması üzerine B ve C planlarından bahsediyor. Açıkçası bu “söylenti”ye bir cümle ile karşılık vermek istiyorum. Eğer müzakerelere başlama karşılığı olarak sizden Kıbrıs’ı tablet üzerinde sunmanız ve yanına da tatlı olarak “sözde Ermeni soykırımını” tanımanız isteniyor, aparatiflerden de insan hakları bahanesiyle Türkiye’nin bölünmesini başlatacak her türlü plana “olur” vermeniz talep ediliyorsa, ki durum bundan daha vahim ve şaka götürmez bir manzara arzediyor, hükümete o masadan temelli çekilmekten başka bir vazife kalmamış demektir.

Masadan blöf yapmadan, tamamen çekilmeyi içine almayan, A’dan Z’ye kadar ne kadar plan olursa olsun, sonuç ne Türkiye’ye, ne Türk insanına, ne de hükümete veya akıl veren kişi ve yerlere yaramayacaktır. Çünkü bu tür mönüler boğaza tıkanır. Pişirende de yiyen de hal bırakmaz.

Avrupa, hem stratejik anlamda hem de coğrafi anlamda ne kadar genişlerse genişlesin, ne ökolojik olarak, ne ekonomik olarak, ne de yeraltı ve yerüstü zenginlikleriyle uzun vadede gelecek vadetmemektedir. Dünyanın da Türkiye’nin de geleceği Türkiye’nin şu anda sahip olduğu topraklardan başlayarak Misak-ı Milli sınırları içindedir, Ortadoğu’dadır, Uzakdoğu’dadır ve Kafkaslar’dadır. Avrupa kırtasında bunun farkına varamayan tek ülke kalmıştır: Türkiye.

Hal böyle olunca gerek ekonomik, gerekse startejik ve ökolojik anlamda Türkiye’nin Avrupa Birliği’ne girmek üzere diretmesinde Türkiye adına hayır yoktur. Tam tersine AB ülkelerinin, Türkiye’nin AB’ye girme çabalarına “hayır” diyenlerin bu “hayır”ında bir hayır vardır. Ne yazık ki, Türkiye’nin, daha doğrusu şu an Türkiye’yi yöneten kişi ve kurumların bu hayırı görmemelerini kullanarak blöf yapılmaktadır. Hele bir hayır deyip masadan çekilinsin ve o masaya dönülmeyeceğinin kararlılığı gösterilsin, Türkiye’nin peşinden koşulacaktır.Diyelim ki, kısa vadede kimse Türkiye’nin ardından koşmadı, zamana bırakıldı, bu Türkiye’ye ne kaybetirir? Kosakaca bir hiç. Zira şu an Türkiye zaten oyalanan ve oynanan bir ülkedir.
Bu görüntüyü Türk insanı haketmemektedir. Türk insanı değince akla şu an Türkiye Cumhuriyeti sınırları içinde yaşayan tebaa gelmesin. Bir ülke kısa bir sürenin ürünü, bir millet kısa bir dönemin ürünü olmadığına göre, Türk insanı değince aklınıza Mete Han’dan bugüne gelip geçenler, Hilafet sonrasında ümidini bağımsız Türk devletine bağlayan Müslümanlar ve en az beşbin yıllık yazılı kaynaklara kadar takip edebildiğimiz bir dili konuşan coğrafyanın insanları gelmelidir. Bu da milyonlarca beden, milyarlarca ruh demektir.

Avrupa ile diyalogda kalmak için kapıda beklemenin bir anlamı yoktur. İnsanlık her an diyaloğa muhtaçtır. İnsanlığın kökleri Hz. Adem ve Havva’ya dayandığına göre bu diyalog zaten sürecek, insanlar birgün eşit olduklarının şuuruna varacaktır. Ancak insanca yaşamak için olmazsa olmazlardan birisi hürriyet, bağımsızlık ve haysiyettir. Bu üç önemli değer Avrupa Birliği için geçerli olduğu kadar, bu birliğe dahil olmayanlar için de geçerlidir.

E-Posta: a.kilicarslan@t-online.de


Yazarın diğer yazıları:

A’dan Z’ye plan olsanız ne yazar?
Seçimler ve Azınlık Türk Kadın Hareketi İlişkisi
Göçelim, ancak göçen olmayalım!
Erkekler farklı mı ölür?
8 Mart Dünya Kadınlar Günü
Aman, çifte kavrulmayalım!
Avrupa aydınlanmış da...
Hollanda’da pişti, üzerimize düştü
Kadınlar siyasetin neresinde?
Azınlık Türk kadın hareketi var mı?



SAYFA BASI

| Ana Sayfa | Haberler| Gazeteler | Ekonomi | Firmalar | Spor | Yazarlar 

Copyright © Mima Datentechnik / Jülicherstr.20 / 52070 Aachen / Deutschland
Tel:
+49 (241) 900 57 50 (pbx)  Fax: +49 (241) 99 777 57  
e-posta:
info@Turkpartner.de
Bu site Mima Datentechnik Internet Servisi tarafýndan hazýrlanmaktadýr

Ayten Kılıçarslan
A’dan Z’ye plan olsanız ne yazar?
Sebahattin Çelebi
İstanbul ölüyor, bu gece ellerimde…
Hasan Kayıhan
3 Ekim Beyannamesi
Yakup Yurt
Avrupa, Avrupa,
Duy Sesimizi...
Orhan Aras
Balık Adam
Şefik Kantar
Türklerin ve AB’nin geleceği
Hidayet Kayaalp
Ertuğrul Gazi Ve Dursun Fakıh Ve...
Mahmut Aşkar
Beyin Çalkantısı
Yılmaz Kuzucu
Müstesnalar
Betül Parlar
Hey du...
Fikret Ekin
Türkiye’nin “Sorunu”
M. Ali Aladağ
Almanya Seçimlerini Nasıl Okursunuz?
Şensel Aşkın
Bilginin/Doğruların Etkinliği
Üzeyir Lokman Çaycı
Siyah Çelişkiler
Nuran Yelkenci
İnsanın En Büyük Düşmanı Şeytan
Ismail Tüysüz
Son İki büyük Revulusyonda İstanbul`un Önemi
Mustafa Can
Benzemek Aynısı Demek mi....
Ali Kılıçarslan
AB’nin hutbe rahatsızlığı
Serdar Çelebi
ETU (Europaische Türkische Union)  ne yapıyor?
Halil Gülel
Sanatcının Elindeki Taş
Muhsin Ceylan
Berlin’e hayali bir soru
Ozan Yusuf Polatoğlu
Bir taraf ‘şan’ (!) alıyor
Bir taraf ‘perişan’ oluyor
Dr. Nebil Bozdoğan
Botox zehir mi ilaç mı?
Yakup Tufan
Uyum nedir?
Latif Çelik
Yanlış ata oynamanın bedeli
İsmail Altıntaş
Akıl, Vahiy ve İslam Toplumları...
Fazlı Arabacı
Yaralı bir bilinç