A vitaminini unutmayın! Mevsim meyvesi gibisi yok. Strese son vermenin 15 yolu

Kendinizi değil kilonuzu yakın

·  ANASAYFA  
·  AVRUPA HABER  
·  MEDYA  
·  EKONOMI  
·  FIRMALAR  
·  SPOR  
·  YAZARLAR  
·  BASIN ÖZETLERI  
·  COCUKLAR  
·  KADIN & YASAM  
·  BEDAVA POST  
·  DOWNLOAD  
·  TREIBER  
   
   



Migren

Migreni olanların genellikle titiz, dikkatli, aceleci, işlerini düzenli sürdürmek isteyen kişiler olduğu belirtildi.

Migren ve baş ağrısının insan tarihi kadar eski olduğunu hatırlatan Prof. Baki Göksan, hastalığın tarihçesi hakkında şunları anlattı: “Sümer yazıtlarında migrenle ilgili bilgiler, başağrısıyla ilgili bilgiler var. Çok kısa bir şiir şeklinde. Hasta baş, hasta olduğunu söylemez. Çünkü migren içeride olan bir olay ve dışarıya yansıyan çok fazla bir belirtisi yok. Ama bu şiirin devamında mesela, yaşlı kadın yaşlı olduğunu söylemez, yaşlı erkek yaşlı olduğunu söylemez diye de devam ediyor. Babil yazıtlarında başağrısıyla ilgili bilgiler var. Mısır papirüslerinde baş ağrısı, migren tedavisiyle ilgili bilgiler var ki bunlar günümüzden 5000 yıl öncesine dayanıyor neredeyse. Kapadokya’da tıpla uğraşan Arteus isimli bir tıp insanı, ilk defa yarım baş ağrısı lafını kullanmışsa, günümüzden 2000 yılın üstünde bir süre öncesinde kullanılmış.”
       
KUZEY KUTBU MU, MİGREN Mİ?
       Migrenin gizemini hala koruduğunu belirten Prof. Göksan, Bernard Show’la ilgili olan şu öyküyü anlatıyor: ” Bernard Show, 70 yaşına kadar migren atakları olan bir kişi. Bir toplantıda Kuzey Kutbunu keşfetmekle ömrünü geçirmiş, aynı zamanda barışa çok büyük katkısı olan Norveçli bir devlet adamı Larsen’le tanıştığında, şunu soruyor: ‘Baş ağrısı için bir şey yaptınız mı?’ ‘Hayır’ cevabını alıyor. ‘Çok yazık, bütün ömrünüzü kimsenin pek ilgilenmediği Kuzey Kutbunu keşfetmek için harcamışsınız. Halbuki başağrısına, migrene biraz vakit ayırsaydınız, pek çok kişi bu işte sizi çok daha fazla tanırdı’ diyor.”
       
VÜCUTTA NELER OLUYOR?
       Baki Göksan, migrenin vücutta yarattığı değişikliklerle ilgili olarak şunları açıkladı: “Ağrı öncesinde daha bir takım olaylar başlıyor. Sadece ağrıyla sınırlı değil. Davranış değişiklikleri, yeni alışkanlıkları, idrara çıkma alışkanlığı, su içme alışkanlığında değişiklikler ortaya çıkıyor. Kişi çok su içmeye, çok idrara çıkmaya, aşırı neşeli olmaya, aşırı çevreyle ilişkisini kesme durumuna girme pozisyona gelebiliyor. Günlük yaşantısında daha baştan bir takım değişiklikler, migrenin habercisi olarak karşımıza çıkabiliyor. Ağrı kısmına gelince, bunu takiben ortaya çıkan ağrıda ise en büyük özelliği migrenin ataklar şeklinde ortaya çıkması. Sıklıkla başın bir yarısını tutuyor olması, şiddetli bir ağrının olması. Bunun zonklama şekliyle olması. Bulantı ve kusmanın, sıklıkla bu ağrıya eşlik etmesi. Kişinin bir takım uyarıcı faktörlerden, yani ışıktan, sesten, bir takım kokulardan rahatsızlık duyması. Hareket sırasında ağrının daha da artması ve günlük aktivitesini kısıtlar hale gelmesi. Genellikle bu ağrı atağı da yaklaşık bir gün kadar devam edebiliyor ve bir günlük süre içinde de kişi, günlük yaşantısını bloke etmek zorunda kalıyor.”
       
MİGRENİ TETİKLEYENLER...
       Migren ağrısının tetikleyicileri konusunda bilgi veren Prof. Baki Göksan, migrenle baş etmenin ilk adımının bu faktörleri iyi tanımak olduğunu söyledi. Prof. Göksan, şunları söyledi: “Bu faktörlerin başında, pek çok migrenli hastanın da bildiği gibi açlık geliyor. Kan şekerinin düşmesi. Az uyku, çok uyku. Stres. Gerek bedensel gerekse ruhsal yorgunluklar. Hanımlarda adet dönemlerindeki hormonal değişiklikler, migren ağrısını tetikleyebiliyor.”
       
MİGRENİN TİPLERİ
       Migrenin çok kabaca iki tipi olduğunu belirten Prof. Baki Göksan, bunlardan sık karşılaşılanının, doğrudan doğruya ağrıyla başlayan ve devam eden çeşit olduğunu söyledi. Prof. Göksan ön belirtili migren konusunda ise şu bilgileri verdi: “Diğeri migren hastalarının aşağı yukarı 5’te 1’inde karşılaştığımız bir durum. Ağrı öncesinde bir takım nörolojik belirtiler ortaya çıkıyor. Yani, bizim nörolojik belirti dediğimiz, görme problemi olabiliyor. Görmesinde bozukluklar, buğulanma olabiliyor. Veya parıltılar, parlak ışıklar, çizgiler ortaya çıkıyor. Konuşmada etkilenme olabiliyor. Elde ayakta uyuşma olabiliyor. Bu tip belirtilerin arkasından, bunlar çok kalıcı bulgular değil. Dakikalarla sınırlı bir süre içinde ortaya çıkıyor ve kayboluyor. Arkasından da başağrısı başlıyor. Bu da ön belirtili migren tablosu dediğimiz bir tablo.”
       
KADINLARDA NEDEN DAHA SIK RASTLANIYOR?
       Başağrılarının kadınlarda daha sık görüldüğüne dikkat çeken Prof. Baki Göksan, bunun aslında şanssızlık değil bir ayrıcalık olduğunu söyledi. Prof. Göksan, şunları açıkladı: “Çünkü başağrısı nedeniyle hanımların hekime başvurma sıklığı çok daha yüksek. Ve bu nedenle birlikte olan bir takım sağlık problemleri de ortaya çıkıyor. Ve müdahale şansına sahip oluyorlar. Bu nedenle başağrısı çeken hanımlar grubu içinde yaşama oranının daha yüksek olduğu ve yaşam kalitelerinin daha iyi olduğu ortaya konmuş. Hanımlarda daha sık gözüküyor, hormonal özelliklerden dolayı. Migrende toplumda görülme sıklığını soracak olursanız, Türkiye’de her 100 kişiden 16 kişi migrenli diye tesbit edildi. 15-55 yaş grubu içinde... Hanımlarda da bu oran yüzde 20’ye ulaşıyor, erkeklerde yüzde 10. Yani, her 5 hanımdan birisinde migren ağrısı var diyebiliriz.”
       
MİGREN ATAKLARININ GÖRÜLME SIKLIĞI
       Migrende en çok karşılaşılan sıklık oranının haftada bir olduğunu belirten Prof. Göksan, bunun sıklaşmasının problemin ciddileştiğini gösterdiğine dikkat çekti. Prof. Göksan, kişinin fazla ağrı çekmesinin bazen, bir takım ruhsal problemlerine de yol açtığını söyledi.
       
ARAÇ TUTMASIYLA MİGREN BAĞLANTISI
       Migreni olan kişilerin çocukluk döneminde araç tutan kişiler olduğuyla ilgili bilgiler bulunduğuna dikkat çeken Prof. Göksan şunları söyledi: “Migren doğuştan kazanılmış bir özellik gibi düşünülürse, sinir sisteminin yatkınlığı ve hassasiyeti bir yaşta migren olarak ortaya çıkıyor ama öncesinde de böyle sinir sisteminin hassasiyetiyle ilişkili olabilecek bir takım belirtilerle daha önceden ses verebiliyor. Bunu çok daha küçük yaşlara götürdüğümüzde huysuz, hırçın, uyku problemi olan bebeklerin ileride migrenli olma oranının daha yüksek olduğu bile söyleniyor.”
       
IŞIĞIN ETKİSİ
       Baki Göksan, ışığın migren üzerindeki etkileri konusunda şu bilgileri verdi: “Florasan ışık, bu konuda en çok suçlanan ışık. Kişilerin mutlaka çalıştığı ortamda veya masasında, eğer ortam florasan ışıkla aydınlatılsa bile normal bir ışık kaynağının olması gerekiyor. Bir diğer konu da bilgisayar ekranının çok karanlık, loş ortamda kullanılmaması. Bu ortamdaki ekranın ışığı daha fazla tetikleyebiliyor. Çalışma ortamının ışık seviyesinin yeterli olması, doğrudan doğruya ekran ışığıyla muhatap olmaması lazım kişinin. Mutlaka aydınlatma gerekiyor.”
       
MİGREN HASTASININ KİŞİLİĞİ
       Prof. Göksan migren hastalarının kişilik özelliklerini şöyle sıraladı: “Genellikle migreni olan kişiler daha titiz, dikkatli, aceleci, işlerini düzenli, düzgün sürdürmeye yönelik kişilerdir. Bu hassasiyetlerinden dolayı belki de bu migren atakları bunlarda daha sık oluyor.”
       
TANI YÖNTEMLERİ
       Prof. Göksan, migrenin tanı yöntemleri konusunda şu bilgileri verdi: “Migren tanısını ortaya çıkaracak bir tetkik veya laboratuvar yöntemi yok. Migrenin tanısı kişinin bize anlattığı, verdiği ağrısıyla ilgili bilgilerden yola çıkarak konuyor. Bu nedenle bizim hastalara önerimiz, baş ağrısıyla şikayetiyle bir hekime gidiliyorsa, baş ağrısı ne zamandır beri vardır, ne zamandır ağrıyı çekiyor? Kaç yaşında başladı? Ağrı başının neresindedir, ne şiddettedir, ne karakterdedir, ne sıklıkta ortaya çıkıyor, ne kadar sürüyor? Neler kolaylaştırıyor? Neler getiriyor? Bunları gözden geçirip, hatırlayıp, hekime o şekilde gitmesi lazım. Çünkü baş ağrısında en önemli bilgi hastanın bize vereceği hikayedir. Kişilerin hiç olmazsa şiddetli ağrılarının olduğu günleri bir yere kaydetmesi, hekime çok büyük bilgi verecektir.”
       
TEDAVİ YÖNTEMLERİ
       Tedavide kullanılan yöntemler konusunda da Baki Göksan şöyle konuştu: “Basit ağrı hapları genellikle denenmiş oluyor. Ama basit ağrı kesiciler, romatizma ağrılarında kullanılan ilaçlar ve bu migren ağrılarını kesmede son 10 yıl içinde devreye girmiş olan bir ilaç grubumuz var. Bu ilaçları tavsiye edebiliyoruz. Doğrudan migren ağrısını kesmeye yönelik, buna özgü ilaçlar. Ve enteresan olan tıp tarihinde ilaçtan yola çıkarak hastalıkla ilgili bilgi sağlama bakımından da çok seyrek karşılaşılan bir durumdur. Eski mekanizmadan yola çıkarak migrende pek çok şeyi öğrendik. Gördük ki, migren ağrısı, beyinde, damarlarda genişleme, damarlar çevresinde iltihabı bir reaksiyonun olması, romatizmal bir reaksiyonun olması ve buna bağlı olarak damar çevresindeki sinir uçlarının hassaslaşıp, buradan ağrı uyarılarını beyine götürmesiyle karakterize.”


SAYFA BASI

Mahmut Aşkar
Eğrisine Doğrusuna Sarrazin
Nurdoğan Aktaş
O Bayrakları Kim Çıkaracak?
Prof. Dr. Hacı Duran
Örümcek Ağı ve Yargı Gücü
Yakup Yurt
O Bayrakları Kim Çıkaracak?
Orhan Aras
Kutsal Anadolu Topraklarında
İbrahim Selamet
İyilik Köprüsü SAKVA
Muhsin Ceylan
Zirveden görünenler
 ve bir istifa
Nuran Yelkenci
Ne Mutlu Türküm Diyene!..
Ozan Yusuf Polatoğlu
Cumhuriyet Halk Partisi
Ayten Kılıçarslan
Almanya ‘artık vatan’ mı?
S. Semih Sedef
Yitik hayatlar...
Hidayet Kayaalp
Mumla eriyen umutlar
Hayrettin Çakmak
İkinci yirmiyedi, beşinci Cuma
Yılmaz Kuzucu
İyiye değişim ve beyinlerde haraket
M. Ali Aladağ
Alman Medyasındaki İslam
Üzeyir Lokman  Çaycı
Şehirlerleşme ve etkinleşmeler
Haldun Çancı
Gizlenen Gerçek Atatürkçülük ve Savunucularına Ödettirilen Bedeller
Hasan Kayıhan
Bizim "Diaspora" Show
Ali Kılıçarslan
Oy hakkı sözü ne oldu?
Prof. Dr. Mehmet Ali KÖRPINAR
Gelin TV kanallarımızın son durumunu birlikte irdeleyelim
İsmail Altıntaş
Diaspora ve Kimlik
Osman Seçmez
Hayatın gerçek adı: SU
Şefik Kantar
Papa radikallere koz verdi
Fikret Ekin
Yine İnsan
Prof. Dr. Ümit Özdağ
Türkiye'nin En Büyük Sorununa Cevap
Prof. Dr. Berhan Yılmaz
Peygamberi Doğru Anlamak
Prof. Dr. İbrahim Ortaş
Şiddet ve Eğitim Sitemimiz 1
Sebahattin Çelebi
Şimdi....
Veli Kalli
Sorunumuz Kuş Gribi Değil
Mustafa Can
Bayram Gelince Bir Şeyler Olur Bana Canım....
İsmail Tüysüz
”Avrupa’nın Anası Anadolu” Konferansına İlgi Büyüktü
Erhan Türbedar
Kosova’ya İki Yeni Bakanlık Devrediliyor (?)
Serdar Çelebi
Fransa olayları ve Avrupa’da ‘Yeni Irkçılık’
Yakup Tufan
Fransa’nın İmajı
Betül Parlar
Hey du...
Şensel Aşkın
Bilginin/Doğruların Etkinliği
Halil Gülel
Gerçek Güzellik
Dr. Nebil Bozdoğan
Botox zehir mi ilaç mı?
Sizden Biri
Sen neymişsin be abi?
Alperen Çelik
Yeni Vietnam IRAK
İsmail Altıntaş
İslâm Dininin Engellilere Sağladığı Kolaylıklar
Latif Çelik
Ayný acýyý duyanlar en samimi olanlardýr
Dr. Nebil Bozdoğan
Kozmetik cilt tedavisi amaçlı lazer uygulamaları
Fazlı Arabacı
Yaralı bir bilinç