Bakan Yıldırım: Siber saldırılarla ülkeyi karanlığa iteceklerdi
Ulaştırma Bakanı Yıldırım, Gezi Parkı ile başlayan olayların organize
bir saldırıya dönüştüğünü belirterek, “Vahim sonuçlar doğuracak, ülkeyi
elektriksiz bırakacak, finans yapısını çökertecek saldırılar oldu. Ancak
püskürtüldü” dedi.
Ulaştırma Bakanı Binali Yıldırım, Gezi Parkı olayları
sırasında devletin kritik alt yapısına yönelik siber
saldırılar olduğunu söyledi. Tüm Türkiye’yi elektriksiz
bırakacak, finans yapısını tamamen çökertecek sistemlere,
polise yönelik siber saldırılar olduğunu belirten Yıldırım,
“Bizim işimiz yasaları göz ardı ederek insanların toplumun
huzurunu bozmak için içeride veya dışarıda kişi veya kurum
bu mecrayı kullanmaya kalkarsa bunun tedbirinin almak. Bu
ülkenin bu devletin görevidir. Almazsa o zaman hukuk
devletinden söz edilemez, ülkede düzenden dirlikten söz
edilemez. O sürelerde bütün kritik alt yapımıza saldırı
yapıldı. Kurumlara. Vahim sonuçlar doğuracak, bütün ülkeyi
elektriksiz bırakacak, bütün ülkenin finansal sistemini
çökertecek, güvenlik altyapısını çökertecek, polisi
kilitleyecek saldırılar yapıldı. Bütün bunların mücadelesi
yapıldı. Bu iş herkes fırsat kolluyor. Aman Türkiye’de bir
olay çıksın da nasıl zayıflatırız nasıl diz çöktürürüz”
dedi. Yıldırım yapılacak çalışmayla tümden yasaklama gibi
bir şeyin yapılmayacağını, bunun Kore ve İran gibi kapalı
toplumlardaki düzenleme gibi olmayacağını söyledi.
İletişim özgürlüğü engellenmez
Yıldırım, sosyal medyaya ve sanal dünyaya dönük yapılacak
yasal çalışmanın devam ettiğini henüz dünyada bu yönde
standart oluşmadığını ifade etti. Sosyal medyanın sorumlu
kullanılması, medya etiği oluşturma konusunda, sivil
toplumun da önayak olmasını sağlayacak çalışmalar
yapılacağını kaydeden Yıldırım, “Sosyal mecrayı isyan
çıkarmak, başkalarına hakaret etmek, huzuru kaçırmak için
kullanmaya en başta o sosyal medyayı kullanan insanların
tepki göstererek karşı çıkması lazım. Amaç iletişimi
özgürlükleri kısıtlamak değil, insanların güvenliğini
teminat altına almaktır. Asla özgürlüklerin kısıtlanması
güvenliğin sağlanması için şart olarak görülmemelidir.
İkisinin de denge içerisinde olması esas olmalı” dedi.
Altyapıya saldırılar oldu
Olaylar boyunca devletin elindeki kritik noktalara
saldırılar düzenlendiğine dikkat çeken Yıldırım, “O
sürelerde bütün kritik alt yapımıza saldırı yapıldı.
Kurumlara. Vahim sonuçlar doğuracak, bütün ülkeyi
elektriksiz bırakacak, bütün ülkenin finansal sistemini
çökertecek, güvenlik altyapısını çökertecek polisin
saldırılar yapıldı. Bütün bunların mücadelesi yapıldı. Bu iş
herkes fırsat kolluyor. Aman Türkiye’de bir olay çıksın da
nasıl zayıflatırız nasıl diz çöktürürüz. Siber alemde çok
büyük organizasyonlara gerek yok. Bir kişi İran’ın nükleer
programını dört yıl geciktirebildi, Gürcistan’a diz
çöktürdü, Litvanya ortada. Siber alemdeki tehdit için büyük
ordular organizasyonlar kurmaya gerek yok, akıl eliyle
yapılan bir şey. Aklı iyi yolda da kötü yönde de
kullanabilirsiniz” dedi.
Olayların olacağı önceden sosyal medyada yer aldı
Yıldırım, “Uluslararası odaklarca sanal alemin kullanılması
tespit edildi mi?” sorusu üzerine olayların olacağının
önceden sosyal medyada yer aldığını, bu yöndeki tespitlerin
yapılmaya çalışıldığını söyledi. Yıldırım, şöyle konuştu:
“Hazırlık dönemi olduğu gözüküyor. Bu olayların yapılacağına
dair bir takım sosyal medyada bilişim suçları dairesinin
tespitleri var. Bu olayları ne kadar tetiklemiştir bunun
ayrıca analiz edilmesi lazım. Bizim amacımız anayasada
teminat altına alınmış, insanların kişisel verilerinin
korunması, mahremiyetin özel hayatın korunması ve ülkenin
bütün kurumlarının bilgilerinin ehliyetsiz insanların kötü
niyetlerinin gerek başka ülkeden gerek yurt içinden bu
ülkenin birliğine beraberliğine karşı planlı düşünceleri
olan insanların eline geçmesine engel olmak. Yani siber
güvenliği ülkede temin etmek, siber tehditlere karşı gerekli
tedbirleri almak. Bizim görevimiz bu. Yoksa kim kimle ne
konuştu, iş mi yaptı birlikte seyahat mi ettiler, fun kulübü
mü kurdular bunlar bizim işimiz değil. Bizim işimiz
yasaları göz ardı ederek insanların toplumun huzurunu bozmak
için içeride veya dışarıda kişi veya kurum bu mecrayı
kullanmaya kalkarsa bunun tedbirinin almak bu ülkenin, bu
devletin görevidir. Almazsa o zaman hukuk devletinden söz
edilemez, ülkede düzenden dirlikten söz edilemez. Herkes
kendi güvenliğini tedbirini alma gibi vahim bir yola girer.”
Karşı
saldırılar ile atlatıldı
Yıldırım, siber saldırıların, daha önce tatbikatlarda
yapıldığı gibi karşı saldırılarla atlatıldığını ifade etti.
Ciddi zarar oluşmasının engellendiğini dile getiren
Yıldırım, “Kimse çarpıtmasın Sosyal medya, özgürlükler,
internetin faydalı bir şekilde kullanılmasına olabildiğince
evet. İnterneti insanları yok etmek, hayatını karartmak,
bütün itibarını yerle bir etmek amacıyla kullanılmasına
kimse razı olmaz” yorumunu yaptı.
Kaosa
hiçbir alan alet edilemez
“Sosyal medyayı kısıtlayıcı bir çalışma yok. Sokakta nasıl
bir insan öldürmenin cezası varsa, sosyal medyada da işlenen
suçun cezası vardır.’’ Dünya ülkelerinin bu konuda arayış
içinde olduklarını belirten Yıldırım, asla İran ve Kore gibi
kapalı toplumlardaki düzenlemelere gidilmeyeceğini ifade
etti. Yıldırım, “Kimse Türkiye’nin kapalı toplumları örnek
almasını beklemesin.
‘İstediğimi yaparım’ olmaz
Ama
demokrasi istediğim herşeyi yaparım anlamına gelmez.
Toplumsal isyanlara davet çıkarıyor, hatta fiili durum
yapıyorsa bu demokrasi değil, bu kargaşadır, isyan ve
demokrasi dışı güç devşirerek yönetimi ele geçirme
hadisesidir. Buna da hiçbir alan alet edilemez. Buna da
yasalar ihlal edilerek, ya da sanal alem kullanılarak
yapılabilir. Toplumun huzuru güveni herkesin yaşam hakkı
ülkenin kamu idaresinin teminatı altındadır. Aksi halde
hukuk devletinden bahis olmaz” diye konuştu.
Yasaklama değil koruma
Yıldırım, yasaklamanın bir sonuç olmayacağını, bütün
paydaşlarla birlikte farkındalığı arttırmaya dönük çalışma
yapacaklarını, fiziki saldırıların olmasını önleyecek
tedbirlerin alınacağını bildirdi. Yıldırım, “Yasaklama değil
koruma. Yasaklama değil iletişimin güvenliğinin
korunmasıdır” dedi.
|